Güncelleme Tarihi:
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Tarık Baykara, lazer teknolojilerinin öneminin gün geçtikçe arttığına işaret etti.Lazerlerin, çevre, makine-imalat, savunma, elektrik-elektronik, iletişim, güvenlik gibi pek çok alanda, günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini belirten Baykara, özellikle lidar teknolojisi”nin lazerlerin en önemli uygulamalarının başında geldiğini ve atmosferdeki oluşumları incelemekte kullanıldığını anlattı.
TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü'nün lazer ışınları ile tespit-teşhis ve mesafe ölçme olarak da tanımlanan lidar teknolojilerinde, çok önemli aşamalar kaydettiğini vurgulayan Baykara, enstitüde 2002 yılından bu yana tamamen yerli kaynaklarla özgün tasarımlar olan lidar sistemlerinin geliştirildiğini ve kullanıldığını söyledi.
“SALDIRIYI ÇOK ÖNCEDEN HABER VERİYOR”
Doç. Dr. Baykara, 2007 yılında geliştirilen Lidar Sistemi ile olası kimyasal ve biyolojik nitelikli hava saldırılarının çok önceden haber alınarak, saldırıların tespit ve teşhis etmenin mümkün hale geldiğini bildirdi.Çokdalgaboylu MİE-Raman Lidarı isimli sistemle troposferde söz konusu oluşumlarla ilgili çalışmaların yapıldığını belirten Baykara, “Günümüz dünyasının en büyük tehdit unsuru olarak görülen ve terör odaklı kimyasal ve biyolojik savaş ajanlarının aerosol formunda çok kolaylıkla saldırılarda kullanılması insanlığı tehdit eden en vahim tehlikedir” açıklamasında bulundu.
Kitlesel ölümler ve kalıcı hasar verebilecek zararlar yaratabilecek bu saldırılara karşı en etkili savunma yönteminin bu türden geliştirilmiş erken uyarı lidar sistemleri olduğunu kaydeden Baykara, bu teknolojinin dünya genelinde çok az ülkenin sahip olduğu stratejik alanların başında geldiğini söyledi.
“LİDAR AĞINA GİRDİLER”
TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü'nün, öncelikle bu büyük tehlikeyi dikkate alarak çok güçlü bir tasarım geliştirme, uygulama, test-analiz ve değerlendirme grubu oluşturduğuna dikkati çeken Baykara, bu proje grubunun başında aynı zamanda Avrupa Bilimler Akademisi üyesi de olan dünyaca tanınan bilim adamı Prof. Dr. Kerim Allahverdi'nin bulunduğunu aktardı.
TÜBİTAK'ın Gebze'deki Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü İleri Lazer Teknolojileri laboratuvarlarına kurulan Lidar Sistemi ile İzlanda'da tekrar harekete geçen yanardağdan saçılan ve savrulan, rüzgarlarla Avrupa'nın pek çok ülkesinde hava ulaşımını büyük ölçüde aksatan kül bulutlarının Türkiye'ye kadar ulaştıklarını da tespit ettiklerini ifade etti.
Marmara Körfezine kadar ulaşan kül bulutlarının hangi yükseklikte ve hangi yoğunlukta olduklarının, fiziksel özelliklerinin sürekli olarak izlendiğini ve tüm bu çalışmaların Avrupa bilim merkezleri ile paylaşıldığını anlatan Baykara, Avrupalı bilim insanlarının, merkezce paylaşılan verilere ve değerlendirmelerin yüksek güvenilirlik ve kalitesine hayran kaldıklarını söyledi.
Baykara, bu gelişmenin hemen ardından proje gruplarının EARLINET olarak da bilinen “Avrupa Aerosol Araştırma Lidar Ağı'na” davet edildiğini ve kısa sürede de bu oluşuma katılımını onayladıklarını bildirdi.
Söz konusu EARLINET oluşumunda 15 üye ülkenin bulunduğunu anlatan Baykara, ağın tüm Avrupa ve Türkiye'nin de içerisinde olduğu atmosfer ortamının 24 saat, her türden oluşumun da (Sahra çölü tozları, atmosfer kirliliği, atmosferik gazlar ve diğer) sürekli olarak izlendiğini kaydetti.
Baykara, TÜBİTAK'ın EARLINET üyeliğine ilişkin, “Türk bilim insanlarının özgün tasarım ve geliştirme çalışmaları ile ortaya çıkan bu ulusal nitelikli teknoloji ile hem sivil hem de savunma-güvenlik alanında büyük aşamalar kaydedilmiş olmaktadır. Avrupa ve dünya bilim alemince de güvenilirlik ve kalitesi tescil edilen bu önemli gelişme ile Türk semalarının daha güvenli ve daha temiz kalmasının sağlanacağı kuşkusuzdur” dedi.
Doç. Dr. Baykara, enstitünün lazer sistemlerinin tasarım, geliştirme, imalat, test ve performansını hedefleyen çalışmaları ile Türkiye'nin savunma ve güvenlik alanında benzersiz bir konuma geleceğini sözlerine ekledi.