Tuğgeneral Es: "Bütün dosyalar açılsın"

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Tuğgeneral Zeki Es, tutuksuz sanıklar Tümgeneral Gürbüz Kaya, Fatih Taylan Çeker, Hakan Alaçam, Nurettin Altay ve Rıza Atilla Erdoğan ile avukatları, şehit askerlerden Deniz Demirci'nin annesi Raziye Demirci ile babası Halil Demirci ve şehitler yakınlarının avukatları katıldı.

Duruşmada, Uzman Çavuş Fatih Taylan Çeker, davaya konu patlamanın gerçekleştiği günden yaklaşık bir ay önce 1 Mayısta Hantepe'ye yaklaşma istikametinde iki havan mühimmatı ile tuzaklanmış bir el yapımı patlayıcı bulduklarını söyledi.

Tuğgeneral Zeki Es'den havan mühimmatının Cumhuriyet Savcısı'nın isteme ihtimaline binaen bir yerde saklanması emrini aldığını ifade eden Çeker, yaklaşık 20-25 kilogram ağırlığındaki iki mühimmatı bölgedeki dere yatağına yakın bir yere sakladığını, daha sonra tekrar Tuğgeneral Es'den aldığı talimatla mühimmatı imha ettiğini söyledi.

Hantepe üs bölgesine 1 Mayısta 9 özel acil ikaz sistemi yerleştirdiklerini anlatan Çeker, “Hantepe'ye yapılan tuzaklamaların kanunsuz olduğunu asla düşünmedim. Bildiğim kadarıyla talimname ve emirlerde de bu tuzaklamaların yasak olduğu yazmıyor” dedi.

Bu tuzaklamaların Hantepe'ye yapılabilecek sızma ve saldırılarda personeli korumak için yapıldığını söyleyen Çeker, “Sadece bana verilen emri yerine getirdim. Kanunsuz hiçbir şey yapmadım” diye konuştu.

İki ayrı GPS kullanarak tuzaklama yapılan noktaları net bir şekilde not aldığını ve üslerine bu koordinatlarla ilgili bilgi verdiğini belirten Çeker, tuzaklamaların yapıldığı yerlere de belirgin işaretler koyduklarını söyledi.

Tuzaklamalarda 225-300 gram TNT kullandıklarını anlatan Çeker, bazı tuzaklamaları kendisinin bizzat yerleştirdiğini, bu düzeneklerin yapıldıktan sonra taşınmasının mümkün olmadığını belirtti.

“PATLAMA BİZİM TUZAĞA 15-20 METRE MESAFEDE OLDU”

“Asker arkadaşlarımı şehit etmekle suçlanıyorum, bunu kabullenemiyorum” diyen Çeker, patlamanın gerçekleştiği yerin kendi yaptıkları tuzaklamalara 15-20 metre mesafede olduğunu söyledi.

Mahkeme Başkanı Mehmet Yüzbaşıoğlu'nun “Patlamada kullanıldığı belirtilen 120 mm'lik havan sizin tarafınızdan mı döşendi” sorusu üzerine Çeker, bu mühimmatı kendisinin döşemediğini belirterek, kendisi haricinde başka birinin de bu mühimmatı döşemesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Çeker, “Bizim yaptığımız el yapımı mayının bu kadar zarar vermesi mümkün değil” dedi.

Patlamanın ardından duygulanarak ağladığını ifade eden Çeker, ancak hiçbir zaman kendi döşediği patlayıcı dolayısıyla patlamanın gerçekleştiğini düşünmediğini söyledi.

Olaydan sonra bazı tanıkların gördüklerini beyan ettikleri el yapımı patlayıcıların kendileri tarafından döşenen patlayıcılar olduğu değerlendirmesinde bulunduğunu ifade eden Çeker, patlamanın ardından kendi döşedikleri patlayıcıları bulduklarını ve Tuğgeneral Zeki Es'in talimatıyla etkisiz hale getirdiklerini, düzeneklerini ise karargaha getirdiklerini belirtti.

“OLUŞAN ÇUKURU GÖSTEREBİLİRİM”

Çeker, 1 Mayısta bulunan havan mühimmatının ne zaman ve nasıl imha edildiğinin sorulması üzerine, aynı gün imhayı gerçekleştirdiğini, istenildiği takdirde patlama yerini ve oluşan çukuru gösterebileceğini kaydetti.

Patlamaya neden olan el yapımı patlayıcının teröristler tarafından döşenmiş olabileceğini ifade eden Çeker, o bölgeye geldikleri andan itibaren teröristler tarafından gözetlendiklerinin telsiz dinlemelerinden anlaşıldığını belirtti.

Çeker, “Teröristler, mayın, el yapımı patlayıcılarla, yaptıkları düzenekler konusunda bizden daha ilerideler” dedi.
Kendisinin mesleğe aşkla girdiğini dile getiren Çeker'in bu sırada duygulandığı görüldü.

“ARI KOVANI GİBİ BİR YER”

Daha sonra söz alan Tuğgeneral Es de, olaydan 15-20 gün sonra Uzundere'ye girildiğini ve bu bölgede 50 civarında el yapımı patlayıcı çıkarıldığını söyledi.
Tuğgeneral Es, “Arı kovanı gibi bir yere gireceğiz. Uzundere'ye girme emri verilmiş, girmek zorundayız. Bu mahkemede bunun hesabı soruluyorsa Irak'a yapılan operasyonlara ilişkin bütün dosyaları açın” dedi.

Tuğgeneral Es, 120'lik havan mühimmatının kendi emriyle imha edildiğini de kaydetti.

Daha sonra söz alan Tümgeneral Gürbüz Kaya ise, personelinin kahramanlığı konusunda herhangi bir tereddütünün bulunmadığını belirterek, sıralı komutanların operasyon bölgelerine gidebildikleri oranda gittiklerini söyledi.

Çeker'in avukatı Hikmet İşler de, mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda çelişkiler bulunduğunu, Ottowa Sözleşmesi ile TSK'ya ait talimnamelerin farklılıklar içerdiğini savunarak, “Bilirkişilerin sundukları rapor mahkemeyle dalga geçmektir” dedi.