Topyekün tarım yapıyoruz yine de yetiştiremiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Topyekün tarım yapıyoruz yine de yetiştiremiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2006 00:00

Ankara Veteriner Hekimler Derneği’nin 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yapmış olduğu araştırmadan hayli ilginç sonuçlar çıktı. Araştırmaya göre Türkiye’de nüfusun yüzde 40’ı tarım ve hayvancılıkla uğraştığı halde 70 milyonu besleyemezken, Amerika’da nüfusun yüzde ikisi tarımla uğraşıyor ve 300 milyonu besliyor.

ANKARA Veteriner Hekimler Derneği’nin 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yapmış olduğu araştırmadan hayli ilginç sonuçlar çıktı. Buna göre Türkiye’de bir kişi yılda 7 kg balık, 30 litre süt, 9 kg kırmızı et tüketiyor. Diğer ülkelere göre bu sonuçların çok düşük olduğunu söyleyen Ankara Veteriner Hekimleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Şakir Doğan Tuncer, "Amerika’da nüfusun yüzde ikisi tarımla uğraşıyor ve 300 milyonu besliyor. Türkiye’de nüfusun yüzde 40’ının tarımla hayvancılıkla uğraşıyor ancak 70 milyonu besleyemiyoruz" dedi. Türk halkının yetersiz, niteliksiz beslendiğini kaydeden Tuncer, şunları söyledi:

AB’DEN GERİDEYİZ "Niteliksiz beslenme karın tokluğuna beslenme anlamına geliyor. Proteinleri yeterli tüketemiyoruz. Yani dengeli beslenme söz konusu değil. Yeterince üretiyoruz ama tüketemiyoruz. Burada çok çeşitli faktörler var. Türkiye tavukçulukta 11. sırada, sütte yıllık 10 milyon ton üretiyoruz oldukça gerideyiz. 2,5 milyon ton kayıt altına alınmış, 7,5 milyon tonu kayıt dışı. Veteriner Hekimler Derneği olarak sloganımız sağlıklı hayvan sağlıklı gıda sağlıklı insan sağlıklı toplum. Bir ülkeye sağlıklı topluma ulaşmak istiyorsak sağlıklı hayvanımızın olması gerekir.

KONTROLSÜZ ÜRETİM FAZLA Ankara’da Cumhuriyetin Başkent’inde etlerin büyük bir bölümü kontrolsüz tüketiliyor. Türkiye genelinde yaklaşık bir milyon ton kırmızı et tüketiliyor. Kayıt altında olanı 450 bin ton, geri kalanı mezbaha dışında üretimi yapılıyor. Kontrolsüz kesmek hayvanlardan insanlara geçen iki yüzü aşkın zoonoz dediğimiz hastalıklara neden oluyor. Bu hastalıklar insan sağlığını tehdit ediyor. Bu nedenle kontrol çok önemli. Hayvansal kaynaklı proteinler çocukların, erginlerin gelişmesinde çok önemli. Bunlar söylediğim gibi olmazsa olmazlar. Bir ergin insanın günlük protein ihtiyacı kilosunun gram cinsi kadar. Türkiye’de protein alım oranı çok düşük.

112 KİLOGRAM EKMEK Her yıl açlık sorunuyla karşı karşıya kalan 850 milyon insan var. Bunu dışında da 1,5 milyar insan gizli açlık sorunuyla karşı karşıya. Gizli açlıktan kastımız niteliksiz beslenme. Karnınız doyuyor ekmekle. Türkiye bugün kişi başı yılda 112 kilo ekmek tüketiyor. Bu nedenle hayati önem taşıyan vitaminleri, aminoasitleri, hayvansal besinleri alamıyorsunuz. Bunlar beslenmeden kaynaklanan hastalıklara yol açıyor. Türkiye’ye baktığımız zaman Türkiye kendi kendine yetebilen 7 ükleden biriydi. Bu özelliğini son bir kaç yıldır kaybetti. Biz bitkisel üretimde de dışa bağlı hale geldik. Onları bile ithal eder hale geldik. Sayısal olarak vermek gerekirse 850 bin kişi açlık sorunuyla karşı karşıya. Beslenme şehirlerin ekonomik gücüne bağlı. Bölgeler arası dengesizlikler çok açık. Çankaya’daki insanla Mamak’ta yaşayan insanın beslenmesi aynı değil."

70 milyonu besleyemiyoruz

CUMHURİYETİN Başkent’inde bile etler kontrolsüz üretiliyor. Buna halkın alım gücü düşüklüğü de eklenince insanlarımız sağlıksız beslenmiş oluyor. Ulus’ta iki YTL’ye sucuk satılıyor. Çankaya’da yaşayan insanla Mamak’ta yaşayan insanın beslenmesi bir değil.

HACCP belgesi TBMM’ye yaradı

TBMM üyeler lokantasında, Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları (HACCP) Yönetim Sistemi Belgesi alınmasının ardından memnuniyetsizliklerin en aza indiği tespit edildi. TBMM Destek Hizmetler Daire Başkanı Hüseyin Gülsün, üyeler ve personel lokantalarında 2.5 yıllık çalışmanın ardından geçen yıl uluslararası gıda güvenliği standardına ulaşıldığını bildirdi.

Gıda güvenliğinin sağlanması için kontrol sisteminin kurulması gerektiğine dikkati çeken Gülsün, yemek için gerekli ürünlerin alımından pişirilmesine kadar kontrol altında tutulduğuna işaret etti.

HACCP Kalite Belgesi alınmadan önce ve sonra yapılan anketlerin karşılaştırıldığını belirten Gülsün, kalite belgesi alınmasından dolayı lezzet, temizlik ve davranışlar konusunda konukların memnuniyetinin arttığını ifade etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!