Türbe cinayetine 25 yıl hapis
Güncelleme Tarihi:
Mehmet KAYMAK/ADANA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2010 14:25
ADANA'da, kızına da tacizde bulunduğu öne sürülen gizli ilişki yaşadığı 54 yaşındaki Abdurrahman Ak'ı, türbe içerisinde bıçaklayarak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanan evli ve bir çocuk annesi 34 yaşındaki Makbule Y., 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Kamyon şoförü 3 çocuk babası Abdurrahman Ak, Makbule Y.'nin 16 yaşındaki kızı S.Y.’ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 5 ay tutuklu kaldıktan sonra, 5 Şubat 2010'da, Adana'da Havutlu Mahallesi'ndeki Seyyit El Hıdır Türbesi'nde kalbinden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Olayla ilgili soruşturmada Ak’ın arkadaşlarını araştıran jandarma ekipleri, kamyon şoförü olan arkadaşı Tayfun Y.'nin eşi Makbule Y.'nin de boğazından bıçakla yaralandığını saptadı.
Adana Devlet Hastanesi’nde tedavi olup, taburcu edilen Makbule Y. çıkarıldıkları mahkeme tarafından ‘cinayet’ suçlamasıyla tutuklandı. Ömür boyu hapis cezası istenilen Makbule Y., “Abdurrahman Ak ‘Benimle ölmeye var mısın?’ dedikten sonra önce beni ardından kendini bıçakladı. Yaralanıp kaçtım” diye ifade verdi.
İddianamede, kriminal raporlar ve otopsi tutanağı, olay yeri keşif ve ölü muayene işlemleri dikkate alındığında Makbule Y.'nin bu savunmasına itibar edilmediği belirtildi. İddianamede, ‘solak olan maktulün yaraların şekline göre sol elini kullanmış olması gerektiği, ancak sol elini kullandığında 2 kez aynı bölgeden kendini bıçaklamasının mümkün olmadığı, şüphelinin yataktan çıktığını söylemesi nedeniyle yorganın bir kenarının katlanmış olması gerekirken, yorganın maktulün üzerinde bozulmamış vaziyette durduğuna’ dikkat çekildi.
Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasına çıkan Makbule Y., hakkındaki suçlamayı yine kabul etmedi. Ölen Abdurrahman Ak ile kendisi gibi kamyon şoförü olan kocasının aracılığıyla 6 yıl önce tanıştığını belirten Makbule Y., “Aramızda cinsel boyutta ilişki vardı. Bundan kocamın da haberi olmuştu. Olay günü türbede buluştuk. Bana ‘Seni kaçırayım’ dedi. Ben de kabul etmedim. Birer sigara içtik. Sonra da ilişkiye girdik. Abdurrahman önce bana sonra da kendisine bıçağı sapladı. Ben yaralı olarak akrabalarına haber verdim. Onlar da jandarmaya haber vermiştir” dedi. Kendisinin suçsuz olduğunu savunan Makbule Y., “Ben kimseyi öldürmedim” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Makbule Y.'yi önce ‘kasten adam öldürmek’ten ömür boyu, ardında da indirim yaparak 25 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Çocuğunu öldürmüş
MAKBULE Y.’nin, 5 Aralık 1997’de sevgilisi Murat Kocabay ile birlikte 1.5 yaşındaki kızı Büşra’yı öldürdüğü ortaya çıktı. Olay tarihinde Makbule Y.’nin beşikten düştüğünü öne sürdüğü kızı Büşra, götürüldüğü Adana Devlet Hastanesi’nde öldü. Ancak polise gönderilen bir ihbar mektubunda, Büşra’nın seviştikleri sırada ağlayarak kendilerini rahatsız ettiği için annesi ve birlikte olduğu sevgilisi Murat Kocabay, tarafından tekme, tokat ve sopayla öldürüldüğü iddia edildi. Toprağa verildikten 25 gün sonra mezarı açılan bebeğin yapılan otopside başında ve vücudunda kırıklar saptandı. Adana 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘öz kızını öldürmek’ suçundan ‘idam’ istemiyle yargılanan Makbule Y.’nin ‘müebbet hapis’, aşığı ise 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nin, suçun birlikte mi, yoksa ayrı mı işlendiğinin belirlenememesi gerekçesiyle kararı bozması üzerine, yerel mahkemenin, Kasım 2000’de yapılan duruşmada her iki sanığı 16’şar yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı. Sevgililer, 2002’de şartlı tahliye yasasından faydalanıp, tahliye oldu.
Adana Devlet Hastanesi’nde tedavi olup, taburcu edilen Makbule Y. çıkarıldıkları mahkeme tarafından ‘cinayet’ suçlamasıyla tutuklandı. Ömür boyu hapis cezası istenilen Makbule Y., “Abdurrahman Ak ‘Benimle ölmeye var mısın?’ dedikten sonra önce beni ardından kendini bıçakladı. Yaralanıp kaçtım” diye ifade verdi.
İddianamede, kriminal raporlar ve otopsi tutanağı, olay yeri keşif ve ölü muayene işlemleri dikkate alındığında Makbule Y.'nin bu savunmasına itibar edilmediği belirtildi. İddianamede, ‘solak olan maktulün yaraların şekline göre sol elini kullanmış olması gerektiği, ancak sol elini kullandığında 2 kez aynı bölgeden kendini bıçaklamasının mümkün olmadığı, şüphelinin yataktan çıktığını söylemesi nedeniyle yorganın bir kenarının katlanmış olması gerekirken, yorganın maktulün üzerinde bozulmamış vaziyette durduğuna’ dikkat çekildi.
Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasına çıkan Makbule Y., hakkındaki suçlamayı yine kabul etmedi. Ölen Abdurrahman Ak ile kendisi gibi kamyon şoförü olan kocasının aracılığıyla 6 yıl önce tanıştığını belirten Makbule Y., “Aramızda cinsel boyutta ilişki vardı. Bundan kocamın da haberi olmuştu. Olay günü türbede buluştuk. Bana ‘Seni kaçırayım’ dedi. Ben de kabul etmedim. Birer sigara içtik. Sonra da ilişkiye girdik. Abdurrahman önce bana sonra da kendisine bıçağı sapladı. Ben yaralı olarak akrabalarına haber verdim. Onlar da jandarmaya haber vermiştir” dedi. Kendisinin suçsuz olduğunu savunan Makbule Y., “Ben kimseyi öldürmedim” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Makbule Y.'yi önce ‘kasten adam öldürmek’ten ömür boyu, ardında da indirim yaparak 25 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Çocuğunu öldürmüş
MAKBULE Y.’nin, 5 Aralık 1997’de sevgilisi Murat Kocabay ile birlikte 1.5 yaşındaki kızı Büşra’yı öldürdüğü ortaya çıktı. Olay tarihinde Makbule Y.’nin beşikten düştüğünü öne sürdüğü kızı Büşra, götürüldüğü Adana Devlet Hastanesi’nde öldü. Ancak polise gönderilen bir ihbar mektubunda, Büşra’nın seviştikleri sırada ağlayarak kendilerini rahatsız ettiği için annesi ve birlikte olduğu sevgilisi Murat Kocabay, tarafından tekme, tokat ve sopayla öldürüldüğü iddia edildi. Toprağa verildikten 25 gün sonra mezarı açılan bebeğin yapılan otopside başında ve vücudunda kırıklar saptandı. Adana 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘öz kızını öldürmek’ suçundan ‘idam’ istemiyle yargılanan Makbule Y.’nin ‘müebbet hapis’, aşığı ise 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nin, suçun birlikte mi, yoksa ayrı mı işlendiğinin belirlenememesi gerekçesiyle kararı bozması üzerine, yerel mahkemenin, Kasım 2000’de yapılan duruşmada her iki sanığı 16’şar yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı. Sevgililer, 2002’de şartlı tahliye yasasından faydalanıp, tahliye oldu.