Vahap MUNYAR
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2004 01:50
Nüfus sayımında milyonlarca insanın fazla çıkmasından sonra, Türkiye'deki motorlu araç sayısı için de farklı rakamlar ortaya çıktı.
OTOMOTİV Sanayicileri Derneği (OSD), hazırladığı bir rapor için Türkiye’deki araç sayısına bakmak istedi. Bunun için iki kaynak vardı. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) ve Emniyet Genel Müdürlüğü.
OSD’den bir yetkili önce DİE’nin internetteki sayfasına girdi. Trafikteki taşıtlarla ilgili istatistiklere ulaştı, rakamı
‘Yıllara göre motorlu kara taşıt sayısı’ tablosunda buldu:
2004 Temmuz ayı itibariyle 8.030.488 kara taşıtı var.
Sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’nün internetteki sayfasına yöneldi. Orada da taşıtlarla ilgili istatistikleri buldu. Gördüğüne inanamadı. Buradaki taşıt sayısı 1 milyon adedi aşan oranda DİE’den daha fazlaydı.
Birkaç kez DİE’yi ve Emniyet Genel Müdürlüğü sayfasını taradılar. Sonuç aynı çıkıyordu. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne göre taşıt sayısı DİE’ye 1 milyondan fazla fark atıyordu. OSD yetkilileri farkı araştırmayı iş edinip, önce Emniyet Genel Müdürlüğü’ne mektup yazdı:
‘Motorlu kara taşıt sayısı sizde DİE’ye göre 1 milyonu aşan sayıda fazla görünüyor. Biz bu konuda sağlıklı rakama ulaşmak istiyoruz. Bu fark nereden kaynaklanıyor. Doğru veriler sizinki mi yoksa DİE’nin mi?’
Emniyet Genel Müdürlüğü yanıt verdi:
‘Biz trafik tescil belgelerine bakıyoruz. Dolayısıyla bizim veriler gayet sağlıklı.’
OSD, aynı soruyu bu kez DİE’ye yöneltti:
‘Türkiye’deki motorlu taşıt sayısı konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü ile aranızda 1 milyonu aşan sayıda fark var. Emniyet’e göre Türkiye’deki taşıt sayısı sizin istatistiklerinizden çok yüksek. Biz bu rakamlardan hangisini doğru kabul edeceğiz. Fark nereden kaynaklanıyor.’
DİE’den aldıkları yanıt daha ilginç oldu:
‘Yasalar istastik düzenleme yetkisini DİE’ye vermiştir. Başka kurumlar istatistik düzenleyemez.’
Gelen yanıtlar OSD’nin sıkıntısını yaşadığı rakam karmaşasını çözmedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün mü, yoksa DİE’nin mi rakamlarını baz alabileceklerine gelen yanıtlarla karar veremediler.
Olayı öğrenince rakamları ben de kontrol ettim. DİE’ye göre Temmuz 2004 itibariyle Türkiye’de
8 milyon 030 bin 488 motorlu kara taşıtı bulunuyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sayfasında dosya yoğunluğu yüzünden rakamlara ulaşmakta zorlandım. Sonunda 2002 yılının rakamını yakaladım:
Türkiye’de 9 milyon 500 bin 235 motorlu kara taşıtı var.
Baktım, aradaki fark tam
1 milyon 469 bin 747’ydi.
Bir OSD yöneticisi şaşkınlığını şöyle bir yorumla dile getirdi:
‘Motorlu kara taşıtları için mutlaka vergi ödeniyor. Vergisi ödenen araçların doğru kayıtları nasıl oluşturulamıyor, anlamıyorum.’
Türkiye’deki fabrikalardan çıkan taşıtların kaydı tutulur...
İthal araçlar da herhalde gümrükten belgesiz giremez...
Trafiğe çıkılırken mutlaka tescil ettirilip, ruhsat alınır...
Maliye vergi için araç sahiplerinin peşini bırakmaz...
Yani, motorlu taşıtlarda teker dönmeye başladığında kayıt tutulur...
Peki durum böyleyken trafikteki taşıtları neden doğru sayamıyoruz?
Sorunun yanıtını bilen var mı?
Başbakan otobüsü alıp ne yapacak
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, geçen perşembe günü MAN Türkiye’nin Ankara’daki tesislerinde düzenlenen törene gittiğinde sohbet sırasında ipucu verdi:
‘Başbakanlık için bir otobüse ihtiyacımız var. Yurt gezilerinde zaman zaman otobüs kullanmak istiyorum.’
MAN yönetimi,
Erdoğan’ın verdiği ipucunu zamanında yakalayamadı.
Erdoğan daha sonra isteğini kendisine otobüs maketi sunulurken mikrofonda yineledi:
‘Ben de gerçek otobüs vereceksiniz sanmıştım...’
MAN yetkilileri, tören karmaşasında bu isteğin farkına son anda vardı.
Erdoğan sahnedeyken,
‘Buyurun Sayın Başbakanım işte otobüsün anahtarı’ deme fırsatını kaçırdı. Otobüs hediye işlemi fabrika turu sonunda gerçekleşebildi.
Şimdi herkes
‘Erdoğan otobüsü ne yapacak’ diye merak ediyor. MAN yönetimi de,
‘Başbakan, makam otobüsü için bizi seçti’ sevinci yaşıyor.