Türk Davos'unda altı senaryo

Güncelleme Tarihi:

Türk Davosunda altı senaryo
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2004 00:00

DAVOS'ta her yıl yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nun en heyecan verici yönlerinden biri nedir diye sorarsanız hiç düşünmeden geleceğe yönelik senaryolar derim.Senaryo, uzun vadeli düşünmektir, fikir üretmektir, geleceğe hazırlıklı olma becerisidir.Günü gününe yaşayan bizlerin pek de alışkın olmadığı bir yöntem.Bu hafta sonunda Antalya'da yaklaşık 100-150 kişinin katılımıyla yapılacak, Türkiye ve dünya ile ilgili senaryoların masaya yatırılacağı 48 saatlik ‘‘Yarını Arayışlar’’ toplantısı işte bu yüzden önemli.Toplantıyı düzenleyen ARGE ve NMC esasında 5-7 Aralık tarihini belirlemiş önce.Ancak İstanbul'daki trajik olaylar nedeniyle toplantı 20-22 Şubat tarihine ertelenmiş.Toplantıya fikir üretenlerin yanısıra uygulayacılar da katılıyor.Bir yanda işadamları, akademisyenler, TOBB, TÜSİAD, TESEV, Avrasya Stratejiler Merkezi gibi düşünce kuruluşları diğer yanda bürokratlar, politikacılar.Senaryoların tartışılması için en uygun ortam.Peki hangi senaryolar masaya yatırılacak?ARGE Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, önümüzdeki 20 yıl için üçü olumlu, üçü olumsuz altı senaryonun masaya yatırılacağını söylüyor.Senaryolardan ikisi Ortadoğu Barışı ile ilgili.Türkiye'nin barış olursa nasıl, olmazsa pozisyonu nasıl olacak?Yeri gelmişken, ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ın geçtiğimiz etik ayında Türk-Amerikan İş Konseyi'nde söylediklerini hatırlatmak istiyorum.Edelman, Ortadoğu'nun globalleşme sürecine entegre olmasında, dinamiklerin değişmesinde Türkiye'ye önemli rol düştüğünü söylemişti.Antalya'daki senaryoların birinde Türkiye'nin Ortadoğu vizyonuyla ilgili ipuçları elde edebileceğiz.Gelelim diğer senaryolara...Bunlardan ikisi ‘‘Transatlantik İlişkileri’’ ele alıyor.Yani önümüzdeki 10 yıl içerisinde Avrupa ve ABD ilişkileri. Irak Savaşı'nda gördüğümüz gibi, ABD ile Avrupa'nın bazı ülkeleri çekişmeye devam mı edecek yoksa uyum içerisinde bir işbirliğine mi tanık olacağız.Çekişme devam ettiği takdirde Türkiye'nin stratejisi ne olacak?ABD'nin yanında mı? Yoksa Avrupa'nın safında mı yer alacak?Son iki olumlu, olumsuz senaryo tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili olanlar.Kıbrıs düğümünün çözülmesiyle üyelik umutları arttı artmasına ama Avrupa'da özellikle de Almanya'da ‘‘Türkiye'ye üyelik olmaz. Özel statü verelim’’ diyenler çoğunlukta.Üyelik olmazsa B planımız nedir?Bu senaryolar daha sonra Antalya'ya gelmesi beklenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve diğer konuk bakanlar tarafından değerlendirilecek.Argüden'den öğrendiğime göre, ABD, Avrupa ve Ortadoğu'dan üç önemli isim davet edilmiş.Yabancı gözüyle Türkiye'nin rekabet gücünü masaya yatıracaklar.48 saatliğine de olsa ARGE ve NMC'nin Antalya'da düzenledikleri ‘‘Yarını Arayışlar’’ toplantısı bir nevi Türk Davos'unun başlangıcı.Üstelik dağda karlı bir kasabada değil..Deniz kıyısında Türk turizminin gözbebeği aydınlık bir şehirde.Erkeğe doğum izni gerçekleşiyor muKARIN İstanbul'u bir kez daha esir aldığı cuma günü evden Devlet Bakanı Güldal Akşit ile konuşuyorum.Güldal Akşit, devlet memurlarının doğum izinlerini yeniden düzenleyen yasa tasarısıyla ilgili bilgi veriyor. Taslakta doğum sonrası 6 haftalık ücretli izne 6 ay ücretsiz izin ilave ediliyor. Ücretsiz 6 aylık izne istenirse 6 ay daha ekleniyor.Yani 1 yıl ücretsiz izin.Taslağa göre bu izinden hem anne, hem baba yararlanabilecek.Erkeklere doğum izni Avrupa Birliği'nin pek çok ülkesinde uygulanıyor.Finlandiya, Danimarka, Fransa, İtalya, İngiltere, İsveç, Avusturya, Portekiz, Belçika, Hollanda, İspanya, Lüksemburg erkeklerin doğum izni alabildikleri ülkeler.Amaç, iş hayatında kadın-erkek eşitliğini sağlamanın ötesinde babanın ailevi sorumlulukları paylaşmasına fırsat yaratmak.Güldal Akşit, tasarının ilgili bakanlıklar tarafından imzalanmasının daha sonra Bakanlar Kurulu'nda ele alınacağını söylüyor.‘‘Tasarının arkasında duracağız’’ diyor. Erkeklere doğum izni Türkiye'de rüya gibi bir şey.Anne çalışırken, kendi isteğiyle altı ay, ya da bir yıl süreyle bebeğine bakan erkeklerin olduğu toplumun nasıl bir değişimden geçebileceğini hayal edin yeter.Akşit'in verdiği müjde güzel ama...Arşive göz atınca ondan önce eski Devlet Başkanı Hasan Gemici'nin benzer bir tasarıya imza attığını fark ediyorum.Gemici'den önce kadın ve aileden sorumlu eski Devlet Bakanı Işılay Saygın, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan da erkeklere doğum izni üzerinde çalışmışlar.Yani bu yöndeki çalışmalar dört yıl öncesine uzanıyor.Milli Eğitim Bakanlığı Personel Müdürü ne dediMİLLİ Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Remzi Kaya, ‘‘Erdoğan 8 Mart Kadın Şûrası topluyor’’ başlıklı yazımla ilgili bir açıklama göndermiş.8 Mart günü yakasına kokart takan öğretmen Arzu Ölçer Yılmaz hakkında, 2000 yılında dönemin Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun izniyle soruşturma açıldığını hatırlatıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!