İkinci parçası IP (Internet Protocol) denilen internet protokol numaraları. İnternette gezinen bütün bilgisayarların böyle kimlik numarası gibi, 12 haneli IP numaraları var.
Üçüncü parçası ise kök sunucular (root servers). Bunlar için internetin beyni diyebiliriz. Örneğin bilgisayarınızdan birine e-mail göndermek ya da bir web sitesine girmek istiyorsunuz. Saniyenin binde birinde siz farkına varmadan gerçekleşen olay şöyle: Siz aslında bu kök sunucu denilen devasa bilgisayarlara, girmek istediğiniz web adresini gönderiyorsunuz. Onlar da IP numaranızla, bağlantı kurmak istediğiniz web sitesinin IP numarasını buluşturuyor. Dünyada şu anda 13 tane kök bilgisayar var. Bunlardan 10’u ABD’de, biri Amsterdam’da (Hollanda), biri
Stokholm’de (İsveç), bir tanesi de Tokyo’da (Japonya). Tüm bu teknik bilgiler internetin gerçekten bir devlet gibi yönetilmesi ve bir merkezden kontrol edilmesi gerektiğini gösteriyor.
Tam da bu noktada internet yönetimi (internet governance) diye bir kavram ortaya çıkıyor. Bu yönetimin önemli bölümünü yani IP numaralarının ve domain isimlerin kaydını tutma işini de, merkezi Kaliforniya’da bulunan ve Amerikan Ticaret Bakanlığı’na bağlı olan Tahsis Edilmiş İsimler ve Numaralar İçin İnternet Kurumu ICANN (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers) adlı kuruluş yapıyor.
İşte bu durum, 21. yüzyılın belki de en önemli ve bugünlerde en ateşli tartışmalarından birini başlatıyor: İnterneti kim kontrol ediyor? Bu konu, hafta içi Tunus’ta ikincisi başlayan Dünya Enformasyon Toplumu Zirvesi WSIS (World Summit on Information Society) toplantısının odak noktasını oluşturuyor.
Toplantı, BM bünyesinde yapılıyor ve hem politikacıları hem de teknik adamları bir araya getiriyor. Bazı ülkeler, ICANN’in ABD’nin siber dünyadaki hegemonyasında kullandığı bir maşa olduğunu iddia ediyor. ICANN’in bünyesindeki Ülkeler Komitesi’nin hiçbir işe yaramadığını, teorik olarak ABD’nin eğer isterse kızdığı bir ülkenin internet erişimini engelleyebileceğini, yani kafasına göre dijital ambargo uygulayabileceğini söylüyorlar. Küba, Suriye, Çin, Brezilya ve Fransa bu konuda en çok konuşan ülkeler. Onlara geçen hafta Zimbabve’nin tartışmalı diktatörü Robert Mugabe de katıldı ve ‘ABD’nin yaptığı resmen neo-kolonyalizmdir’ dedi. İnternetin kontrolünün tamamen ABD’den kopmasını ve ICANN’in yaptığı işin BM’ye bağlı uluslararası bir örgüte verilmesini istiyorlar.
Konuyu, ICANN Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vinton Cerf’e ve WSIS’e bağlı internet yönetimi çalışma grubu üyesi Dr. William Drake’e sorduk.
VINTON G. CERF
(ICANN Yönetim Kurulu Başkanı ve Google’ın Genel Müdür Yardımcısı)
Her ülke internetini kendi yasalarına göre yönetebilir
Şu anda dünyadaki bütün internet kullanımını aslında ICANN yönetiyor diyebilir miyiz?
- Diyemeyiz. Bu sorunuz internetin nasıl çalıştığı ve onun çalışmasına yardım eden oluşumlarla ilgili yanlış bilgiler olduğunu gösteriyor. ICANN domain name system (DNS) denilen oluşumun en büyük sorumlusudur. Bu da demek oluyor ki, kök sunucuları sayesinde dünyadaki bütün internet adreslerinin kaydını tutar. Ama sayısı 13 tane olan bu kök sunucuların kontrolü de sadece ICANN’de değil. Bir kısmı devlette, bir kısmı özel sektörde, bazıları ise kár amacı gütmeyen bazı örgütlerde. ICANN internet protokollerinin doğru işlemesi için çeşitli parametrelerin kaydını tutuyor sadece. İnternet adreslerinin sonuna gelen TR, DE, US, IT gibi domain isimleri ICANN’e bağlı Ülke Kodu Rehberi (Country Code Registries) düzenliyor. Jenerik bir domain olan COM’un kontrolü ise Verisign adlı özel internet şirketinde. ORG, Kamu İnternet Rehberi (Public Internet Registry), TRAVEL domain’i Tralliance, MOBI domain’i ise mobil telefon şirketleri tarafından oluşturulan bir konsorsiyum tarafından yönetiliyor. İnterneti oluşturan milyonlarca ağ var. ICANN sadece bunlar arasındaki koordinasyonu sağlıyor.
O zaman neden Brezilya, İran ve Çin ICANN’e karşı çıkıyor ve gelişmekte olan ülkelerin kendilerine ait ICANN gibi çalışan bir merkezi olması gerektiğini savunuyor?
- Çünkü ICANN’in ne işe yaradığını bir türlü anlamıyorlar. Onların mantığına göre ICANN, ABD tarafından çalıştırılıyor. Böylece internette, içerik dahil her şeyin kontrolü ABD’de. Bu çok büyük bir yanlış anlama. ICANN çevresinde oluşan çok hisseli bir model var. Bu çok hisseli modele herkes katılabilir, domain isim ve internet adresleri konusunda söz sahibi olabilir. Yine ICANN’e bağlı Ülkeler Komitesi aracılığıyla isteyen ülkeler de süreç konusunda söz sahibi olabilir. Ama şunu anlamak çok önemli. İnternet adreslerinin tek elden dağıtılması şarttır. İnternet adreslerinin yüzde 95’i özel sektöre ait bugün. Yani eskinin telefon sistemleri gibi değil. Her ülke kendi internet adresini dağıtsın diye bir şey söz konusu değil. O zaman sistem çöker çünkü aynı adresi birden çok kişi ya da kurum almış olabilir.
Peki ICANN’in yaptığı işi BM’ye bağlı başka bir örgüt devralamaz mı?
- Bu mümkün değil. Çünkü ICANN’in bu hale gelmesi, sistemin oturması için son yedi yılda çok çalışıldı. Şimdi bir anda ne olduğu belli olmayan, test edilmemiş başka bir oluşuma geçilmesi bütün dünya için bir risktir. Ama ICANN’in yetkileri dışında bulunan ve internetin kontrolüyle ilgili birçok konu var. Örneğin sahtekarlık, intihal, hırsızlık, suiistimal, taciz gibi bir sürü sosyal fenomen var ki, bunların denetimi ICANN’de değil. Bence uzun vadede uluslararası bir örgüt kurulmalı ve bunların denetimini yapmalı.
ABD hükümetinin seks sitelerine XXX domain’i verme konusundaki planınıza karşı çıkmasına ve izin vermemesine ne diyorsunuz?
- Olay şöyle oldu: ICANN’in bünyesindeki ülkeler komitesi XXX domain’in açılması konusunda düşünmek istediklerini ve onlara yeterli zaman tanınması gerektiğini söylediler. ICANN olarak biz de böyle bir domain açılırsa kullanıcılarının yani bu sitelerin belli kurallara göre hareket edeceğini söyledik. Bu konu 4 Aralık’ta Kanada’da yapılacak bir toplantıda tekrar gündeme gelecek.
Bazı ülkelerin internet üzerinde direkt kontrolü olduğunu biliyoruz. Örneğin Çin’de arama kutusuna ‘insan hakları’ yazdığınızda hata veriyor. Rusya, Suriye ve Kuzey Kore de böyle bir uygulamaya geçmeye çalışıyor. Teknik olarak bunu engellemek ve herkese özgür internet sağlamak mümkün değil mi?
- İnternet sanal bir sistem ama parçaları gerçek ülkelerde, gerçek kullanıcılar ve gerçek yasalardan oluşuyor. Yani her ülke internetini kendi yasalarına göre yönetebilir. Bu konuda ICANN’in yapabileceği bir şey gerçekten yok. Umarım Tunus’taki bu WSIS toplantısında bunlar da tartışılır ve internet kullanımındaki suiistimaller engellenir. WSIS’te herkesi mutlu etmenin yolları aranacak. Bazı ülkeler ICANN’de daha fazla söz sahibi olmak için bastıracak. Diğerleri eldeki sistemle devam etmek gerektiğini savunacak. Sonuç ne olacak bilmiyorum.
WILLIAM DRAKE
(WSIS Internet Yönetimi Çalışma Grubu üyesi)
Bu tartışma büyürse internet politik oyunların merkezi olur
İnternet yönetimi (internet governance) ne demek?
- WSIS’in Cenevre’deki ilk toplantısında bunun tanımını yapmakta çok zorlandık. Toplantıdaki hükümet temsilcilerinin bu kavramdan anladığı şey devlet yönetimiydi. Yani internetin de bir ülke gibi yönetildiğini düşünüyorlardı. Bu düşünce özel sektördeki bazı kuruluşları da huzursuz ediyordu. İnternet devletleşiyor mu paniği yaşıyorlardı. Bu birinci yanlış anlama. İkinci yanlış anlama ise internet yönetiminin domain isimlerin ve IP adreslerinin düzenlenmesi olduğunu sanmak. Halbuki bu sadece bir parçası. İnternet yönetimi, entelektüel bilginin korunması ve paylaşılması, internette ifade özgürlüğü ve bunun sınırları, elektronik ticaret gibi şeylerin kurallarını koymaktır.
ABD’nin ICANN’in kontrolünü elinde bulundurması birçok ülkeyi rahatsız ediyor.
- ABD hükümeti ve ICANN arasındaki ilişkinin yapılan anlaşmaya göre 2006’da sona ermesi gerekiyor.
O zaman ABD Hükümeti, ICANN’in bağımsız olmasına izin verecek mi?
- Kimse bilemez. Son zamanlarda bu konuda çok kafa karıştırıcı şeyler söylüyorlar. Washington’daki birçok politikacı, bu aralar, ABD’nin internet üstünde daha fazla kontrolü olmalı, gibi konuşmalar yapıyorlar. O yüzden sözlerini tutacaklar mı bilemiyorum.
ABD hükümetinin ne kadar kontrolü var şu anda ICANN ve dolayısıyla internet üstünde?
- Ülkelerin domain isimlerinin ve IP adreslerinin bulunduğu zone file denilen dosyalarda değişiklik yapmak için ICANN, ABD hükümetinden onay almak zorunda. Bu da diğer hükümetleri bir anlamda ABD’ye bağımlı kılıyor. Yine de bugüne kadar hükümetin ICANN’in işine karıştığını söylersek haksızlık etmiş oluruz.
Ama XXX domain’i tartışmasında ABD hükümeti buna karşı çıktı ve engelledi.
- Evet öyle oldu. Zaten bu hareketlerinin bu zamanda, yani tam da WSIS kongresi öncesinde çok yanlış ve aptalca olduğunu onlara söyledim. Fakat işin başka bir boyutu da var ki, karşı çıkan sadece ABD değildi. Örneğin, Rio gibi bir karnavalı olan, sokaklarda travestilerin şov yaptığı bir ülke olan Brezilya da karşı çıktı. Böyle bir domain verilirse internetteki pornografinin artacağını söylüyorlardı. Halbuki bu yöntemle zaten var olan milyonlarca porno sitesinin kontrolü daha kolay olacaktı. Aptallık ettiler!
Bir de ABD’nin kafası kızarsa bir ülkenin internete girmesini engelleyebilir gibi teori dolaşıyor...
- Evet bunu en çok Çin söylüyor. Onların düşüncesine göre Çin, ABD ile diplomatik bir sorun yaşarsa, ABD misilleme olarak Çin’in zone file’ını kapatabilir ve Çin’in internet erişimi engellenmiş olur.
Bunu yapabilirler mi?
- Bunu yapmaları için bir bölümü ABD’nin dışında bulunan ve tamamen ondan bağımsız kök sunucuların bulunduğu ülkelerin hepsinin böyle bir ambargoda hemfikir olmaları gerekiyor.
Peki ICANN’in yetkileri Brezilya, Çin ve İran’ın son zamanlarda dile getirdiği gibi uluslararası bir oluşuma bırakılsa, ABD’den tamamen kopmak mümkün olmaz mı?
- Hayır ABD’den hiçbir zaman tamamen kopamazsınız. Çünkü öyle uluslararası bir oluşumda da en çok söz sahibi olacak ülke ABD olur. İnternet kullanıcılarının, web adreslerinin, internetin yapısını oluşturan şirketlerin dağılımına baktığınızda zaten ABD’nin ister istemez hakimiyeti olduğunu göreceksiniz. Yani ABD’den kurtuluş yok! ICANN’i kapatıp onun yaptığı işin aynısını yapan başka bir kurum oluşturmanın tek bir sebebi olabilir o da siyaset. Tamam, gelişmekte olan ülkeleri de anlamak lazım, interneti Kaliforniya hukukuna bağlı, Amerikalıların yönettiği bir kurum kontrol etsin istemiyorlar. Fakat bu tartışma büyürse, iş şöyle bir şeye dönüşür: Pakistan ve Hindistan’ın ya da İsrail ve Filistin’in arasındaki sorun internet üstünden çözülmek istenir. Yani biri diğerinin internete açılımını kapattırmaya uğraşır. Bu da internet gibi bir şeyi son derece hantal ve köhne politik oyunların merkezi yapar.
Bu toplantıdan nasıl bir sonuç çıkacak sizce?
- Ben ve benim gibi insanlar, internetin politikacıların elinden kurtarıp tamamen teknik adamlara teslim edilmesi konusunda çalışacağız. Ama WSIS’den hiç kimseyi bağlayacak bir karar çıkacağını sanmıyorum.