Tunceli'den PKK'ya tepki

Güncelleme Tarihi:

Tunceliden PKKya tepki
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2011 15:25

Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Cengiz, “PKK'nın silahlı eylemlere son vermesi ve son dönemde kaçırılan öğretmenlerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Cengiz, bölgede çatışmalı ortamın son bulmadığı sürece iş adamlarının bölgeye yatırım yapamayacağını dile getirdi.
Tunceli, Şırnak, Bingöl ve Hakkari gibi iller için özel bir teşvik yasasının çıkarılarak, bölgede ticaretin geliştirilmesi ve işsizliğin çözülmesi gerektiğini vurgulayan Cengiz, şunları kaydetti:
“30 yıldır devam eden çatışmalı ortam ilimizde önemli bir tahribat yaratmıştır. En somut örneği 1970'li yıllarda 165 bin olan nüfus günümüzde 73 bine kadar düşmüştür. Bölge halkı ve sivil toplum örgütleri olarak, çatışmaların ve operasyonların durması, PKK'nın silahlı eylemlere son vermesi ve son dönemde kaçırılan öğretmenlerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
Başta Ankara, Batman ve Bitlis'te sivil halka yönelik eylemleri doğru bulmadıklarını vurgulayan Cengiz, BDP'nin Meclis'e gitme kararının doğru bir karar olduğunu ifade etti.
Bölgede yaşanan sorunun çözümü için iktidar ve muhalefetin birlikte hareket ederek, yeni anayasayı gündeme almasını isteyen Cengiz, “BDP mecliste etkin rol oynamalı ve kaçırılan öğretmenler ve sivillere yönelik eylemlerden dolayı tüm sivil toplum kuruluşlarıyla vatandaşlar daha duyarlı hale gelmelidir” diye konuştu.

ESNAF VE SANATKARLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANI BELİCE

Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hıdır Belice de sorunun biran önce çözülmesi gerektiğini belirterek, “Bu nedenle BDP'li milletvekillerinin meclise gitme kararını doğru buluyor ve destekliyoruz. Çünkü bir sorun varsa bu ülkede bunun çözüm yeri parlamenter demokratik zemin olmalıdır” şeklinde konuştu.
Son dönemlerde sivillere yönelik olarak yapılan saldırıların doğru olmadığını dile getiren Belice, şöyle konuştu:
“Nitekim bölgede de çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri yaptıkları açıklamalarda, olayları kaygı verici olarak değerlendirdi. Biz de gelişmelerin kaygı verici olduğunu ve insanları olumsuz etkilediğine inanıyoruz. Yaşanan bu süreç ilimizde ve bölgemizde ticareti, doğal yaşamı, insan hayatını, kalkınmayı ve gelişmeyi etkilediğini görmekteyiz. Zaten zor şartlarda ticaret yaparak geçimini sağlamaya çalışan esnafımız meydana gelen olaylarla ticareti durma noktasına gelmiştir. Bu sorun ülkenin en önemli sorunlarından biridir.
Bölgede ve ülkemizde bir an önce huzur ortamının tesis edilmesi için toplumun tüm kesimleri üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmekle mükelleftirler. Bu konuda herkesi her zamankinden daha çok duyarlı olmaya davet ediyoruz.”

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLERİN KAÇIRILMALARINA TEPKİ

Haberin Devamı

Bu arada Diyarbakır, Siirt ve Mardin'deki sivil toplum kuruluşları terör örgütü PKK'nın öğretmenleri kaçırmasını kınadı.

Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölge halkı olarak eğitimi aksatmak için uzanan ellere prim vermeyeceklerini söyledi. Memiş, öğretmenlerin mesleğe başlarken bir kez ettikleri yemine sonuna kadar sadık kaldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Öğretmenler eğitime yönelik sorunların üstesinden gelmeye çalışırken son zamanlarda bir de terör örgütü PKK'nın zorbalıkları ile uğraşmak durumunda kalıyor. Öğretmenlerin kaçırılmasında asıl hedef bölge halkını eğitimsiz bırakmak, öğretmenler arasında kaos ortamı yaratmaktır. Öğretmenlerin okula gitmelerini engelleyerek bölge halkının cahil kalmasını istiyorlar. Bilmelidirler ki öğretmenler göreve başlarken bir kez yemin ederler ve sonuna kadar bu yeminlerine sadık kalırlar. Biz öğretmenler, dağın başında da olsak canımız pahasına çocuklarımızın eğitimlerini düşünmeye devam edeceğiz. Terör örgütü PKK öğretmenleri kaçırarak kendi ayağına kurşun sıkmıştır. Terör örgütünün bu eylemleri düşündürücüdür. Örgüt bir yandan sözde özgürlük vaat ettiğini söylüyor, bir yandan da halka eğitim veren, halkı özgürleştirmeye çalışan geleceğe hazırlayan öğretmenleri kaçırmaya çalışıyor. Biz bölge halkı olarak bunların karşısında olmaya devam edeceğiz. Bölgedeki tüm sivil toplum kuruluşlarının da inisiyatif alarak eğitim camiasına uzanan bu kirli ellerin engellenmesi için girişimlerde bulunmasını bekliyoruz. Bu öğretmenlerimizi örgütün elinden kurtarmak amacıyla bölgedeki sivil toplum kuruluşları olarak seferber olacağız”.

Haberin Devamı

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu, bölgede yaklaşık 30 yıldan bu yana bir çatışma ortamı yaşandığını ifade ederek, dünyanın hiçbir yerinde sivillere yönelik eylemlerin kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını söyledi.

Ebedinoğlu, sivillerin öldürülmesi ve sivillere yönelik eylemleri doğru bulmadıklarını vurgulayarak, çatışmalarda sivillerin hayatını kaybetmesi ve öğretmenlerin kaçırılmasının vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti.

BDP'nin 1 Ekim'de Meclis'te yemin etmek konusunda aldığı kararın önemli olduğuna dikkati çeken Ebedinoğlu, “BDP'nin dün aldığı karar son derece önemli. İnanıyorum ki bu karar Türkiye'de birçok kesimin yüreğine su serpti. BDP'nin Meclis'e gitmesi ve bu sorunun çözümü noktasında inisiyatif alması gerekiyor. Terör örgütü PKK'nın da BDP'ye inisiyatif vermesi gerekiyor. Legal anlamda da olsa burada BDP'nin arkalarında bir desteği var. 90'lı yıllarda da bölgede sivil vatandaşlar çok zarar gördü. Bölge halkı aynı günlere geri dönülmesinin söz konusu olacağını düşünmüyor. Ancak bu eylemler artarsa bölge halkının ortak bir tepkisinin oluşacağına inanıyorum. Şu anda bu durumdan rahatsız olan kesimler seslerini yükseltmeye başladılar” dedi.

Haberin Devamı

“BÖLGEDE EĞİTİMDE SAĞLANAN GELİŞMELERDEN RAHATSIZLIK DUYUYORLAR”

Eğitim Bir-Sen Siirt Şube Başkanı Adil Doğrusever de öğretmenlere yönelik saldırıların bölge halkını karalığa mahkum etmeye yönelik olduğunu söyledi.

Bölgenin yıllardan bu yana eğitimsizlik ve cehaletten dolayı sıkıntı yaşadığını ifade eden Doğrusever, son yıllarda hem Siirt hem de bölge genelinde eğitim alanında sağlanan gelişmelerden birilerinin rahatsızlık duyduğunu belirtti.

Doğrusever, bölgede üniversite sınavlarında öğrencilerin aldıkları derecelerin bunun en iyi göstergesi olduğunu ifade ederek, “Durum böyleyken son zamanlarda bölgede meydana gelen öğretmen kaçırma olaylarını kabul etmek mümkün değil. Bölgede eğitim alanında sağlanan gelişmelerden rahatsızlık duyuyorlar. Öğretmenlere yönelik saldırılar bölge insanını karanlığa mahkum etmeye yönelik. Bölge insanına aydınlık bir gelecek oluşturmaktan başka hiç bir gayeleri olmayan öğretmenlerin kaçırılmalarını tasvip etmek mümkün değil. Bu olaylara bir an önce son verilmesini ve kaçırılan eğitimcilerimizin bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

“BÖLGEDE SÜKUNETE İHTİYAÇ VAR”

Siirt Baro Başkanı Mehmet Cemal Acar ise kutsal bir hak olan eğitim hakkının bir insanın sahip olduğu olmazsa olmaz haklardan olduğunu ifade ederek, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini, bunun öğretmenlerin kaçırılması yoluyla engellenmek istenmesinin kabul edilemez olduğunu, sebep ne olursa olsun hiç kimsenin bu hakkı engellemeye kalkışmaması gerektiğini söyledi.

Bu tür eylemlerden bir sonuç alınmasının beklenmemesi gerektiğini kaydeden Acar, “Aksine bu tür olaylar süreci baltalıyor, derinleştiriyor ve çözüme ulaşmayı engelliyor. Bu nedenle bu eylemlerin bir an önce sona erdirilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Mardin Baro Başkanı Azad Yıldırım da bölgede kalıcı bir barışın sağlanmasından yana olduklarını, bu tür çatışmalı ortamın ülkede yaşayan tüm kesimlere ciddi zarar verdiğini belirtti.

Sivillere yönelik her türlü eylemin bir an önce durdurulması gerektiğini ifade eden Yıldırım, şöyle dedi:

“Asıl olan bu çatışmalı ortamın bir an önce sona erdirilip özellikle sivil insanlara yönelik eylemlerin bir an önce durdurulmasıdır. Sivil insanların kaçırılmasını tasvip etmiyoruz. Bölgede genel olarak bir sükunete ihtiyaç var. Bu sükunet ortamının sağlanması her şeyden daha önemli. Öncelikli olan tekrar eski çatışmalı günlere dönmek değil, barışı bir an önce sağlayıp bununla beraber tüm sorunların çözümünü sağlamaktır. Çatışmalar, bombalar ve operasyonlar olurken diğer yandan ekonomik ve sosyal hayatın normale dönmesi mümkün değil. Bu nedenle asıl olan kalıcı barışın sağlanması. Barışçıl çabalar arttıkça hem bölge kalkınır hem de insanlar rahatlar. Aksi taktirde çatışmalı ortam tüm ülkeyi geriye götürür.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!