Toptan'dan Deniz Feneri ve Akman açıklaması

Güncelleme Tarihi:

Toptandan Deniz Feneri ve Akman açıklaması
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2008 14:37

TBMM Başkanı Köksal Toptan, istifa etmenin mutlaka gazete manşetlerindeki iddiaları kabullenmek, suçluluğu kabul etmek anlamına gelmeyeceğini belirterek, bunun takdirinin RTÜK Başkanı Zahid Akman'da olduğunu söyledi.

Toptan, Kanal 24'te yayımlanan “Ankara Masası” programına konuk olarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Almanya'daki Deniz Feneri davasıyla ilgili iddialar çerçevesinde “RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın istifa etmesiyle suçluluğunu kabul eder pozisyona düşeceği” yorumlarının hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine Toptan, dünyada, tartışma halinde istifanın önemli bir kurum olarak kullanıldığını, Türkiye'de ise böyle bir kültürün yerleşmediğini söyledi.

“Bu bir arkadaşımıza yönelik bir şey değil, başka kurumlarda da böyle bir kültürün çok uzağındayız, keşke yerleşse” diyerek, TBMM'nin Sayıştay ve RTÜK gibi kurumlar için seçim yaptığını hatırlattı. Şimdiye kadar TBMM'nin yanlış seçimine işaret edecek olumsuz gelişme olmadığını belirten Toptan, şunları söyledi:
“Burada elbette yargı süreci işleyecek. Türkiye bir hukuk devleti zaten başka türlüsü de düşünülemez. Savcılar da konuyla ilgili çalışmalarını başlatıyorlar. Ancak istifa etmek mutlaka gazete manşetlerindeki iddiaları kabullenmek ve suçluluğu kabul etmek anlamına gelmez. Bunun takdiri değerli arkadaşım, dostum Sayın Akman'dadır. Sanki en iyi değerlendirecek olan odur çünkü kendisiyle ilgili iddiaların boyutunu, dayanaklarını, gerekçelerini, altyapısını en iyi kendisi bilecek durumdadır. Hiçbirimiz bilmiyoruz, kimse bilmiyor. O bakımdan bu takdir kendisinindir.”

Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine verilen “TBMM Üstün Hizmet Ödülünün geri alınması gerektiği” yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine Toptan, ödüller verilmeden önce TBMM'nin çok yönlü ve ciddi bir araştırma yaptığını hatırlattı. Ödüllerin olumsuz bir bulguya rastlanılmadığı takdirde verildiğini belirten Toptan, “Geçen dönem Deniz Feneri'ne verilen ödül de böyle bir araştırma sonucu verildi” dedi. CHP'nin konuyla ilgili önerisini 10 Ekimde yapılacak divan toplantısında gündeme getirebileceğini kaydeden Toptan, kendilerine TBMM tarafından yapılan araştırmanın yanlış yapıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge gelmediğini, konuyla ilgili sadece gazetelerde iddialar yer aldığını dile getirdi. Toptan, “İleride Türkiye'deki Deniz Feneri ile ilgili bir araştırma yapılır, ondan sonra kamuoyunu, kamu vicdanını rahatsız edecek bir takım gelişmeler olur, mahkumiyetler çıkarsa o zaman TBMM elbette yeniden bir değerlendirme yapar” diye konuştu.

-UZLAŞMA KOMİSYONLARI-

Toptan, Anayasa, Meclis İçtüzüğü, AB uyum mevzuatı ile siyasi partiler kanunu, seçim kanunu, siyasetin finansmanı ve siyasi etik kanununun da içinde bulunduğu bazı önemli kanunlarla ilgili dört ayrı komisyon kurulmasını önerisine ilişkin soruları da yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın “bu konuda dayatma vardı, zemin bile yoklanmadı” değerlendirmesinde bulunduğu belirtilerek görüşünün sorulması üzerine Toptan, TBMM'de önemli konularda uzlaşma aramak gerektiğini söyledi. Toptan, komisyonların hangi yöntemle çalışacaklarına kendilerinin karar vereceğine, hiçbir müdahalenin olmayacağına işaret ederek, her partiden 2'şer milletvekilinin yer alması önerisinin iyi niyetlerinin bir kanıtı olduğunu söyledi. Görüşlerin masanın üzerine konulmasını ve tartışılmasını istediklerini belirten Toptan, komisyonlardan “siyasi partiler hiçbir konuda uzlaşamadılar ya
da 5 maddelik anayasa değişikliği paketi üzerinde uzlaştılar” gibi sonuçların çıkabileceğini ifade etti.

“Bu kadar iyi niyeti ortaya koymuş bir girişim için 'Emri vaki yapıldı' suçlamasını kabul etmiyorum” diyen Toptan, gerekirse Deniz Baykal ile görüşebileceğini ve niyetini aktarabileceğini söyledi. Toptan, şunları kaydetti:
“Ben her şart altında 1 Ekimden itibaren bu uzlaşma komisyonlarının çalışacağına dair ümidimi kaybetmek istemiyorum çünkü 'Aklın yolu bir' diye çok güzel bir söz var, halk arasında. Burada da uzlaşmayı aramanın, uzlaşılabilecek noktaları aramaya çalışmanın yanlış olduğunu ben kesinlikle kabul etmiyorum. Uzlaşma aramadan uzlaştığımızı ya da uzlaşamadığımızı nasıl anlayacağız?
Herkes diyor ki, Türkiye bir senedir kendi içerisinde çok fazla enerji tüketiyor artık Türkiye'nin başta AB perspektifi olmak üzere daha global sorunlara, ekonomi gibi daha önemli sorunlara eğilmesi ve enerjisini bu alanlara yönlendirmesi lazım. Bunu uzlaşma arayışlarına girmeden devamlı kavga ederek, devamlı siyasi gerilimi artırarak, devamlı birbirimizi suçlayarak nasıl gerçekleştirebiliriz? O nedenle ben böyle bir kapı aralamak istedim. Bizim önerdiğimizin dışındaki diğer önerilere de açığım. Ben kesinlikle bu komisyonların çalışmasına sadece bir başlangıç yapacağım, müdahale etmeyeceğiz.”

-SİYASİ ETİK-

“Siyasetin finansmanı” ve “siyasi etik” kanunlarına da değinen Toptan, siyasetin finansmanı kanunuyla siyasi partilere yapılacak bağışların şeffaflaşacağını, belli düzenlemeler ve sınırlamalar getirilebileceğini kaydetti. Böyle bir kanunun hedefinin şeffaflık, açıklık, dürüstlük olduğunu söyleyen Toptan, siyasetteki rekabet için de böyle bir yasanın gerekliliğine işaret etti.

“Siyasi etik” konusunda da TBMM çatısı altında siyaset kurumuyla ilgili “ombudsmanlık” görevi yapılacak bir kurul oluşturulabileceğini anlatan Toptan, şöyle konuştu:
“Örneğin, son tartışmalarda siyasi boyutu olan tartışmalar da oldu. Orada böylesi bir kurul işin müdahili olabilirdi. Milletvekillerine dönük zaman zaman haksız, zaman zaman haklı bir takım eleştiriler, iddialar oluyor. Bunların hukuki bir boyutu varsa zaten hukuk onu yerine getiriyor, cezai soruşturma yapmak gerekirse yapıyor ama öyle iddialar oluyor ki zaman zaman onun cezai yaptırımı olmuyor ama kamu vicdanını da rahatsız ediyor. İşte orada siyasi etik dediğimiz kurum devreye girer ve gereğini yapar. O da bizim ihtiyacımız olan yasalardan biridir.”

“Türkiye milletvekilliği” kavramının da yeniden gündeme getirilebileceğini ifade eden Toptan, bunun temsilde adalet açısından çok önemli olduğunu, bu tür önerilerin uzlaşma komisyonlarında masaya yatırılabileceğini dile getirdi. Toptan, herkesin üzerinde uzlaşma sağlayabileceği ortak noktalar bulunabileceğini, önemli olanın çalışmalara başlamak olduğunu belirtti.

- “SİYASET, VATANDAŞIN GÜNDEMİNE ÇEKİLSİN”-

Toptan, “iktidar-muhalefet tartışmasının nereye gideceği ve nasıl çözüleceği” sorusu üzerine de tartışmaları olumsuz görmediğini, ancak tartışmalarının dozunun yükselmesinden memnuniyet duymadığını ifade etti.

Siyasetin yapısında tartışma olduğunu, bundan şikayet etmemek gerektiğini vurgulayan Toptan, “Dilemek lazım ki ton biraz daha düşsün, tartışmaların içeriği kesinlikle biraz daha değişsin. Dünya ciddi bir küresel kriz yaşıyor, büyük bankalar batıyor. Bunun bizi etkilememesi mümkün değildir ama bütün ekonomistler diyor ki dinamizmi, potansiyeli, iddiası olan ve mali yapısı sağlam olan ülkeler için fırsatlar da yaratabilir. Bizim bunu fırsata dönüştürme imkanımız var diye düşünüyorum” diye konuştu.

Türk bankalarının Avrupa bankalarına yüksek faizlerle kredi verdiğini hatırlatan Toptan, Türkiye'nin sağlam mali yapısının krizlerden minimum derecede etkilendiğini belirtti.

TBMM Başkanı Köksal Toptan, “Vatandaşın, esnafın sıkıntıları var. Bizim bunları gündeme taşımamız lazım. Muhalefet bunları eleştirsin, hükümet çıksın ne yapacağını anlatsın. Biraz vatandaşın gündemine siyaseti çekmeye çalışmamız lazım diye düşünüyorum aslında bunu yapan siyasi parti bu işten karlı, başarılı çıkar ve tartışma zemini buralara geldikten sonra sonuçta halkımız da bundan yararlı çıkar diye düşünüyorum” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!