A.A.
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2006 14:43
Yaşar Topçu Yüce Divan'da kendisini "Göreve geldiğimde ne bir bürokrat ne de müteahhit tanıyordum, tabiri caizse 'kuş' gibi bir adamdım" diye savundu.
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu, davaya konu olan ihalelerden devletin kazançlı çıktığını, devletin kar ettiğine ilişkin uzmanların raporu bulunduğunu savunarak, ”8 yıldır hesap veriyorum. Kimse bana 'haksız kazanç edindin' demedi, 'ihaleye girenler kazandı' denildi. İhale şartlarının düzenlenmesini onaylayıp, bundan müteahhitler para kazandı diye itham edilen ilk bakan benim” dedi.
Topçu, “Karadeniz Sahil Yolu Projesi” ihalelerine fesat karıştırdığı iddiasıyla Yüce Divan'da yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında, ek ve esas hakkındaki savunmasını yapmaya başladı. Duruşmaya, Topçu ile avukatı Ömer Asım Livanelioğlu katıldı. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu'nun kayınpederinin vefatı nedeniyle başkanlık etmediği duruşmada, Yüce Divan Heyeti'ne Başkanvekili Haşim Kılıç başkanlık etti.
Esas hakkındaki savunmasını ve ek savunmasını yapan Topçu, yargılama sürecinin 2 Mart 2005'de başladığını belirterek, bu işin hesabını 1997'de gensoruyla 1998'den itibaren de soruşturma komisyonlarında verdiğini söyledi.
Yaşar Topçu, 5 yıllık bakanlığı döneminde, kalkacağını bildiği için mümkün olduğunca bakanlık makam koltuğuna oturmamaya çalıştığını, makam aracını kullanmadığını ve devletin lojmanında oturmadığını öne sürdü.
İhaleye fesat karıştırmak suçundan yargılandığını hatırlatan Topçu, “ihalelerden kendisine kazanç sağladığı, malvarlığının arttığı” yönünde ithamlarda bulunulmadığına dikkati çekerek, yalnızca ”yaptığı ihalelerde müteahhitlerin kazandığı” suçlamasında bulunulduğunu söyledi.
“'KUŞ' BİR ADAMA...”
Topçu, “8 yıldır hesap veriyorum. Kimse bana 'haksız kazanç edindin, irtikap yaptın' demedi, 'ihaleye girenler kazandı' dendi. İhale şartlarının düzenlenmesini onaylayıp bunda müteahhitler para kazandı diye TCK 205'den (ihaleye fesat karıştırma suçu) itham edilen ilk bakan benim” diye konuştu.
Dava konusu olan davet yöntemiyle yapılan ihalenin, Türkiye'de ilk kez yapıldığını, bundan önce yapılan dış kredili ihalelerin teklif alma yoluyla gerçekleştirildiğini anlatan Topçu, şöyle konuştu: “Ben de ikisi arasındaki farkı bakanlıkta öğrendim. Ben bakanlığa geldiğimin ikinci ayında söz konusu ihale başladı. Üçüncü ayında yapıldı. Göreve geldiğimde ne bir bürokrat ne de müteahhit tanıyordum. Ne ailem ne de sülalemde bu işi bilenler vardı. Uzun bir süreçte öğrendim. Hiçbir şey bilmeyen tabiri caizse 'kuş' bir adama deniyor ki; 'İkinci ayında sen bu işleri yaptın'. Ben sadece bürokratlarıma güvendim. Güvenmese miydim? Doğru da yaptım. Onların da doğru yaptığına inandım.”
“BAŞSAVCI'YA ÜZÜLDÜM...”
Kendisinden önceki bakanın tüm bürokratları sindirdiğini, bunun hala devam ettiğini savunan Topçu, “Böyle devlet yürümez. Bu kadar itham altında bürokrasi olmaz” diye konuştu. “Bu ihale ilk yapılmış bir ihaleydi ama sonraki ihaleler hep böyle yapıldı” diyen Topçu, devletin bu ihalelerden kazançlı çıktığını, devletin kar ettiğine ilişkin uzmanların raporu bulunduğunu kaydetti.
İhalenin başlangıcında davet edilecek firmaların, Karadeniz sahil yolundaki iş tecrübelerine ve ismini duyduğu büyük firmalara bakılmasını söylediğini belirten Topçu, “Ben firma tanımam, bilmem, sadece ismini duyduğum firmalar vardı. Bunlara bakın demek suçsa buyurun” dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un esas hakkındaki mütalaasında, kendisini, ihaleye sadece bazı firmaları çağırmakla suçladığını anlatan Topçu, “Başsavcı olayı çarpıttı, çok üzüldüm” diye konuştu.
“YAPTIKLARIMIN HİÇBİRİ TCK'DA SUÇ DEĞİL”
Nuri Ok'un, esas hakkındaki mütalaasında, suçun “ihaleye fesat karıştırmak” değil, “görevi kötüye kullanmak” olduğunu söylediğini de anımsatan Topçu, iddiaları yalanlayarak, “Yaptıklarımın hiçbirisi Türk Ceza Kanunu'nun içinde suç değil” dedi.
Topçu, duruşmalarda tanık olarak dinlenilen firma sahiplerinden bazılarının beyanlarının doğru olmadığını, bazı tanıklara itirazı olduğunu, bazı tanık beyanlarına “alındığını” anlattı.
İhalelere çağrılmadıkları için duruşmalarda tanık olarak dinlenilen firma temsilcilerinin hiçbirinin “ihaleye çağrılan firmaların yanlış olduğu” yönünde bir beyanda bulunmadığını söyleyen Topçu, ihalelerin şimdi de aynı yöntemle yapıldığını belirtti.
Yaşar Topçu, “Şimdi de gazeteye ilan veriliyor. Mesela, 'Hastane yapımı için istekliler başvursun, daha önce hastane yapmak şarttır' deniyor. Bunu yapacağına, zaten daha önce hastane işi yapan 8 firma var, onları çağırsana...” dedi.
Yüce Divan Başkanı Haşim Kılıç, Topçu'nun savunmasının sürmesi nedeniyle duruşmayı öğleden sonraya bıraktı.