Güncelleme Tarihi:
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ahmet Ağırakça, türbanı destekleyen konuşmalarıyla huzuru bozduğu gerekçesiyle, YÖK tarafından meslekten ihraç edildi. Prof. Ağırakça'nın Türkiye'yi, ‘‘Dar'ül-Harb’’ ilan eden bir kitabı olduğu da belirlendi.
YÖK, türbana destek veren bir profesörü, ‘bir daha mesleğe dönmemek’ üzere üniversiteden ihraç etti. Dar'ül-İslam'ı savunan profesörün, Türkiye'yi ‘‘Dar'ül-Harb’’ ilan edip, tüm Müslümanları savaşa çağıran ‘Yasak kitap’ sahibi olduğu ortaya çıktı. 1978 yılında toplatıldığı bildirilen kitabın, piyasada el altından dağıtıldığı öne sürülüyor. Kitapta, Dar'ül-Harb olanlar ile müşriklerle (Allah'a ortak) savaşıldığı gibi savaşılıp öldürülmelerinin mubah olduğu telkin ediliyor. İstanbul Üniversitesi'nin hakkında, ‘‘Türbanlı öğrencileri destekleyen derneklerde konuşmalar yaptığı’’ için soruşturma açtığı Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, ‘‘Bu konuşmalarla üniversitenin huzur ve sükûnunu bozduğu’’ gerekçesiyle hem üniversite, hem de meslekten atıldı. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu son toplantıda aldığı ihraç kararını resmi duyuru haline getirdi. Yüksek Disiplin Kurulu'nun ihraç kararı, en geç önümüzdeki hafta başı Ağırakça'ya tebliğ edilecek. Ağırakça, bu karar çerçevesinde, bir daha üniversiteye dönemeyeceği gibi, bundan sonra devlet ve vakıf üniversitelerinde hiçbir biçimde akademik kadroya atanamayacak.
ŞERİAT YANLISI
İstanbul Üniversitesi'nce yürütülen soruşturma sırasında, Ağırakça'nın, şeriat düzenini savunduğu da ortaya çıktı. İstanbul-1978 tarihli 1. baskısı hemen toplatılan kitap, ‘İslami Devlet Düzeni’ adını taşıyor. Çalışmalarının nedenini, ‘‘Özlemini duyduğumuz vahiy düzenine dayalı bir devletin kurulması’’ diye açıklayan Ağırakça, İslami hükümlere uygun bir toplumun yer yüzünde mutlaka kurulu olması gerektiğini, bunun da Allah'ın emri olduğunu savunuyor. ‘‘Kuran ve sünnete dayalı bir devletin oluşmasına çalışmak her Müslümanın görevidir’’ ifadesiyle İslami olmayan bir devlete itaat etmenin ‘haram’ olduğunu vurgulayan Ağırakça, ‘Dar’ül-İslam' çağrısı yapıyor.
CİHAT ÇAĞRISI
İslami Devlet Düzeni adlı kitapta, Dar'ül-Harb'in, Dar'ül-İslam'dan ayrıldığı noktalar şöyle sıralanıyor:
Bunlarla çekinmeden savaş yapılır, müşriklerle savaşıldığı gibi bunlar da savaşılır ve öldürülürler.
Zira Hz. Peygamber (S.A.S.) ‘kim dinini değiştirirse onu öldürünüz’ buyurmuştur.
Esir alınmaları ve öldürülmeleri mubahtır.
Bütün Müslümanlar için, savaşa katılsın katılmasın, malları ganimettir. Devlet hazinesine kalır.
Dinden çıktıktan ve bekleme müddeti bittikten sonra dinden çıkanların nikahları batıl olur.
Türkiye düşman ülke
Dar'ül-İslam'ı, ‘‘İslami hükümlerin açıkca uygulandığı ve Müslümanların İslami hükümleri tatbik imkanı bulduğu ülke’’ diye tanımlayan Prof. Ahmet Ağırakça, laik devletlerde, Müslümanlara tanınan özgürlüklere inanılmaması gerektiğini telkin ediyor. Bu çerçevede, ‘‘İslami hükümlerin açıkca uygulanmadığı, Müslümanların hákimiyeti altında bulunmayan memleketler Dar'ül-Harp adını alır’’ diyen Ağırakça, ‘‘Laik ve gayri İslami, halkı Müslüman, kendisi Batıcı bir sürü devlet’’ arasında saydığı Türkiye'yi ‘Dar’ül-Harp' ilan ediyor. Dar'ül-Harp olan Türkiye'de, Müslümanların ‘‘düşman ülkesinde’’ bulunduğunu bildiriyor. Bir ülkede halkın yüzde 99'unun Müslüman olsa da, bunların namaz ve oruçlarını ifa edebilmelerine olanak tanınsa da, o ülkenin idaresi ve hukuk sistemi İslam değilse, Dar'ül Harp olmaktan çıkamayacağını vurgulayan Ağırakça, bu tür ülkelerle çekinmeden savaş yapılacağını da telkin ediyor.