Güncelleme Tarihi:
Türk Silahlı Kuvvetleri kendine ait internet sitesinde "Devam etmekte olan soruşturma ve davalar" başlığı ile yayınladığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Genelkurmay Başkanlığınca, devam etmekte olan soruşturma ve davalarla ilgili olarak; adlî makamların karar ve taleplerine, hukuka bağlılık ilkesi temelinde, ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda işlem yapılmasına büyük önem verilmektedir.Bu kapsamda; İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ve bazı Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin de yargılandığı davanın soruşturma aşamasında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı üzerine, incelemesi talep edilen belgelerle ilgili incelemenin herhangi bir personelin baskı ve telkinde bulunmasına imkân verilmeyecek tarzda, hukuka uygun olarak ve objektif bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmıştır."
TSK'DAN 'PERSONEL' AÇIKLAMASI / HABER
ORGENERAL AKAR'IN BİLİRKİŞİYE BASKI YAPTIĞI İDDİASI
Aydınlık Gazetesi'nde geçen hafta Bahadır Selim Dilek imzası ile çıkan haberde İzmir Askeri Casusluk davasında Tümamiral Ercüment Tatlıoğlu ve 26 kişinin avukatı Nevzat Güleşen'in iddialarına yer vermişti. Av. Güleşen, Hulusi Akar’ın bilirkişiye baskıyla “emir ve talimat” verdiği şeklinde duyumlar aldıklarını kaydederek, "“İzmir’de devam eden fuhuş ve casusluk davasında iddianame henüz yayınlanmadan önce savcılık Genelkurmay Başkanlığı’ndan 'belgeler gizli midir değil midir' şeklinde bir tür bilirkişi raporu istedi. Genelkurmay Başkanlığı 2012 Eylül ayında hazırladığı raporla, birçok belgenin gizli olmadığını veya güncelliğini yitirdiği için gizli olmadığını savcılığa belirtti. O dönem savcı olan Zafer Kılınç baktı ki, bu rapor personelin lehinde, çok ağır bir fırça mesajıyla yeniden bir rapor daha yazılmasını istedi. Genelkurmay Başkanlığı da Kasım ayında ikinci bir rapor daha hazırladı. İki raporu karşılaştırınca, daha önce 'güncel değildir', 'gizli değildir' gibi ifadeler kullanılan belgelerin bu kez, çok ağır bir şekilde suç haline dönüştürüldüğünü gördük. Eylül ve Kasım raporları arasında çok ciddi çelişkiler vardı, ama incelenen belgeler de, raporları hazırlayan Deniz Kuvvetleri personelinin adları, parafları da aynıydı."
Avukat Nevzat Güleşen açıklamarına şöyle devam etmişti:
“Sonradan kulağımıza bazı duyumlar geldi. Şu anda bunu ispat edebilme imkânımız yok. Ben duruşmada işte bu duyumları dile getirdim. Buna göre Kasım raporu hazırlanmadan önce Genelkurmay 2'nci Başkanı'nın (Hulusi Akar) bu raporu hazırlayacak şahıslara ya da onları yöneten lider takımını toplayarak ağır bir rapor yazılmasını, herkese en azından Türk Ceza Kanunu’nun 334/1 maddesinden ceza verilmesini, tablolarda belgelerin bu şekilde belirtilmesini istediği şeklinde bir duyum geldi.Eğer böyle bir şey varsa bu çok ayıptır, bilirkişiye müdahale edilemez. Bırakın hukuki olmayı, ahlaka aykırı bir şeydir. Biz O’nun da burada gelip dinlenmesini istiyoruz. Böyle bir emir ve talimat verdi mi?”
'GENELKURMAY DA PİŞMAN'
Avukat Nevzat Güleşen, son rapor konusunda Genelkurmay’ın da "pişman olduğu" saptamasını yaparak: "Zaten Genelkurmay Başkanlığı da adeta böyle bir raporu hazırlamış olduğu için sonradan pişman oldu... Genelkurmay Adli Müşavirinin Kasım raporu hakkında Mahkemeye verdiği yazıda denildi ki, ‘Ben bu raporu hazırlarken bu belgelerin gerçek olduğu ön kabulü ile hazırladım. Şimdi bana müsaade edin, alt birliklerimle de koordine kurayım, bu belgelerin gerçek olup olmadıklarını araştırayım, ona göre bir rapor hazırlayayım'. Burası çok komik! Bir bilirkişi olarak bir ön kabulle nasıl bir rapor hazırlarsın? Sen onların gerçek ve güncel olup olmadığını incelemekle görevli makamsın. Bir bilirkişi kendisinin objektif olmadığını, taraf olduğunu, kendisi zaten itiraf etmiş oldu.”
Avukat Güleşen, Aydınlık'a yaptığı açıklamalara şöyle devam etmişti:
“Objektif olmadığını itiraf etmiş oldular. Bu da Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmiştir. Bu iş eninde sonunda bu raporları hazırlayan kişilerin yargılanmasına kadar, hatta böyle bir emir ve talimat vermişse, Genelkurmay İkinci Başkanı’nın yargılanmasına kadar gidebilecek yeni yeni hukuki süreçlerin önünü açabilecek bir durumdur” demişti.