Güncelleme Tarihi:
Massive Attack, 90'lı yılların belki de en önemli gruplarından biri. Trip hop'un babası sayılan ve yenilikçi tarzından vazgeçmeyi düşünmeyen ekipten Mushroom, telefonda Hürriyet adına Blue Jean muhabiri Kerem Arsal'ın sorularını yanıtladı.
Kariyerleri, 1983'te bir rap ve grafiti grubu olan ‘‘Wild Bunch’’ı kurarak başladı. 1987'de 3D, Mushroom ve Daddy G, güçlerini Massive Attack adı altında birleştirdiler. 1990'da Circa Records ile anlaştıktan bir yıl sonra ilk albümleri ‘‘Blue Lines’’ı çıkardılar. Üç yıl sonra müzik dünyasında adeta bir devrim yaratan ‘‘Protection’’ geldi. İçinde Tricky ve Nicolette'in de yer aldığı bir başyapıttı bu. Albümden hemen sonra çıktıkları dünya turnesinde, ne kadar geniş bir dinleyici kitlesi oluşturduklarını herkes gördü. Geçtiğimiz yıl, Türkiye'de de bir konser veren üçlü, bu arada stüdyo çalışmalarını da sürdürdü ve bu ay piyasaya çıkan ‘‘Mezzanine’’ adındaki yeni albümünü hazırladı.
Massive Attack'ın tarzı, grubun birden fazla müzik türünden etkilendiği hissini veriyor dinleyene. Mushroom'a trip hop, funk, pop, rock ve techno'nun karışımında grup elemanlarının oynadığı rolleri sorduğumuzda, ‘‘Trip hop'u unutun. Bizce trip hop diye bir şey yok’’ diyor. Kullandıkları müzikal altyapı hakkında ise, ‘‘Grup elemanlarının müzikal geçmişleri ve zevkleri, yarattıklarımızda çok büyük pay sahibi’’ yorumunda bulunuyor.
Protection ile yeni albüm arasındaki sürenin de hiç uzun olmadığını düşünüyor Mushroom. ‘‘Aslına bakarsan o kadar da çok olmadı. En azından biz çok meşgulduk. Bir yılı aşkın bir süre turnedeydik, daha sonra promosyon işleriyle uğraştık ve sonraki 1.5 yıllık çalışmamızın ortasında da bazı konserlerde yer almak zorunda kaldık.’’
Yeni albümleri ‘‘Mezzanine’’den bahis açılınca, ‘‘Genel olarak çok memnun olduğumuzu söyleyebiliriz. Sonuç oldukça iyi. Fakat albüme baştan sona hakim olan bir tema yok. Stüdyoyu kullanırken ortaya birçok yeni şey çıktı ve sözlerden çok bestelere ağırlık verilen bir albüm oldu Mezzanine’’ diyor Mushroom. Bu albümün diğerlerine oranla daha ağır olduğunu iddia ettiğimizdeyse asıl ağır albümün ‘‘Protection’’ olduğunu belirterek, ‘‘Mezzanine’’ için ‘‘farklı ve garip’’ sıfatlarını kullanıyor.
Massive Attack, bütün avangart topluluklar gibi evrimlere uğrayan bir grup. Bu değişimin sınırlarını, ‘‘Blue Lines'dan Mezzanine'a kadar olan farklılaşma, grubun yapmak istedikleri ile dinleyicinin duymak istediklerinin, her zaman taze kalmak için bulunan ortak bir noktası.’’ sözleriyle anlatıyor Mushroom...
Kendisinden aldığımız bilgilere göre, albüme katkıda bulunan önemli isimler Cockteau Twins'ten Elizabeth Fraser, Horace Andy ve Sara J.
Biraz yağlamak maksadıyla, '90'ların devrimci gücü olmaktan gurur duyup duymadıklarını sorduğumuzda, ses tonundaki değişiklikten gülümsediğini hissediyoruz: ‘‘Tabii ki önemli buluyoruz kendimizi. Ama biz kendimiz için uygun olanı yaptık ilk önce. Akım bundan sonra oluştu ve biz de bundan gurur duyuyoruz.’’
Geçen yılki İstanbul konserine geliyor konu. Bence Massive Attack konseri için fazla büyük bir mekandı Açıkhava. Mushroom ise o akşamdan oldukça mutlu ve tatminkar gözüküyor. ‘‘Bence gayet güzel bir konserdi. Grup olarak epey mutluyduk herşeyden.’’ Konsere gidenler, finalde çıkan minder savaşını gayet iyi bilirler. Olayı hatırlatmamla önce bir kahkaha atıyor, bunun sebebinin az şarkı çalmaları olabileceği konusundaki inançlarımı doğrulayıp şu itirafta bulunuyor: ‘‘Kısa bir konser olduğunu itiraf etmeliyim. Bizi sahnede daha çok görmek istiyorlardı. Seyircinin tepkisi, son derece komik ve eğlenceliydi.’’
Kendilerini İstanbul'da tekrar görmek istediğimizi belirterek, telefonu kapatıyoruz.