Güncelleme Tarihi:
Balyoz soruşturması kapsamında gözaltına alınan Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, 23 Şubat 2010’da tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne konuldu. 1.5 ay sonra tahliye oldu. Ancak 11 Şubat 2011’de yeniden tutuklandı. 2012’de tutuklu 40 generalle birlikte emekli edilen Çakmak, Silivri Cezaevi’ne nakledildi. Burada yakasını bırakmayan kuru öksürük nedeniyle doktora gidince akciğer kanseri olduğu ortaya çıktı. Kısa süre sonra da Balyoz kararları açıklandı. 18 yıl ceza aldı. Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde ağır bir tedavi görüyordu. 1 Şubat 2014’te hastalığından dolayı infazı 6 ay ertelendi ve tahliye edildi. Cem Aziz Çakmak cezaevinden çıktıktan sonra Hürriyet’e verdiği röportajda, “Kumpası da kanseri de yeneceğim” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz davasıyla ilgili 18 Haziran 2014’te aldığı ‘hak ihlali’ kararını Ankara GATA’daki hasta yatağında öğrendi. Ertesi gün cezaevlerinden tahliyeler başladı. Çakmak, 21 Haziran’da yoğun bakıma alındı. Beraat kararını da yoğun bakımda öğrendi.
KUMPAS OLMASAYDI
Arkadaşlarına “Bunu yapanlardan ve destekçilerinden hesap soracağıma dair söz verdim ve sözümü tutacağım” diyordu. 52 yaşındaki Çakmak’ın kalbi önceki gece aniden durdu. Doktorların anında müdahalesiyle kalp tekrar çalıştırıldı. Ancak dün saat 09.15’te hayatını kaybetti. Ailesi cenazesinin bugün öğle namazının ardından Üsküdar Selimiye Camisi’nden kaldırılacağını açıkladı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cem Aziz Çakmak’ın ardından Twitter’dan bir mesaj yayınlayarak “Amiral Cem Aziz Çakmak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) son şehididir. Mekanı cennet olsun” dedi. Balyoz davası sanıklarından emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise şunları söyledi: “Türk milleti adına denizdeki çıkarlarımızı koruduğu için hayatını kaybetmiştir. Balyoz kumpası olmasa kansere yakalanması söz konusu değildi. Tam anlamıyla bir deniz şehididir. Tertemiz ismi Türkiye’nin en yeni savaş gemisine verilmelidir. O isimle birlikte Cumhuriyet Donanması Türkiye’de bağımsızlığı ve ulusal çıkarları korumanın bir kalesi olmaya devam etmelidir"
Hasdal’daki düğünü unutamadı
Cem Aziz Çakmak, 23 Şubat 2010’da tutuklandığında kızı Tuğçe’nin 16 Nisan’daki düğünü için hazırlık yapıyordu. Davetiyeleri bile dağıtılan düğün iptal edildi. Tuğçe babası olmadan evlenmek istemiyordu. Beklemeye son noktayı Cem Aziz Çakmak koydu. Düğün yapılacaktı. Tuğçe nikâhını tam 1 yıl sonra kıydırdı. Nikâhtan sonra da doğruca Hasdal Cezaevi’nin yolunu tuttu. İzinleri sadece 1 saatti. Tutuklu tüm subaylar gelin-damadı bir koridor oluşturarak karşıladı. Tuğçe babasıyla yanak yanağa dans etti. Cem Aziz Çakmak kızının düğününde bulunamamasının acısını her fırsatta dile getirdi. Bu acı, ifadelerine bile yansıdı. Sağlık durumu nedeniyle tahliye olduğunda, kızı Tuğçe babası için tekrar bir düğün yaptı. Davetin sahibi Cem Aziz Çakmak’ın doğmamış torunu oldu. Anne karnındaki 6 aylık torun Cem Poyraz adına yazılan davetiyede, “Annem Tuğçe ve babam Yasin’in nikâh töreni çok değerli dedem Tuğamiral Cem Aziz Çakmak’ın Balyoz kumpası nedeniyle tutuklu olmasından ve dedemin nikâh töreninde bulunamamasından dolayı çok buruk geçmiş. Şimdi o karanlık günlerin tesellisi olarak 21 Ağustos 2014 günü temsili nikâh, dedeme kavuşma ve benle sesle tanışma töreninde sizlerle beraber olmaktan kıvanç ve gurur duyacağım” yazıldı.
BENİ YIKAN OLAY
Çakmak, hastalığı nedeniyle tahliye edildikten sonra Hürriyet’e, “Beni bu hapis döneminde yıkan 2 şey oldu. Bunlardan bir tanesi kızımın gelinliğiyle Hasdal’a gelmesidir. Hayatımda hiç kendimi o günkü kadar aciz hissetmedim. O gün kendi kendime bir söz verdim. Bunu bana yapanlardan öyle bir hesap soracağım ki. ‘Hiç vazgeçmeyeceğim. Onların yargılandığı mahkemelere her gün gideceğim’ dedim” demişti.