Güncelleme Tarihi:
Sadece adaylar değil, partiler de Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerini aktif olarak kullanıyor. Sosyal medya kullanımında en ciddi sorun ise parti taraftarlarının hesapları ile partilerin kurumsal hesaplarının birbirine karışması... Bazen öfkeli taraftarların açtığı hesaplardan atılan küfürlü mesajlar, partileri sıkıntıya sokuyor. Gazetecileri, rakip partilerin siyasetçilerini hedef alan, küfür ve taciz boyutundaki mesajlar tartışma konusu oluyor. Daha önce yaptığımız görüşmede AK Parti’nin seçim öncesinde sosyal medya faaliyetlerine çekidüzen vereceğini belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, geçen hafta da aynı bilgiyi gazete ve televizyonların Ankara temsilcilerine de aktardı. Ardından da İstanbul’daki ‘Yeni Türkiye Dijital Ofisi’nin açılışını yaptı. Atalay, ofisin amacını ise “Seçimden sonraya da uzanacak. Parti çalışmalarımızda faydalanacağımız önemli bir iletişim platformu olarak kullanacağız” diyerek anlattı.
ESKİLER NE OLACAK
AK Parti’nin sosyal medyayı iyi kullandığı hatta Ankara’dan yönlendirilen 6 bin kişilik bir grubun, ‘bot hesap’ denilen sahte hesapların desteği ile gündem belirlediği biliniyordu. Atalay’a ‘Onlar ne olacak’ diye sorduk. Yanıtı şöyle oldu: “Hesaplarımızın hepsi resmi olarak duyurulacak. Mesajlar da merkezden belirlenecek. Bunların dışındaki hiçbir hesabın bizimle ilgisi olmayacak. Onlar da dahil...”
Tespih kaldı yadigâr
2011 seçimlerinde CHP’nin en çok tartışılan icraatlarından biri Ergenekon sanıklarını aday yapması olmuştu. Bütün eleştirilere rağmen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Sinan Aygün gibi isimleri CHP saflarında TBMM’ye taşımıştı. Seçim günü Haberal ve Balbay cezaevinde olduğundan, Parlamento’nun açılışı tutuklu milletvekili krizi ve boykot ile yapılmıştı. Oğlu Erkan Haberal MHP’den Ankara milletvekili adayı olan Mehmet Haberal, 7 Haziran 2015 seçimleri için aday olmadı. Mustafa Balbay ise İzmir’de girdiği ön seçimden büyük başarıyla çıktı ve bir kez daha CHP saflarında TBMM’ye gelmeye hazırlanıyor. Sinan Aygün ise kontenjan adayı olmayı beklese de Kılıçdaroğlu tarafından aday gösterilmedi. Bu detayı anlatmamıza yol açan fotoğrafı bu köşede göreceksiniz. Bir uçak koltuğunun yanında plastik su şişesine asılı duran o kehribar tespih... Kılıçdaroğlu tespihin hikâyesini şöyle anlattı: “Seçim gezilerinde yolculuk sırasında tespih çekmeyi severim. Elimde yoksa da arkadaşlarınkini alırım. Bu tespih de Sayın Sinan Aygün’e aitti. Şimdi seçim boyunca kullanmak üzere kiraladığımız bu uçağın demirbaşı oldu.”
Peki seçimlerden sonra ne olacak tespih? Aygün’e iade mi edilecek? Kılıçdaroğlu bu soruya ‘hayır’ yanıtını verdi ve bir gazetecinin tespihe göz koyduğunu, seçimlerden sonra alacağını ekledi. Gazeteci kim mi? İsmini açıklamayalım ama şu ipucunu verelim: “Hem Kılıçdaroğlu’nun hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uçağına binebilen nadir isimlerden biri...”
Gedik dişli avrat bırakmama projesi
İLK kez duyanlara tuhaf gelecek bu ifadenin ilginç bir hikâyesi var. AK Parti Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal, kulisin en renkli, en dobra milletvekili olarak tanınır. Üç dönem kuralına takıldığı için Meclis’e veda etmek zorunda kalan Kastal, yakaladığı bakanları, bölgesinin sorunları çözülene kadar bunaltmasıyla bilinir. En çok konuşulan projesi ise kendi deyimiyle; Osmaniye’de gedik dişli avrat bırakmama. Parlamento Büro Şefi Nuray Babacan’ın aktardığına göre Kastal, çok sayıda Osmaniyeli kadın “İlimizde diş hastanesi yok, ağzımızda diş kalmadı” deyince, soluğu Sağlık Bakanlığı’nda aldı. Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında mekik dokuyan Kastal, biri Osmaniye’de, diğeri Kadirli’de iki diş sağlığı hastanesi yaptırdı. Kastal’ı oturduğu her grupta, “Osmaniye’de gedik dişli avrat bırakmadık. Herkesin inci gibi dişleri var” diye anlatırken görebilirsiniz.