Güncelleme Tarihi:
Tüberküloz (verem) mikrobunu öldüren çok güçlü ilaçlar var. Mikropları etkili öldürmek ve ilaçlara direnç gelişimini önlemek için en az altı ay süren tedavide günde 8-10 hap birlikte kullanılıyor. İlaçların düzensiz kullanılması ya da erken kesilmesi halinde hasta iyileşemiyor, çevresine mikrobu bulaştırıyor, ilaçlar etkisiz hale gelebiliyor ve hastalık tekrarlayabiliyor. Dirençli hastaların tedavisi çok daha maliyetli ve uzun sürüyor. Bazı ‘süper’ tüberküloz mikroplarına ilaç etki etmeyebiliyor.
Deneyimler tüberkülozda doğrudan gözetimli tedavinin (DGT) yani ilaçların bir sağlık personelinin önünde içilmesinin tedavi başarısını çok yüksek oranlara çıkardığını gösteriyor. Türkiye’de yaklaşık 14 yıldır DGT uygulanıyor. Ancak çeşitli nedenlerle verem savaş dispanserlerine gidemeyen hastaların da tedaviyi aksatmaması için hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Sağlık Bakanlığı, hastaların ilaçlarını içerken video kaydı alarak yine ilgili sağlık personeline göndermesi yöntemini de öneriyor. Video görüntülü tedavi (VGT) hastaların ilaçlarını düzenli almaları konusunda motive ederken, tedavi başarısını artırıyor. Ayrıca ilaçların etkisinin yakından izlenmesine olanak sağlıyor. Hastaların sosyal uyumunu artırıyor, ‘Ya gören olursa’ kaygısı yaşatmıyor.
İstanbul’da hem DGT’yi hem de VGT’yi başarıyla uygulayan kurumlardan biri de Güngören Verem Savaş Dispanseri. Dispanserde Dr. Şebnem Ildırım Kotan ve Dr. Sertaç Çalıkoğlu, hemşireler Emine Dündoğdu, Kıymet Ermiş ile bir röntgen teknisyeni, iki veri elemanı ve bir yardımcı elemanla, 30 tüberküloz hastasını takip ve tedavi ediyor. VGT’den yararlanan hastalardan biri de geçtiğimiz kasımdan beri tüberküloz tedavisi gören H.U. (21). Mesleği nedeniyle zaman zaman şehir dışına çıkmak zorunda kaldığını belirten H.U., “Şehir dışındayken birkaç günlük ilaçlarımı yanıma alarak, içtiğimi gösteren videolarımı doktoruma gönderiyorum. VGT imkânı olmasaydı tedaviyi aksatabilirdim” diyor.
Mart ayı başında tüberküloz tanısı konan H.B. (62) ise emekli. Karaciğerindeki sorun nedeniyle aç karnına içmesi gereken 3 hapı dispanserde gözetim altında, kalan 6’sını evinde yemekten sonra alıyor. İçerken de telefonu üzerinden çektiği canlı videoyu doktoruna yolluyor. H.B. “VGT olmasa her gün iki kez dispansere gitmem gerekecekti. Bundan kurtardı beni. Düzenli takip ilaçlarımızı her gün almamız için bizi zorluyor. İyileşmemizi kolaylaştırıyor” diyor.
DGT, VGT HASTAYA SAYGI
15 yıldır tüberkülozla uğraşan dispanserin sorumlusu Dr. Şebnem Ildırım Kotan’ın verdiği bilgiye göre gerek DGT gerekse VGT aslında bir organizasyon işi. Dr. Kotan, deneyimlerini şöyle anlatıyor:
“Bizden DGT altında tedavi alan toplam 30 hastadan 6’sını VGT ile takip ediyoruz. Hastalar, haftada bir formlarını gösterip yeni ilaçlarını alıyor ve istedikleri yerde içiyor. Bize de görüntülerle kanıtlıyorlar. Hastalarla tanışıp dosyalarını açarken DGT’nin ne kadar önemli olduğunu anlatıyoruz. Hastalar bunun tedavileri için önemli olduğu kadar, insana saygı da olduğunu anlıyor. Hastalar ilk başta ‘gözetimli serbestlik’ gibi düşünüyor. Sonra ailesi, dostu gibi oluyoruz. ‘Siz olmasaydınız, tedaviyi tamamlayamazdık’ diyorlar.”
DÜZENLİ İLACINI ALANA AYDA 1300 LİRA YARDIM
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Tüberküloz Daire Başkanı Dr. Erhan Kabasakal şunları söyledi: “Türkiye’de 2017 yılında 12 bin 46 hasta tespit edildi. Yani tüberküloz görülme sıklığı yüz binde 14.6. Tüberkülozda eliminasyon (yeni vaka görünmemesi) için sıklığın milyonda bir vakanın altına inmesi gerekiyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile imzalanan protokol çerçevesinde sağlanan nakdi yardımlardan ayda yaklaşık 2 bin 200 hasta faydalanıyor. Hasta başına ayda 1300 lira yardım veriliyor. Kişinin sosyal güvencesi ya da mal sahibi olması buna engel değil. Ailede kişi başına düşen gelir asgari ücretin üçte ikisinden az ise nakdi yardım yapılıyor. Bu yardım da hastaları DGT, VGT için motive ediyor. VGT’nin bakanlığımızın kendi geliştirdiği bir program üzerinden yapılmasını istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.