Güncelleme Tarihi:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2010 yılından itibaren akraba evliliklerinde sistematik bir düşüş yaşandı. 2020’deki bütün evlilikler içerisinde akraba evliliklerinin oranı yüzde 3,82’ye kadar geriledi. Bu oran 2010’da yüzde 5,9 olarak tespit edilmişti.
Yıllar içinde yaşanan bu değişimi değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, "Kentleşme ve modernleşme sonucu Türkiye’deki son 30 yılda aile yaşantısının ve değerlerinin nasıl değiştiğine bakmamız gerekir. Kırdan kentlere göçün ivme kazandığı 1970’li ve göçün pik yaptığı 1980’li yıllarda İstanbul gibi büyük metropollere, Akdeniz ve Ege kıyılarına gelen insanlar akrabalık ilişkilerinin çok güçlü olduğu dayanışmacı bir aile hayatına sahiplerdi. Evlilikleri mümkün olduğunca yakın akrabalar ile yapıyorlardı. Bu hem bir gelenekti ve geleneğin bozulması, törenin bozulması olarak görülüyordu. Aynı zamanda bu ekonomi temelli tercihti. Çünkü mal-mülk dışarıya çıkmasın tamamen kuzenler arasında paylaşılsın anlayışı vardı" diye konuştu.
"ONLİNE TANIŞMA TRENDİNİN DEVAM EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Bundan 40 yıl önce akrabaların çöpçatanlıkla ortaya çıkardığı evlilikler artık çok değişti diyen Prof. Dr. Nilüfer Narlı, şöyle devam etti:
"70 ve 80’li yıllarda kendisini bir birey olarak değil, ailenin bir parçası olarak gören insanlar 2010’lu yıllarda artık kendisini birey olarak görmeye başladı. Bu da kentleşme ve modernleşmenin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Kişiler evlilik tercihlerini yaparken akraba, gelenekçi ayrılarak ekonomi merkezli ve kendisine uygun olduğunu düşündüğü bir eşi tercih ediyor. Z kuşağına baktığımızda onların tanışmaları ise sosyal medyadan olabiliyor. Bundan 40 yıl önce akrabaların çöpçatanlıkla ortaya çıkardığı evlilikler artık çok değişti. Artık hayat online oldu. Bu online tanışma trendinin devam edeceğini düşünüyorum. Ayrıca insanların biriyle tanışmak için çok fazla vakti olmuyor. O yüzden de online yöntemlerle bir arkadaş ve eş bulma yolunu tercih ediyorlar."
Türkiye’de yalnız başına yaşayan insanların sayısında da artış yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Narlı, Şu an Türkiye’de yalnız yaşayan kişi sayısı 3,5 milyon. Ayrıca Türkiye’deki hane halkı sayısına baktığımızda orada da bir azalma olduğunu görüyoruz. Çünkü eskiden insanlar geniş aileler şeklinde yaşıyorlardı. Çok daha fazla çocuk vardı. Şu andaki hane halkı sayısı 3,35. Bu da hanelerin küçüldüğünü ayrıca insanların bireyselleştiğini gösteriyor" dedi.
"AKRABALARLA İLİŞKİLERDE YABANCILAŞMANIN OLDUĞUNU GÖZLEMLİYORUZ"
Günümüzde kişilerin bayram tatillerini bile akrabalarıyla geçirmek yerine tatillerde değerlendirdiğini anlatan Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, Eskiden akrabalarla ilişkiler çok önemliydi çünkü akrabalarla dayanışma vardı. İnsanlar kaynakları akrabalarıyla paylaşıyorlardı. Ama bugün kişiler, kentte kendi kabiliyetine, yeteneklerine göre bir iş sahibi oluyor. Kendi başına bağımsız bir bireye dönüşmüş oluyor. Akrabalarıyla formal bir görüşme yapabilir. Dikkat ettiğimizde artık Türkiye’deki birçok kesimin bayramlarda tatile çıktığını görüyoruz. Halbuki eskiden memlekete gidilir, akrabalarla bir araya gelinirdi. Akrabalarla ilişkilerde yabancılaşmanın olduğunu gözlemliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"GENETİK HASTALIK RİSKİ 20 KAT DAHA FAZLA"
Akraba evliliğinin genetik hastalıklar açısından önemli olduğuna dikkat çeken Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Medical Park Göztepe Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi’nden Prof. Dr. Tahsin Yakut, "Kabaca 7 bin civarında tek gen hastalığı, genetik hastalık ya da nadir hastalık dediğimiz hastalıklar var. Bunların da çok büyük bir bölümü akraba evliliği kaynaklı olarak ortaya çıkma potansiyeli var. Bunlar yüzlerce, binlerce hastalık olduğu için bunları doğumda hep birden taramak çok mümkün değil ama bizim ülkemizde Talasemi (Akdeniz Anemisi) taşıyıcılığı, Akdeniz Ateşi hastalığı taşıyıcılığı çok fazla, son günlerde gündemde olan SMA hastalığının taşıyıcılık oranı Akdeniz bölgesinde önemli oranda fazla. Eğer bu kişiler akraba evliliği yaparlarsa çiftlerin çocuklarında hastalığın görülme oranı olmayanlara göre 20 kattan 50 kata kadar daha fazla. Ne kadar az akraba evliliği olursa bu hastalıkların da toplumda görülme oranı o kadar azalacaktır" ifadelerini kullandı.
"KAN TESTİYLE 7 BİN CİVARINDA GENETİK HASTALIĞI TARIYORUZ"
Akraba evliliği yapan çiftlerin bir kan testi ile hastalık riskini öğrenebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Tahsin Yakut şunları söyledi:
"Akraba evliliğinde ilk çocuğunuzun sağlıklı olması ikinci çocuğun da sağlıklı olacağı anlamına gelmez. Bizim önerimiz hem kromozomlarla geçen hastalıklar hem tek gen hastalıkları açısından önce tarama yapılması gerekir. Biz bu çiftlerde yaklaşık 7 bin genetik hastalık açısından taşıyıcı olup olmadıklarına bakabiliyoruz. Eğer tek gen hastalıkları açısından taşıyıcılarsa baştan önlem alarak tüp bebek yöntemi ile genetik embriyo ayıklama yöntemi ile tarıyoruz. Böylece kişilerin sağlıklı bir gebeliğe ulaşmasını sağlıyoruz. Biz damardan az miktarda bir kan alarak 7 bin civarında genetik hastalığı tarıyoruz. Böylece daha hiç gebe kalmadan olabilecek hastalıkları teşhis edebiliyoruz."