Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2001 00:00
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı ve altı yöneticisinin, F tipi cezaevleri ile ilgili yaptıkları basın açıklamasıyla, ''TTB'nin amaçları dışında faaliyet gösterdiği'' ve bu nedenle görevden alınmaları istemiyle açılan davaya başlandı.
Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gereken ancak mahkeme hakiminin olmaması nedeniyle 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü ilk duruşmasına, TTB Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek, Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu ve 2. Başkan Metin Bakkalcı ile dört üye ve Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu davalı avukatları katıldı.
TTB'yi desteklemek amacıyla, Uluslararası Sağlık ve İnsan Hakları Federasyonu, Uluslararası Af Örgütü, Sağlık Emekçileri Sendikası, Eczacılar Birliği, Diş Hekimleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, İnsan Hakları Derneği, HADEP ile İsviçre ve Norveç Büyükelçilikleri'nden yetkililer de duruşmayı izledi.
TTB Merkez Konseyi yöneticileri ile destekleyenler, TTB binasından yürüyerek, Ankara Adliye Sarayı'na geldi.
Duruşmada söz verilen davalı avukatı Ziynet Özçelik, cevap dilekçelerini tekrar ettiklerini ifade ederek, TTB'nin tüm yöneticilerinin görevden alınmalarının istenmesine rağmen, davanamede, davalı olarak sadece Bilaloğlu'nun gösterildiğini ve bu usul hatasının da giderilmesi gerektiğini kaydetti.
TTB Başkanı Sayek de, konseyleri hakkında böyle bir davanın açılmasından büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Hangi gerekçeyle görevden alınmak istediklerini anlayamadığını kaydeden Sayek, F tipi cezaevleri ile ilgili açıklama yapma haklarını kullandıklarını düşündüğünü bildirdi.
''SUÇ DEĞİL, ONURDUR''Açıklamayı yaptıkları tarihlerde cezaevlerinde açlık grevleri olduğunu ve bu konunun da çok acil çözümlenmesi gereken bir durum olduğunu anlatan Sayek, TTB'nin bu açlık grevlerinin sona erdirilmesi için girişimlerde bulunduğunu vurguladı. Sayek, ''Bu basın açıklaması benim için suç değil, bir onurdur'' diyerek, davanın siyasi bir amaçla açılmış olabileceğini ve bunu da ciddi bir talihsizlik olarak gördüğünü söyledi.
Söz verilen TTB'nin diğer yöneticileri de, Sayek'in beyanları doğrultusunda savunma yaptılar.
Tekrar söz alan Avukat Özçelik, davanamede gerekçe yazılmadığını ve bunun da davanın reddini gerektirdiğini belirterek, davanın reddini istedi.
Yargıç İsmail Hakkı Asarlıoğlu, cumhuriyet savcısının da talebi doğrultusunda, davanameye TTB'nin tüm yöneticilerinin isimlerinin ilave edilmesine, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine ve davalı avukatına delillerini sunması için süre verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
Davanamede, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 9 Şubat 2001 tarihinde, TTB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu'nun F tipi cezaevleriyle ilgili bir basın açıklaması yaptığı ve bunun da 6023 sayılı TTB Yasası kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğu belirtiliyor.
Davanamenin sonunda ise 6023 sayılı yasanın ilgili maddesi uyarınca, ''amaçları dışında faaliyet gösterdikleri'' gerekçesiyle TTB Merkez Konseyi yöneticilerinin görevden alınması talep edildi.
''TEKRARLAMAK GEREKİRSE AYNEN YAPARIZ''Davanın sonunda kendilerine destek verenlerle birlikte Adliye Sarayı önünde basın açıklaması yapan TTB Merkez Konsey Başkanı Sayek, davanın Türkiye için önemli bir dava olduğunu belirterek, ''Çünkü biz hekimler olarak yapmadığımız bir şeyden ötürü değil, ne yazık ki, hakkıyla yaptığımız bir görevimizden ötürü yargılanarak görevden alınmak isteniyoruz'' dedi.
''Davanamenin hazırlanmasında usul hatası'' olduğu için davanın 11Haziran 2001'e ertelendiğini söyleyen Sayek, ''Biz bunu gerçekten bir talihsizlik olarak görüyoruz. Biz hekim olarak o gün yapmamız gerekeni yaptık. Tüm süreçle ve faaliyetlerimizle onur duyuyoruz. Tekrarlamak gerekirse bütün süreci aynen yaşar, açıklamayı yine yaparız'' diye konuştu.
TTB İkinci Başkanı Metin Bakkalcı da tüm hekimlerin bu süreç içinde mesleklerinin temel ışığı altında çaba gösterdiklerini kaydederek, ''Bu mahkeme sonuç olarak kritik geçerliliği olmayan bir duruma bürünmüştür'' dedi.
Grup, açıklamanın ardından kısa bir süre alkışla olayı protesto ettikten sonra yürüyerek, TTB Merkez Konseyi binasına gitti.
(aa)