Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin hazırladığı rapora göre, Kovid-19 salgınıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha da arttı. Kadınlar için zor olan iş hayatı daha da zorlaştı. Raporda, 2019-2020 yıllarında 45 milyon kadının iş gücü piyasasından tamamen ayrıldığı belirtildi. Bununla birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği konusu tartışma konusu oldu. Peki, toplumsal cinsiyet nedir, özellikleri nelerdir? İşte detaylar...
Toplumsal cinsiyet kavramı kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal ve kültürel olarak inşa edilmiş farklılıkları ifade eder. Toplumun kültürüne norm ve değerlerine göre toplumsal cinsiyet ve rol davranışları öğrenilir ve pekiştirilir. Böylece toplumda kadın ve erkeğe farklı toplumsal sorumluluk yüklenir.
Kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkların nereden kaynaklandığı sorusuna verilen cevaplar aynı zamanda biyolojik ve toplumsal cinsiyet arasındaki ayrımı da ifade eder. Biyolojik yaklaşım kadın ve erkeğin farklı davranışlarının kaynağını, onların farklı kromozomlar, üreme organları ve hormonlarla belirlenen biyolojik özelliklerle açıklar. Biyolojik determinizm, erkeklere atfedilen özellikleri üstün, kadın özelliklerini aşağı kabul eden hiyerarşik bir sistem inşa eder. Böylece kadın ve erkek arasındaki farklılıklar doğuştan, doğal ve dolayısıyla değişmez kılınarak toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri biyolojik özelliklere de dayalı olarak meşrulaştırılır.
TOPLUMSAL CİNSİYET ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Bu anlamda cinsiyet biyolojiyle bağlantılıdır, toplumsal cinsiyet kavramı ise kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal ve kültürel olarak inşa edilmiş farklılıkları ifade eder. İkinci dalga toplumsal cinsiyet kavramlaştırmasına göre insan, kadın doğmaz sonradan olur. İnsan dişisinin toplum içerisindeki görünüşünü belirleyen biyolojik, ruhsal ve iktisadi bir yazgı yoktur. Ancak başkasının araya girişi bir bireyi öteki varlık haline getirebilir. Toplumsal cinsiyet kavramının kullanılmasıyla biyolojik açıklamalar açıkça reddedilir.