Türban krizi çözüldü

Güncelleme Tarihi:

Türban krizi çözüldü
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2004 00:00

AKP milletvekillerinin "eğitim ve öğretimi engelleyen kamu görevlilerine 2-5 yıl arası hapis cezası verilsin" önergesi Meclis Adalet Komisyonu'nda reddedildi.Okullarda türbanın önünü açacak önerge reddedildi. Türk Ceza Kanunu tasarısı görüşmelerinde Cuma günü AKP milletvekillerinin "eğitim ve öğretimi engelleyen kamu görevlilerine 2-5 yıl arası hapis cezası verilsin" önergesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu'nda reddedildi.Tasarının Cuma günkü görüşmelerinde “eğitim öğretimin engellenmesi” başlıklı maddede AK Parti'li bazı milletvekillerinin, ”eğitim öğretim hakkının engellenmesi durumunda 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini” içeren önerge büyük tartışmalara yol açmıştı. CHP'lilerin yoğun itirazları ve çekiliriz tehditlerinin ardından görüşmeler bugüne ertelenmişti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in katılmadığı önerge, yapılan oylamada reddedildi.TBMM Adalet Komisyonu, TCK Tasarısı'nın bugünkü görüşmelerine, ”eğitim ve öğretimin engellenmesi” başlıklı maddesi görüşülürken, AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen, Kilis Milletvekili Hasan Kara ile Isparta Milletvekili Recep Özel'in Cuma günü verdiği ve tartışmalara neden olan değişiklik önergesi üzerinden başladı. Komisyon Başkanı Köksal Toptan, “cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasının engellenmesi halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini” içeren önergenin görüşmelerinin tamamlandığını belirterek, oylamasına geçeceğini söyledi. Ak Parti Kastamonu Milletvekili ve Alt Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, konunun daha önce ele alındığını belirterek, “Alt Komisyon'da bunu uzun süre tartıştık ve düzenlemenin bu şekilde geçmesini benimsedik. Bu nedenle önergenin kabul edilmemesini talep ediyorum” dedi. Komisyondaki oylamaya katılmayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, toplumun her kesiminin görüşü alınarak Ceza Kanunu yapılmasını istediklerini belirtti. Fikirlerin söylenip tartışılacağını ve sonuçta bir ortak karara varılacağını belirten Çiçek, şöyle konuştu:“Hepimiz demokratik, laik, hukuk devletinin çatısı altında görev yapıyoruz. Demokratik, laik, hukuk devleti olmasaydı zaten bizim burada olma imkanımız da olmazdı. Demokratik, laik, hukuk devleti ilkeleri, Anayasa'da yazılı olduğu için değil, modern devletin nitelikleri olduğu için, yazılmasa da önemli niteliklerdir. Hepimiz bunların korunması noktasında büyük hassasiyet içindeyiz. Bu bizim tarihi, siyasi sorumluluğumuzun da gereğidir. Burada her türlü tartışmayı yaparız. Birileri veya bir kesim bunları korumaktan yana, birileri veya bir kesim de bunlara karşı, bunları aşma gayreti görüntüsü verirsek doğru olmaz. Biz burada ortak bir akıl ve çözümle tasarıları yasalaştırmaya gayret ediyoruz. Toplumun tüm meselesinin kanun maddeleri haline getirilerek çözülmesi de mümkün değildir.”DÜZENLEME YETERLİ“Eğitim ve öğretimin engellenmesi” başlıklı maddede “cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla” ifadesine yer verildiğini hatırlatan Çiçek, “hukuka aykırı davranış ibaresi, fevkalade önemli bir ifadedir. Bunun içinin bir kısmını yasalarla, bir kısmını içtihatlarla dolduruyoruz. İçtihatlar ve uluslararası anlaşmalar, hukuka aykırılığın tespitinde önemli husustur. Her şeyi madde metnine ithal ederek veya maddeden çıkararak Türkiye'nin sorunlarını çözme imkanımız yok” görüşünü kaydetti. Çiçek, “hukuka aykırı” ifadesinin zaman içinde uygulamalarla bazı sıkıntıların aşılmasında etkili rol oynayacağını dile getirerek, mevcut metnin yeterli olduğunu kaydetti. Çiçek, “Tartışacağız, konuşacağız. Akıl akıldan üstün. Bu tartışmalarda üslubumuza da dikkat etmemiz gerekir. Üslubumuz yaralayıcı olmamalı. Bunu getirip rejim tartışmasına, laiklik taraftarı-laiklik karşıtı bir eksene oturtmak doğru değil. Bu toplumun vatandaşlarının tamamının temel mutabakatı, Anayasa'da değişmez niteliklerdir. Bunlar hepimizin hassasiyet göstermesi gereken konulardır” dedi.Çiçek'in konuşmasının ardından yapılan oylamada önerge reddedildi. Önerge sahiplerinden Kara dışında AK Parti'li milletvekillerinin oy kullanmadığı görüldü. AK Parti'li Kara, “kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi” ve “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” maddelerinde de benzer önergeler verdi. Bu önergeler de kabul edilmedi. Böylece Türban'ın önünü açacak yasa reddedildi.EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN ENGELLENMESİKomisyon'un bugün kabul ettiği maddelerle, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetine, öğrencilerin toplu olarak oturdukları bina veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına engel olunması halinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bir kimseye karşı siyasi partiye üye olma veya olmama, siyasi partilerin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti görevinden ayrılmaya, seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlamak amacıyla cebir veya tehdit kullanan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacak. Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Dini ibadet ve ayinlerin toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı bir davranışla engellenmesi halinde aynı ceza verilecek. TASARININ, 5 MADDESİ DAHA KABUL EDİLDİTürk Ceza Kanunu Tasarısı'nın (TCK) 5 maddesi ise daha kabul edildi. Tasarının “İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali” başlıklı 119. maddesinde, “cebir ve şiddet kullanarak” ibaresine “veya hukuka aykırı başka bir davranışla ihlal eden” ibaresi eklenerek suça konu fiilin kapsamı genişletildi.Eğitim ve öğretim ile kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı, siyasi haklar, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanımının engellenmesi, konut dokunulmazlığı ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline ilişkin suçların çeşitli vasıtalarla işlenmesini cezalandıran madde değişikliğe uğramadan kabul edildi.Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasının arayan kamu görevlisine 1 yıldan 3 yıla kadar hapis öngören 121. madde, dilekçe hakkının kullanımmasının engellenmesini 6 aya kadar hapisle müeyyelendiren 122. madde de aynen benimsendi.“Ayırımcılık” suçunu cezalandıran 123. maddenin girişi tamamen değiştirilerek yerine, Anayasa'nın 10. maddesinin birinci fıkrası monte edildi.Maddenin, alt komisyondaki kabul edilen halinde, “kişiler arasında köken, cinsiyet, cinsel yönelim, aile durumu, örf ve adet, siyasal düşünce, felsefi inanç, sendika, bir etnik gruba mensupluk, ırk, din, mezhep nedeni ile ayırım yaparak” çeşitli fiillerde bulunmak suç sayılıyordu. Anayasa'nın 10. maddesinin birinci fıkrasının bu düzenlemenin yerine geçmesi üzerine, “Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak” kimi eylemlerde bulunmak 6 ay-1 yıl hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacak.CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, değişikliğe itiraz ederek, ”cinsiyet” ile “cinsel yönelim”in, “köken” ile “etnisite”nin aynı olmadığını, kapsamın daraltılmaması gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise Anayasa'ya uygunluk açısından ayırımcılık fiilinin Anayasa'daki gibi düzenlenmesi gerektiğini savundu. Değişiklik AK Partililerin yanı sıra CHP'li bazı üyelerin de oylarıyla kabul edildi.Adalet Komisyonu, tasarı üzerindeki görüşmelerini sürdürüyor.   
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!