Turgut Özal davasının ikinci duruşması başladı

Güncelleme Tarihi:

Turgut Özal davasının ikinci duruşması başladı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2013 10:42

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğü iddiasıyla, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.

Haberin Devamı

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal katılırken, eşi Semra Özal katılmıyor. Ayrıca, duruşmaya Ergenekon Davası’ndan tutuklu olan Levent Ersöz katılmıyor. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gereken dava, 28 Şubat davasının devam etmesi nedeniyle ayrı bir heyet oluşturularak Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülmeye başlandı.

Mahkeme heyeti davayı 19 Mart 2014 tarihine erteledi.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün yargılanmasını devam edildi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "sağlık sorunlarını" gerekçe gösteren sanık Ersöz katılmadı. Duruşmada, iddianamede "müşteki" olarak yer alan Özal'ın oğlu Ahmet Özal ile taraf avukatları hazır bulundu.

Haberin Devamı

Kayda alınan duruşmada, Ahmet Özal beyanda bulundu. 1993'ten bu yana değişik şekillerde babasının ölümüyle ilgili açıklamalarda bulunduğunu belirten Özal, "Benim inancıma göre, 1988 suikastıyla değerlendirildiğinde bir bütünlük olduğunu düşünüyorum. 1993 senesi rahmetli Uğur Mumcu'nun suikastıyla başlayan karanlık bir süreç. 1993 yılıyla ilgili açılan davalarda, Meclis'te de verdiğim önergede, 1993 yılının ve özellikle rahmetli Özal'ın ölümünün araştırılması teklifinde bulundum. Müşteki sıfatıyla müdahil olmak istiyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı İrfan Önder Yorgancılar'ın "Sanığı tanır mıydınız" sorusuna Özal, "Sanığı tanımıyorum, rahmetli babamın tanıyıp tanımadığını da hiç bilmiyorum" cevabını verdi.

Babasının rahatsızlandığı gün, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde doktor bulunmaması, GATA'ya götürülürken sonra yolun değiştirilip Hacettepe Hastanesi'ne getirilmesi gibi konuların herkes tarafından bilindiğini belirten Özal, babasının ölümüne ilişkin savcılıkça aldırılan Adli Tıp Kurumu raporunun tam anlamıyla açıklanmadığını ileri sürdü.

Yorgancılar'ın, "Sanığın diğer aile bireyleriyle ilgisi var mı" sorusunu Özal, "Bilmiyorum, ama sanmıyorum. Benim bir tanışıklığım yok" diye yanıtladı.

Babası vefat ettiğinde yurt dışında olduğunu ifade eden Özal, "Babamın öldüğünü, uçakla Ankara'ya geldiğimde haber aldım. Ben yurt dışındayken kendisinin düştüğünü söylediler sadece" dedi.

Haberin Devamı

Yorgancılar'ın, "Sizin ikamet ettiğiniz yer neresiydi" sorusuna, "İstanbul'da bulunduğu" cevabını verdi.

Özal, "Sanıktan şikayetçi misiniz" sorusunu "Davaya müdahil olmak istiyorum, sanığı tanımıyorum" diye yanıtladı.

"SAÇLARI TALEP EDİLİNCE VERDİK"

Duruşmada söz alan sanık avukatı Hulusi Coşkun, müvekkili hakkında dava açılmasının nedeninin gizli tanıklar olduğunu belirterek, "Gizli tanık beyanlarından hareket edildiğinde, müvekkilimin de müşteki tarafının da suçlandığı gözlenmektedir. Katılan talebinde bulunulması için suçtan zarar görülmesi gerekir. Suçtan zarar değil suça iştirak söz konusudur" dedi.

Coşkun'un, "Bu dava gizli tanık beyanlarına dayanılarak açılmıştır. Bu gizli tanıklar, herkesi suçladıkları gibi, yüz kızartıcı iddialarda da bulunmuşlardır. Burada gizli tanıkların beyanlarına göre iştirakçı olunması söz konusudur. Gizli tanıkların beyanlarıyla ilgili bir şey söyleyecek misiniz" sorusuna Özal, "Gizli tanık ifadelerinin ne derece gerçeği yansıttığını bilmiyorum, bunu hukuki olarak değerlendirmek mümkün değil. Gizli tanıkların burada dinlenmesinin doğru olduğunu düşünüyorum" cevabını verdi.

Haberin Devamı

Avukat Coşkun'un, "Saç telleri konusunda, gerçek katillerin bulunmasını kendi ülkemiz adına müşteki taraf kadar istiyoruz. Saç telleri neden 19 yıl sonra adli makamlara verildi" sorusunu Özal, "Saç telleri meselesi uzun yıllar haber oldu. Hiçbir şekilde bizden talep edilmedi. Talep edildiğinde zaten hemen savcıya verilmiştir. Talep olmadığı için biz, bunu teslim etme yoluna gitmedik" diye cevapladı.

"ARİF ERSÖZ'Ü HATIRLAYAMADIM"

Coşkun'un "Sayın Özal, milletvekilliği yaptığı dönemde, babasının ölümünü son 4-5 ayda gündeme getirdi. Neden, bu konuyu Meclis araştırması olarak gündeme getirip, cumhurbaşkanı suikasta uğradı mı uğramadı mı tespit ettirmemiştir" sorusuna Özal, şu yanıtı verdi:

Haberin Devamı

"1999'da Malatya'dan bağımsız milletvekili seçildim. 1993'ten beri yaptığım çalışmalarla basında yer alabilmem, 1998'den itibarendir. Bağımsız milletvekili olarak hiçbir gücünüz yoktur, ancak koalisyon ortaklarını yanınıza alarak soruşturma açma şansınız olabilir.

Ben sadece babamla değil 1993 yılının tamamıyla ilgileniyordum. Benim bağımsız milletvekili olarak pek bir gücüm yoktu."

Avukat Coşkun'un, "Arif Ersöz'ü tanıyor musunuz? Burdur'da tanışmışsınız, Levent Ersöz'ün kayınbabası, albaydı" sorusuna Özal, "Hatırlayamadım" karşılığını verdi.

"ANA SORUŞTURMA OLMADAN YARGILANAMAZ"

Cumhuriyet Savcısı Durak Çetin, tanıklık için dilekçe veren Teyfik Kır'ın dinlenmesini, sanık Levent Ersöz'ün sesli ve görüntülü sistemle ifadesinin alınmasını, müştekiler Semra Özal ve Ahmet Özal'ın müdahillik taleplerinin kabul edilmesini, gizli tanıkların beyanlarının kapalı duruşmada alınmasını talep etti.

Haberin Devamı

Özal ailesinin avukatı Hasan İşgüzar, yargılamanın usulüne ilişkin itirazda bulunarak, "Özal öldüğünde, gerekli inceleme, otopsi yapılmadı. Henüz daha iddianame okunmadı. Nedense büyük davalarda bütün sanıklar hasta oluyor" dedi. İşgüzar, müdahillik taleplerinin kabul edilmesini istedi.

Özal ailesinin diğer avukatı Hande Zeynep Dursun da sanık Levent Ersöz'ün mahkeme huzurunda dinlenmesi talebinde bulundu.

Ersöz'ün avukatı Hulusi Coşkun, Özal'ın ölümüne ilişkin davanın, zaman aşımına saatler kala açıldığını ifade ederek, "Bu dava, yüksek yargıyı,
kamuoyunu, belki katılan ya da müşteki tarafını boşu boşuna işgal etmektedir.
Dosyanın incelenmesini ve ana soruşturma olmadan böyle bir yargılama yapılamayacağını iletiyoruz. 662 sayılı soruşturma dosyası halen ellerinde" dedi.

MAHKEMENİN KARARI

Metris 1 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumuna yazı yazılarak, Levent Ersöz'ün sağlık durumunun duruşmada hazır edilmesine uygun olup olmadığının sorulmasına karar veren mahkeme, sanığın, sağlık durumunun elverişli olmaması durumunda, sesli ve görüntülü sistemle ifadesinin alınmasını kararlaştırdı. Mahkeme, Ersöz'ün sağlık durumu hakkında bilgi verilmemesi durumunda, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Müşteki Semra Özal ve Ahmet Özal'ın davaya katılma taleplerinin Ersöz'ün savunmasının alınmasından sonra değerlendirilmesine karar veren mahkeme, Malatya 10. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılarak "Deniz Uygar" kod adlı İlker Çınar'ın ifadesinin tespitini kararlaştırdı.

İlker Çınar'ın, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının düzeltilerek yeniden araştırılmasına karar veren mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

"YARIN ÜLKEYİ DE SATARLAR"

Duruşma sonrasında, adliye önünde basın açıklaması yapan Ahmet Özal, babasına düzenlenen suikastle ölümünün bir bütün olduğunu söyledi.

1988'deki suikastin, devlet arşivindeki gizli belgelerinin incelenmesini isteyen Özal, 1993'teki olayların bu suikastle birlikte çözülebileceğini kaydetti.

Bir dönem, Anavatan Partisi Genel Merkezi olarak kullanılan binanın, Demokrat Parti (DP) tarafından satışa çıkarıldığına değinen Özal, bu binada, babasının emeğinin olduğunu söyledi. Özal, şunları kaydetti:

"Ben özellikle rica ediyorum, oranın satılması son derece gayri ahlaki, yanlış bir yaklaşımdır. Oraya satışa gidenlerin mutlaka kimler olduğuna bakın. İhaleye girenlerin Demokrat Partinin hangi düzeyinde kimlerin akrabası olduğunu inceleyin. Buradan ne yapmaya çalıştığı, çok net belli oluyor zaten. Burada Özal'ın ruhu vardır. Bunu almaya çalışanlar da hayır görmezler. Bu çok acıklı bir gün bizim için. Bugün Özal'ın ruhu da bizimle beraber. Bugün onun binasını satanlar, yarın bu ülkeyi de satar. Bu çok acı verici bizim için."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!