Güncelleme Tarihi:
Türk bilim adamının, efsaneye göre, Noel coşkusunun tüm dünyaya yayılmasına yardımcı olan Noel Baba'nın kızağını çeken geyiklerden “Rudolf”un burnunun neden kırmızı olduğuna ilişkin yaptığı çalışma, İngiliz tıp dergisi British Medical Journal'in Noel sayısına kapak oldu.
AA muhabirine açıklamada yapan Hollanda Rotterdam Erasmus Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can İnce, yoğun bakımda en öldürücü hastalıklardan birinin sepsis olduğunu, hayvan deneyleri sonrası sepsisin asıl hedefinin vücuttaki büyük dolaşımın değil mikro dolaşım olduğunu söyledi.
Sepsisi daha iyi anlamak için, hastanın başında mikro dolaşıma ilişkin görüntülere sahip olmak gerektiğini vurgulayan İnce, bu amaçla yaklaşık 12 yıl önce el video mikroskobu geliştirdiklerini, bu mikroskobun dokudaki en küçük dolaşımı ve damarcıkları gösterdiğini anlattı.
İnce, bazı durumlarda yoğun bakımdaki hastaların tedavilerinde veya ameliyatlarda kan basıncı, ritm gibi büyü
Önceleri kılcal damarları sadece hayvan deneylerinde yatak başında görebildiklerini, insanlarda ise dokuyu alıp mikroskopta incelediklerini kaydeden İnce, dolaşımdaki değişiklikleri takip etmek için yatak başında mikro dolaşımın görülmesinin önemli olduğunun altını çizdi.
Can İnce, el mikroskobuyla tedavi esnasında hastanın başında kılcal damarlardaki sorunları tespit etmeye başladıklarını dile getirdi.
EN ÜNLÜ BURUN RUDOLF'UN
Bu teknolojiyi 5-6 yıl önce burundaki hastalıkları incelemek için de kullanmaya başladıklarını ve damarcıkların patolojisini bu teknikle görebildiklerini anlatan İnce, yöntemi halka anlatmak için de dünyadaki en ünlü burunlardan Noel Baba'nın kızağını çeken Rudolf'un burnunu incelemeye karar verdiklerini söyledi.
Noel zamanında New York ve Londra sokaklarında çalınan şarkı'da, “Rudolf'un kırmızı bir burnu varmış' diye söyleniyor. Bizde dedik ki acaba bu doğru mu değil mi? Geyiklerin burnu pembe oluyor, kırmızı burnun bir sürü nedeni olabilir belki hastadır. Çocukların rahat etmesi için bu burnun neden kırmızı olduğunu tespit edelim” diye konuştu.
BEYİN ISISINI SABİT TUTMAK İÇİN
Norveç'te geyikler üzerinde çalışan bir üniversitede araştırma yaptıklarını anlatan İnce, geyikleri önce koşturduklarını sonra da kızılötesi kamerayla vücut ısılarını ölçtüklerini ifade etti.
Geyiklerin bacaklarının ısısının eksi 40, beyinlerinin ise artı 37 derece olduğunu ve bu hayvanların beynindeki en sabit parametrenin “hararet” olduğuna dikkati çeken İnce, “Geyikler Noel Baba'ya yardım ettiklerinde, enerjiden ısınıyorlar, beyinleri de ısınıyor. Beyin hararetini sabit tutmak için hayvanlar burunlarından nefes alıyor ve kan dolaşımını, harareti sabit tutuyorlar” dedi.
Ren geyiklerinin burundan nefes aldığını, böylece damarcıklarını soğuttuğu ve ısıttığını buradan giden kanın da beyindeki harareti sabit tuttuğunu anlatan Prof. Dr. İnce, ren geyiklerinin beyindeki harareti sabit tutmaya çalıştıkları için burunlarının kırmızı olduğunu tespit ettiklerini kaydetti.
ARAŞTIRMA YABANCI BASINDA
İnce, yaptığı araştırmanın sonuçlarını yayınlanması için Boundary Waters Journal'e (BWJ) gönderdiğini, onların da makaleyi çok beğendiğini ve yayınladıklarını söyledi.
Makalenin BWJ'de yayınlanmasından sonra Japonya, İngiltere, Kanada'daki radyo programlarına çıktığını, araştırmanın New York Times'ta, The Seattle Times'ta, Tokyo Times'ta, hatta Hindistan gazetesinde de ön sayfada yer aldığını anlattı.
İnce özellikle Hollanda gazetelerinin araştırmaya çok fazla ilgi gösterdiğini kaydetti.