Güncelleme Tarihi:
5 kez evden kaçan 15 yaşındaki Nayime, erkek kardeşleri tarafından ‘Bundan hayır gelmez’ diye öldürülmüştü. İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, karar duruşmasında ‘fuhuş, ağır tahrik’ gerekçesiyle cezada indirim yaptı.
Küçük yaşta imam nikáhıyla evlendirilen ve 5 kez evden kaçıp fuhuş yaptığı iddia edilen 15 yaşındaki Nayime Salman'ı viyadükten atarak öldürdükleri iddiasıyla yargılanan 3 kardeşin cezalarında, ağır tahrik indirimi yapıldı. Önce ömürboyu hapis cezasına çarptırılan Ağrılı kardeşler İsmail Salman, 17 yaşındaki E.S. ve Ahmet Salman’ın cezaları, 4 yıl 5 ay ile 12 yıl 6 ay arasında değişen ağır hapis cezalarına indirildi.
İNTİHAR ETTİ, EVE GİTTİK
İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklar, töre cinayeti suçlamasını reddederek olay gecesi otogarda karşılayıp aldıkları Nayime'nin otomobille viyadükte giderken midesi bulanınca arabayı durdurduklarını söyledi. Sanıklardan Ahmet Salman, otomobilde beklediğini belirtirken, diğer 2 sanık, Nayime'nin korkuluktan atlayarak intihar ettiğini, karanlıkta aşağı bakıp birşey göremeyince eve döndüklerini öne sürdü.
Sanık avukatları, müvekkillerine ceza verilmesi halinde ‘birini intihara ikna etmeyi cezalandıran’ TCK'nın 454. maddesiyle ‘kızkardeşin fuhuş yaptığının tesbiti halinde cezayı 1/8’e indiren' TCK'nın 462'. maddesi üzerinden hüküm kurulmasını istediler.
Sanık avukatlarının istemlerini reddeden Hákim Şefik Mutlu başkanlığındaki mahkeme heyetinin kararında, olay ve sanıklara yönelik suçlamalar şöyle anlatıldı:
‘‘Maktülenin 1998 yılında 13 yaşında gayriresmi olarak evlendirildiği, 4 ay kadar evli kaldıktan sonra eşi ile geçinemediğinden, evden kaçarak İzmir'e gittiği, babasının polise başvurması üzerine İzmir'de yakalandığı, ağabey Ahmet Salman'ın İzmir'den alarak Aydın'da bulunan babasına teslim ettiği, 1 ay sonra maktülenin yine kaçtığı, bu kez Torbalı jandarması tarafından yakalandığı, ağabeyin teslim alıp yine Aydın'da babasına teslim ettiği, bilahare yine kaçtığı, Konya'da yakalanıp bu kez İsmail Salman tarafından Aydın'daki babasına teslim edildiği, bilahare kaçıp bu kez Ankara'dan sanıkları arayarak nüfus cüzdanını istediği, kendisinin kötü yola düşeceği endişesiyle nüfus cüzdanının verilmediği, İstanbul'a gelerek nüfus cüzdanını almaya çalıştığı, başaramayınca yengesine ait nüfus cüzdanını alıp gittiği, Antalya'da fuhuş suçundan yakalanan maktulenin sanık İsmail tarafından burada teslim alındığı, bir kez daha kaçıp bu kez aynı kişi tarafından tesadüfen yakalanıp İstanbul'a getirildiği ve otogarda diğer 2 kardeş tarafından karşılandıkları...’’
Ömür boyu hapisten tahliyeye
Mahkeme, 3 sanık kardeşi, önce TCK'nın 449. maddesi uyarınca ‘kızkardeşlerini öldürmekten’ ömürboyu hapis cezasına çarptırdı. Sanık Ahmet Salman'ın cezasını olay sırasında araçtan inmediği için 16 yıl hapse indiren mahkeme, maktülenin birçok kez evden kaçıp fuhuş iddiasıyla yakalanmasını TCK'nın 51/2. maddesinde belirtilen ağır tahrik indirimine gerekçe yaptı. Mahkeme sonuç olarak; ağır tahrik, yaş küçüklüğü ve iyi hal indirimleri uyguladığı tutuklu sanıklardan İsmail Salman'ı 12 yıl 6 ay, E.S.'yi 8 yıl 4 ay ve Ahmet Salman'ı 4 yıl 5 ay 10 gün ağır hapis cezalarına çarptırdı. Sanık kardeşlerden İsmail ve E.S.'nin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, yattığı süreyi gözönüne alarak Ahmet Salman'ı tahliye etti.
Bundan aileye hayır gelmez
Mahkeme kararında, 3 sanık kardeşin eve götürmek istediği Nayime’nin ‘‘Birçok erkekle düşüp kalktım, yüzünüze bakamam, aileye láyık değilim, intihar edeceğim’’ dediğini iddia eden sanıkların, ‘‘Bundan bizim aileye hayır gelmez, ölmesi iyi olur’’ diyerek Sakarya yönüne devam ettikleri belirtildi.
Kararda olayın devamı şöyle anlatıldı: ‘‘...amaçlarının maktüleyi Sakarya Irmağı'na atarak öldürmek olduğu, ancak Sakarya Köprüsü'nde durduklarında, otobanda duran aracı farkeden trafik polisinin aracın yanına gelmesi üzerine eylemlerini gerçekleştiremeyerek geri döndükleri, İstanbul'a geldikleri gece Sadabad 1 Viyadüğü'nde arabayı durdurup sanıklardan İsmail ile E.S.'nin araçtan indirdikleri maktüleyi kol ve bacaklarından tutarak köprüden aşağıya attıkları...’’
Türkiye'ye özgü gerekçe
İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3 sanık kardeşe verdiği mahkûmiyet kararının gerekçesinde TCK 51/2'de belirtilen ağır tahrik indirimini uygulama nedeni şöyle anlatıldı;
‘‘...maktülenin sık sık evden kaçarak fuhuş yapmak suçundan yakalanması ve her yakalandığında polis ve jandarma tarafından kendilerine haber verilerek muhtelif kentlerden maktüleyi almak zorunda kalmaları, her seferinde yeniden kaçması ve fuhuş alışkanlığından da vazgeçmemesi nedeniyle sanıkların maktüleyi öldürmede TCK'nun 51/2 maddesi kapsamında ağır tahrik altında kaldıkları kabul edilmiş ve cinayeti ağır tahrik altında işledikleri kanaatine varılmıştır.’’
Deneyimli ceza avukatlarından Ali Rıza Dizdar, yargının ‘namus’ mefhumunun işlenen bir suçta tahrik ya da ağır tahrik gerekçesi yapmasının Türkiye'ye özgü olduğunu belirterek, ‘‘Batı hukukunda böyle birşey yok. Bizde içtihat haline gelmiş böyle bir uygulamanın evrensel hukuk normları içinde yeri de yok’’ dedi.