Güncelleme Tarihi:
IĞDIR'da dayıları Teğmen Aslan'nın yanında yaşayan H. (7) ve A. (11) A. kardeşler, kendilerini Hollandalı lezbiyen koruyucu aileye verilmesine karar veren Lahey Yüksek Mahkemesi'nin kararına tepki göstererek gözyaşına boğuldular. Koruyucu ailede kalmayacaklarını söyleyen kardeşler, "Bizi verseler de oradan kaçacağız" dediler.
Iğdır merkezde yaşayan dayıları Teğmen Aslan'ın yanında kalan A. ve H. A. kardeşler, mahkemenin kararına tepki gösterdiler.
ANNELERİNİ GÖRÜNCE GÖZYAŞLARINA BOĞULDULAR
Lahey de bir TV kanalının canlı yayınına çıkarak yaşadıklarını anlatan annelerini televizyondan izleyen iki kardeş gözyaşlarına boğuldu. Annelerini görünce heyecanlanıp  hüngür hüngür ağlayan çocukları dayıları sakinleştirdi
Iğdır il merkezindeki bir ilköğretim okulunda eğitimlerine devam eden iki kardeş, anne Nurgül (43) ile baba Hanlar A.'ya (38), kavuşmanın hayalini kurarken, lezbiyen koruyucu aileye verilmesi kararı karşısında büyük şaşkınlık yaşadılar. Anne ve babalarını çok özlediklerini belirten iki kardeş, daha önce yaklaşık 3 yıl boyunca yanlarında kaldıkları lezbiyen koruyucu ailenin kendilerine kötü davrandıklarını söyledi. Şeker hastalığı nedeniyle tedavi gören A. A., "Ben tekrar koruyucu ailede kalmak istemiyorum. Verseler de kaçarım oradan" dedi. Iğdır'da yaşamaktan mutlu olduğunu belirten A.A., şunları söyledi:
"Annemi doğum için hastaneye götürdük. Doğum yaptı ve eve getirdik. Daha sonra annem kardeşimi düşürdü. Çocuğun kolu kırıldı ve başı şişti. Hastaneye götürdük. Doktor annemin çocuğuna bakamadığına dair olumsuz bir rapor verdi. Onlar da annemin çocuğuna bakamayacağını düşünerek çocuğu almaya karar verdiler. Beni ve H. kardeşimi de aldılar. Biz 2,5 yıl bir ailede kaldık. Sonra bana bir mektup yazdırdılar ve mektubu avukata gönderdiler. Mektup sonrası ailem bizi aldı ama küçük kardeşim onlarda kaldı. 4 yıldır kardeşim koruyucu ailede kalıyor. Ben tekrar orada kalmak istemiyorum. Verseler de kaçarım oradan. Koruyucu aile bize kötü davranıyordu. Annem için çok üzülüyorum. Annemi de kardeşimi de çok özledim. Onlar için içim yanıyor. Artık ne söyleyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum."
Küçük kardeş H.A. da, dayısının evinde yaşamaktan mutlu olduğunu dile getirerek, "Annemi ve babamı çok özledim. Onlarla görüşemiyorum. Koruyucu aile bize kötü davranıyordu. Biz şimdi dayımın evinde kalıyoruz. Dayım ve babaannem bize iyi bakıyor. Burada mutluyuz" dedi.
"POLÄ°S KORKUSUYLA YATIP KALKIYORUZ"
H.ve A. A'nın yanında yaşadıkları dayıları şoför Teğmen Aslan, gece gündüz korkuyla yatıp kalktıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan'ın olaya el atmasını isteyen Aslan, "Yalvarıyorum, ablamı kurtarsınlar" dedi.
ERDOĞAN: SOSYAL DEVLET OLMANIN GEREĞİNİ YAPARIZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada, kendisine henüz böyle bir talep ulaşmadığını ama ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi. Erdoğan, "Biz kim sıkıntıya düşmüşse, yardıma ihtiyacı varsa ordayız. Sosyal devlet olmanın gereğini yaparız ve yapacacağızda" dedi.
Dayı Aslan ise şunları söyledi:
"Benim ablamın 10 yıl boyunca çocuğu olmadı. Çocuk hasretiyle yandı bu zamana kadar. Bir annenin bir babanın mükafatı bu muydu acaba? Çocuklarından 5 yıldır ayrı yaşayan bir annenin psikolojisi ne kadar iyi olabilir. Bir annenin altı aylık çocuğunu elinden aldılar. 5 yıldır göremiyor. Bu anne ne kadar iyi olabilir, ne kadar güzel yaşayabilir? Yalvarıyorum, benim ablamı kurtarsınlar. Başka bir şey istemiyorum. Ablam yıllarca çocuk hasreti çekti ama şimdi göz göre göre eriyor. Artık bir şey yapamıyorum. Bizim elimizden bir şey gelmiyor. Bu durum ne zamana kadar sürecek? Biz kendi memleketimizde her gece korkuyla yatıp korkuyla kalkıyoruz. Ablam her gün telefon açıyor. Diyor ki, polis gelip çocuklarımı alacak. Kapının zili çalınca korkuyoruz. Acaba polis mi geldi, diyoruz. Gece gündüz korkuyla yatıyoruz. Başbakan Erdoğan'ın bu işe el atmasını istiyoruz. Çünkü bu olayı biz çözemiyoruz. Elimiz yetişmiyor."
Yenge Nuran Aslan da, çocuklarla iyi anlaştıklarını ancak ne kadar iyi olsa da annelerinin yerini tutamayacağını belirterek, "Çocuklar çok iyi anlaşıyoruz. Herhangi bir sorunumuz yok. Ama onlara ne kadar iyi baksam da, onlar için ne kadar elimden geleni yapsam da bir annenin yapabileceği kadar olmuyor. Bir yerde mutlaka eksikliğim oluyor. Çocuklar annelerini çok özlüyor" diye konuştu.
ANNELERİNİ TELEVİZYONDA GÖRÜNCE GÖZYAŞLARINA BOĞULDULAR
Mahkeme kararının ardından bir televizyon kanalında canlı yayına çıkan anne Nurgül AzeroÄŸlu yaÅŸadığı Lahey'de yaÅŸadıklarını anlatırken, IÄŸdır'da yaÅŸayan iki çocuÄŸu da kendisi için gözyaÅŸlarına boÄŸuldu. Haberin anons edilmesiyle televizyonun başından ayrılmayan kardeÅŸler, annelerini ekranda görünce önce heyecanlandılar ardından gözyaÅŸlarına boÄŸuldular. Fenalık geçiren ÅŸeker hastası A.'ya yengesi Nuran Aslan müdahale etti. H. ise, dayısına sarılıp hüngür hüngür aÄŸladı. Ä°ki kardeÅŸ ve dayı TeÄŸmen Aslan eve gelen akrabaları tarafından uzun süre sakinleÅŸtirilemedi.Â
6 AY ÖNCE IĞDIR'A GELDİLER
Evliliklerinin ilk on yılında çocuk sahibi olamayan Nurgül ve Hanlar Azeroğlu çifti, ilaç tedavisi sonrasında A.(11), H. (7) ve Y. (4) adını verdikleri üç çocuk sahibi olmuşlardı. 2004 yılında 6 aylıkken ana kucağı çocuk yatağından bir kaza sonucu annenin Y.'yi düşürmesinden sonra, ailenin çocuklarına el koyan Hollanda Gençlik Dairesi, çocukları 2004 yılında Hollandalı lezbiyen koruyucu aileye vermişti. Verilen hukuk savaşında 2007 yılının Temmuz ayında A. ve H.'in velayetini alan Azeroğlu ailesi, iki çocuğu 6 ay önce Türkiye'ye gönderdi. Dayılarının yanında yaşayan kardeşlerden A., tedavi görüyor.