Türbana üniversiteden ilk uyarı

Güncelleme Tarihi:

Türbana üniversiteden ilk uyarı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2008 18:04

İnönü Üniversitesi Senatosu, üniversite öğrencilerinden başlayarak zaman içinde orta ve ilköğretim öğrencileri ile tüm kamu çalışanlarını kapsayacağı ifade edilen türban serbestliğinin masum bir özgürlük talebinin ötesinde rejimi değiştirmeye yönelik bir tehdit olduğunu kaydetti.

İnönü Üniversitesi Senatosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin geleceğini ve varlığını ilgilendiren çok önemli ekonomik, sosyal ve siyasal iç ve dış sorunlar varken, türban konusunun, toplumun gündemine yeniden getirildiği ifade edildi. Türbanın Anadolu insanının başörtüsünden çok farklı olduğu ve Türk kültüründe hiçbir zaman yer almadığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

“Türban, 20-25 yıl kadar önce bazı odaklar tarafından yapay ve kasıtlı bir biçimde, dinsel bir simge olarak üretilmiş ve daha sonra da yine kasıtlı olarak, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetimizin temel niteliklerine karşıt siyasi bir simgeye dönüştürülmüştür. Bu nedenle, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyetinin temelini oluşturan ‘Devrim Yasalarına’ ve bu bağlamda ‘laiklik’, ‘ulusal birlik’, ‘hukuk devleti’, ‘eşitlik’ ve ‘demokratiklik’ ilkelerine aykırı bulduğundan, üniversitelerde türban yasaklanmıştır. Bu yasaklama, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi tarafından da insan hak ve özgürlüklerine aykırı bulunmamıştır.”

"TBMM'DEKİ SAYISAL ÇOĞUNLUK MİLLETİN İRADESİ OLARAK GÖSTERİLEMEZ"

Açıklamada, AKP ve MHP’nin türbanın üniversitelerde serbest bırakılması için anayasa değişikliği girişiminde bulunmaları eleştirilerek, “Yasama organının milli iradenin yegane temsilcisi olduğu öne sürülerek son günlerde türbanla ilgili yeni bir karar alma girişimi başlatılmıştır. Anayasamıza göre egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu yetkisini yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Bu organlardan birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Bu nedenle TBMM’deki sayısal çoğunluk milli iradenin tek temsilcisi olarak gösterilemez. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve bağımsız yargı milli iradenin diğer önemli bir temsilcisidir. Bu durum çağdaş demokrasi anlayışının da bir gereğidir” denildi.

Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama organı dahil her kişi ve kurumu bağladığı vurgulanarak, anayasal veya yasal değişiklik önerilerinin Anayasanın ‘değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez’ hükümlerine aykırı olamayacağına dikkat çekildi. Açıklamada, “Bu nedenlerle, Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasamızın 'değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez' hükümlerine aykırı bularak vermiş olduğu türbanla ilgili kararı ortada iken bu karara aykırı yeni bir Anayasal ve yasal düzenleme yapılamaz” denildi.

"TÜRBAN SERBESTLİĞİ ÇATIŞMALARA YOL AÇAR"

İnsan hak ve özgürlükleri ile eğitim hakkının, türban serbestliğinin önünü açma girişimlerine gerekçe olarak gösterildiğine dikkat çekilen açıklamada, türbanın serbest bırakılmasının, öğrencilerden başlayarak bütün üniversite personeli arasında ayrışma ve kutuplaşmalara, dini ve siyasi konularda farklı düşünenler arasında çatışmalara yol açacağı vurgulandı. Bu durumun da üniversitelerden başlayarak toplumdaki barış ve huzuru bozacağı ifade edilerek şu görüşlere yer verildi:

"ÖĞRENCİLER AÇISINDAN MAĞDURİYET SÖZ KONUSU DEĞİL"

“Türbanın yasaklanmadığı 1998 yılından önce, üniversitelerimizden başlayan olayların, dalga dalga bütün toplumu etkilediği unutulmamalıdır. Türban yasağının uygulandığı tarihten itibaren üniversite öğrencileri türbanla ilgili kurallara tamamen uyarak eğitimlerini sorunsuz olarak sürdürmektedirler. Dolayısıyla bir hak ve özgürlüğün engellenmesi ve öğrenciler açısından mağduriyet söz konusu değildir. Bugün üniversitelerimiz, büyük ölçüde barış ve huzurun egemen olduğu özgür kurumlar haline gelmiş ve bunun sonucu her alanda büyük gelişmeler kaydetmişlerdir.Bir siyasi ve dinsel simge olan türbanın üniversitelerde sözde özgürlük adına serbest olması düşünülemez. Anayasamızın ve 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasının amir hükümleri gereğince, üniversitelerimizin en temel görevi Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı Cumhuriyetçi kuşaklar yetiştirmektir. Hiçbir ülke, her ne sebeple olursa olsun, kendi kuruluş felsefesine aykırı kuşaklar yetiştiremez. Üniversite öğrencilerinden başlayarak zaman içerisinde orta ve ilk öğretim öğrencilerini ve hatta tüm kamu çalışanlarını da kapsayacağı şimdiden ifade edilen türban serbestliğinin, masum bir özgürlük talebinin ötesinde rejimi değiştirmeye yönelik bir tehdit olduğu açıktır.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!