Tren maceraları devam ediyor

Güncelleme Tarihi:

Tren maceraları devam ediyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2009 00:00

Hürriyet Hakkımızdır/Tren Özgürlüktür Treni, 16’ncı durağından 17’nciye doğru hızla yol alırken, www.hurriyettreni.org da sanal dünyada bu yolculuğu aynı hızla taşıyor meraklısına.

hürriyettreni.org, o gün neredeyiz, ne yapıyoruz, nerede ne yaşıyoruz, hepsi haberler, fotoğraflar, videolar ve tren insanlarının bloglarıyla aktarılıyor.

Mesela Pınar Altun, .... ekibinden. Trenimiz Kars’tan Sarıkamış’a doğru yol alırken, şunları hissetmiş:
“Yol olmak güzel şey. Burdur’da göl havasında uykuya dalıp, Isparta’nın gül kokulu sokaklarında yeni bir güne başlıyoruz. Her sabah, gerine gerine aldığımız her nefes, başka bir coğrafyanın, başka bir kültürün kokusu. 50 gün sürecek bir göç...”

O gün ilk defa içini sızlatacak kadar derinden hissetmiş Pınar, öylece akan bir hayatın içinde, belki bir ömür hatırlanacak bir anın kahramanlarından biri olduğunu: “...Az ötedeki otlakta bırakmış dedesi ile malları, ninesinin sıcak ekmeği çıkmadan tandırdan, evinin yolundan geçerken, ömrünün ilk tiyatrosunu izlemek için duruyor sesli kalabalığın önünde. Annesi bağırıyor arkadan, geçemiyor lakin Hayrettin (Arslanoğlu) Abi’nin uzun havasını. Gülüyor sonra Keloğlan’ın şarkısına, gözlerinin etrafında iç iç kırışan çizgiler oluşana kadar. Öpüyorum ‘iç’i niyetine yanağını, kocaman gözlerini kısıp bu sefer, kocaman gülüyor bana. Bitiyor kesitteki rolüm, iniyorum sahneden, ben kendi hayatıma Ayşe kendi hayatına gidiyor defalarca arkasını dönüp el sallayarak.”

Babam Aşkale’ye gitmedi

Özdemir (Çiftçioğlu) ise Aşkale’de onca koşturmanın içinde, epey bir geçmişe gitmiş meğer. Zaven Biberyan’ın “Babam Aşkale’ye gitmedi” adlı romanında anlatılanları hatırlamış; Varlık Vergisi denilen, asla ödeyemeyecekleri meblağlardaki vergileri ödeyemedikleri için Aşkale’ye çalışma kampına gönderilen TC vatandaşı azınlıkları... Dağılan aileleri, ölenleri, çok sevdiği halde ülkesini terk edenleri, kalbi kırılanları...

Zamanın Türkleştirme politikalarından biri olan bu uygulama, o döneme tanıklık yapan bir fıkrayı da aklına getirmiş Özdemir’in, onu da hürriyettreni.org sitesinde paylaşmış:

Ne mutlu Türk’üm diyene

”Büyükada’da Yorgo ve Sarkis tavla oynarken Mişon gelir ve der ki ‘Ah be kuzum, bana 40 bin lira vergi geldi. Siz ne kadar ödeyeceksiniz?’ Yorgo, ‘Ah yavriz, ben 30 bin lira’, Sarkis ise ‘25 bin lira vereorum’ der. O sırada ada esnafından Mehmet oradan geçmektedir, ona da sorarlar. Mehmet, ‘Ben vergi vermiyorum’ diye cevap verince, Mişon dayanamaz: ‘Ah be kuzum, ne mutlu Türküm diyene’ der.”

Bir soruyla bitirmiş Özdemir blog’unu: “Ne mutlu Türküm diyene mi, ne mutlu insanım diyene mi?”
Sanırım bugüne kadar en duygulu ve heyecanlı, ayrıca trenin yeni ekibini de birbirine kenetleyen anlar Aşkale’de yaşandı. Tam tiyatronun başlayacağı saatte hava inanılmaz soğuyunca, moraller şöyle bir sıfıra doğru düştü, çünkü tiyatro vagonunun sahnesi dışarı doğru açılıyor ve izleyici çocuklar perondaki taburelerimize oturarak seyrediyor oyunu. Bu durumda çok üşüyeceklerdi.

Start düdüğünü kim çaldı, kimse hatırlamıyor. Ama bir anda Coca Cola’cısından Af Örgütçüsüne herkes koşturmaya, dekorlar sökülmeye ve bekleme salonuna taşınmaya başladı. İstasyon binasının küçük ardiye odası oldu mu size kulis! Biraz ortalık yer olduğu için, meraklı çocuklar dekorlar arasından kafasını uzatıp içerde ne olduğunu görebiliyor ya da oğlunu kaybetmiş anne “Bana Bahattin’imi bulun” diye içeri girebiliyordu.
Akbank Çocuk Tiyatrosu oyuncuları, galiba tam da bu yüzden en yüksek performanslarını yakaladılar o gün. İşte bakın, Özdemir (Çiftçioğlu) “Bekleme Salonu” yazan bir tabelanın altında olduğunun farkında bile olmadan, oyun sırasının gelmesini bekliyor! Hayrettin tam sahne sırası gelmişken “Bahattin nerede?” diye tutturan anneyi kıramayıp, Sarp’a (Aydınoğlu) göz kaş işareti yapıyor. Sarp sahnede “Arkadaşlar şimdi yeni bir oyun oynayacağız, burada adı Bahattin olan kim?” Bahattin geliyor sahneye, ancak kulisteki anne itiraz ediyor: “Bu benim Bahattin’im değil!”

Bahattin o anda bulunamıyor ama oyun büyük alkışlarla sahneleniyor. Zeynep (Bilgehan) bunu blog’una şöyle aktarıyor: “En Mutlu Kim oyununu sahneden çok seyrettim, hep merak ediyordum acaba arka planı, kulisleri nasıl oluyor diye. Böyle oluyormuş!”

O gün olanları, burada ne kadar anlatsak anlatılmaz, o yüzden bu yıl tren insanları arasına katılan Kültür Üniversitesi öğrencileri, “Aşkale’de Tiyatro” maceramızın küçük bir klibini yaptılar, www.hürriyettreni.org’da seyretmenizi öneririz. Yeni yol maceralarımızda buluşmak üzere...

Hürriyet Hakkımızdır Tren Konserleri başlıyor

Bugün Coca Cola işbirliğiyle yapılan Hürriyet Hakkımızdır Tren Konserleri’nin ilki Elazığ İstasyon Meydanı’nda, saat 21.00’de başlıyor. Mazlum Çimen ve Pinhani grubu, bu ücretsiz halk konserinde Elazığlılar’la buluşacak.

AH 3G AH

Trende 3G’den tüm operatörlerin modemlerine her türlü teknolojimiz var. Ama heyhat! Okuduğunuz bu sayfayı her gün trende yapmaya çalışırken neler çekiyoruz bir bilseniz. Dememiz o ki, her zaman ve her yerde trende yapılamıyor sayfalar, onca modeme rağmen. İşte, Uşak’ta istasyonun dışına çıkmışız, bir park bulmuşuz orada sinyal iyiymiş. Sayfayı Nihat Uğurlu ile birlikte bir bankın üzerinde yapmışız (üstte). Ya Sarıkamış’a ne demeli? Trenin İT’cisi Erkan (Çelen) modemi yüksekte tutmaya çalışıyor ama nafile (altta). Umut’la (Karaahmetoğlu) birlikte şehre doğru yola çıkıyorlar. Bir süre sonra arıyoruz ki karakoldalar! Yok tutuklanmamışlar, sinyal orada iyiymiş, oturup yapmışlar sayfayı.

HÜRRİYET TRENİ’NDEN MUŞ’A

Yarın Hürriyet alan tüm Muşlulara Hürriyet Hakkımızdır Treni kalemi ve puzzle’ı, “Şakacı Çocuk” ve “Yörüklerden Unutulmuş Masallar” dergileri hediye. Ayrıca 1-10 Ekim tarihleri arasında Hürriyet’in logosunu tarihiyle birlikte kesip (10 adet) başbayiye getiren herkese Hayvanlar Dünyasının Sırları Belgeseli (10 VCD)

BUGÜN ELAZIĞ’da YARIN MUŞ’tayız
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!