Güncelleme Tarihi:
PROVOKATİF YAKLAŞIM
“Diyarbakır’da yapılan miting ile bu mitingde okunan mektup öyle zannediyorum ki halkımız arasında samimi yaklaşanlar açısından olumlu tepkiler doğurmuştur. Ama bu süreci özellikle olumsuz etkileme gayreti içerisinde olan bazı marjinal gruplar tarafından da tabii ki bunlar, olumsuz yaklaşımlar devam edecektir. Çünkü terör üzerinden beslenen gruplar var ülkemizde. Bu terör üzerinden beslenen grupların oyununu da bozan bir süreçtir.
Tabii gönül şunu çok arzu ederdi, onu açıkça söylemem lazım, Diyarbakır’da yapılan böyle bir çözüm süreci mitinginde orada Türk bayraklarının olması gerekirdi. Türk bayrağının orada olmayışı, aslında hala bu süreci olumsuz etkilemek gayreti içerisinde olanların bana göre bir provokatif yaklaşımıdır. Çünkü bunu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak özellikle bir millet kavramı içerisinde tek millet, tek bayrak, bunu sürekli, Diyarbakır’da dahi söyleyen bir Başbakanım. Bu arzu sadece Başbakan Tayyip Erdoğan’ın değil, milletimin bütünün, 76 milyonun arzusudur. Bu tabii ciddi bir eksiklik olmuştur. Vurgulamadan kesinlikle geçemeyeceğim. Bunu bir şov olsun diye de söylemiyorum.
TEK BAYRAK TEK DEVLET
Tek vatan, tek devlet anlayışıyla buna yaklaşan ki nitekim Öcalan’ın mesajının içerisinde de bunları görüyoruz. Mesajın içinde bunlar da var. Ama bu uygulamalar mesaja ne yazık ki ters düşüyor. Temenni ederim ki zaman içerisinde bunlar da giderilmek suretiyle ülkemizde 30 yıldır yaşanan sıkıntıyı böylece bir an önce aşmış oluruz ve silahlar bırakılır, sınır dışına geçmek isteyenler, sınır dışına geçmek suretiyle ülkemiz o beklediği, aradığı refahı, huzuru, mutluluğu yakalar.
Mektubu, çağrıyı, daveti, olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Ancak aslolan bu çağrının ötesinde uygulamadır. Uygulamada ne olacağı çok önemlidir. Burada Öcalan’ın ifadeleri ne denli karşılık bulacak, onu en kısa zamanda görmeyi arzu ederiz. Zaten uygulamaya geçtiği andan itibaren de Türkiye’de, bölgede hava değişecektir. Ben buna inanıyorum. Buradaki ifadelerde yatan birçok mesaj, bizim aylardır, yıllardır söylediğimiz sözler. Silahlar bırakılmalıdır ve eyleme karışmış, karışmamış bizler şu anda bilemeyiz ama Habur’da bazı örnekleri yaşadık, ülkemizi terk etmeleridir. Ülkemizi terk etmeleri halinde de halinde zaten sulhi hukuk sözkonusudur. ”
Rüştü ile Eren korumalık yaptı
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ı Amsterdam’daki temasları sırasında koruyanlar arasında Hollanda Polis Teşkilatı özel kuvvetler biriminde görevli iki Türk asıllı polisi de bulundu. Kırşehirli Rüştü Kılıç (solda) ve Yozgatlı Eren Yumuk (sağda), Başbakan Erdoğan’ın korunması için özel olarak görevlendirildi. İki polis, normal özel tim kıyafeti yerine Erdoğan’ı korurken tören kıyafeti giydi. Başbakan Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin resmi davetlisi olarak geldiği Hollanda’da, Kraliçe Beatrix ile de bir araya geldi. Hollanda Kraliyeti’nin Lahey’deki Huis Ten Bosch sarayında basına kapalı gerçekleşen görüşmede, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da yer aldı.