Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2004 00:00
Kendini doğru erkeği bulmaya adarken yanlış erkeklere çatan, fazla kilolarıyla sürekli mücadele eden 30'unu aşmış sevimli roman kahramanı Bridget Jones'un Türk benzerleri kitap oldu.33 yaşındaki yazar Banu Özdemir'in kaleme aldığı “30 Mumlu Pasta”, kentli, kariyer sahibi ve bekar kadınların “otuzlu yaş hallerini” esprili bir dille masaya yatırıyor. Bu sorunları kendi de yaşayan ve sonunda “doğru yolu” bulan Özdemir'in kitabında şirin dipnotlarla ilginç öneriler var. Kitabının kahramanlarını “Türkiye'nin Bridget Jones'ları, Ally McBeal'leri” diye nitelendiren yazar, onları şöyle tanımlıyor: -Annelerimiz bizi evlendirmeye çalışır, patronlarımız performansımızı artırmaya... -Arabanın motor gücüne değil, rengine tav olur, alırız. -Dev şirketleri yönetir, iç çamaşırı rengine bir türlü karar veremeyiz. -Çeşme başını bıraktık, chat başında sevgili arıyoruz. -En önemli sorunumuz doğru erkeği bulmak... -Gündemimiz, aşk erkekler, ilişkiler... -Korkularımız, aldatılmak, yalnız kalmak, kilo almak... -Şaşkınlığımız, kariyer yaptık, evde kaldık... -Dertlerimiz, kararsızlık, tatminsizlik, arayış... -Özlemimiz, çocuk, çocuk, çocuk... -Havuz problemimiz, sperm bankasına bir uğrasam mı? -Kabusumuz, doğurabilmek için 35'ten önce evlenmek şart... -Ve teşhisimiz 30 yaş sendromu yaşıyoruz...BAŞARDIK, AMA NE KADAR? Türk Bridget Jones'ların özelliklerini 25 ayrı kişiyle görüşerek toparlayan Özdemir, bunları şöyle özetliyor: -Ne yer: Salata, spagetti -Ne içer:
Diyet kola -Ne giyer: Gündüz spor, akşam dişi -En büyük mutluluğu: Güzel giden, tutkulu bir ilişki -En büyük mutsuzluğu: Güzel gitmeyen veya varolmayan bir ilişki -En büyük korkusu: Yalnızlık -Buzdolabında olmazsa olmaz: Diyet kola, kepek ekmeği, peynir, şarap.Yalnızlığın yıprattığı 30 yaş kadınının moralini en çok işyerindeki “hamile çalışma arkadaşlarının” bozduğunu belirten Özdemir, bundan kaçmanın en iyi yolunu da “kendini alışverişe, yemeğe, uykuya vurmak” diye özetliyor.Karikatürist İrfan Sayar'ın kahramanı Zihni Sinir'in yarattığı ”doğru erkek projesini” okurlarına sunan Özdemir, 30'unu aşmış 25 bekar erkekle de görüşerek “onların hangi delikte saklandığının” ipuçlarını da veriyor. Özdemir, kitabının finalinde yaş sendromundan çıkmanın altın anahtarını da şöyle uzatıyor:“Bana göre, biz 30 yaşlarında kariyer sahibi ve bekar kadınlar hepimiz birbirimize çok fazla benziyoruz. Hepimizin hayat çizgisi aynı. Başardık, görüntülerimiz annelerimizden çok farklı. Kalıbımız çağdaş, modern. Peki ya içimiz? İşte ben burada sıkışıp kaldığımızı düşünüyorum. Çağdaş, modern kadın görüntüsü çiziyor, ancak öyle davranmıyoruz. Doğru sıfatı kazanmak için işe önce bu kadın gözlüğünü çıkarmaktan başlamalı. Doğru kadın değil, doğru insan olmaya çalışmalı.”
button