A.A
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2009 15:24
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “İstanbul'da yüzümüzü kızartacak hiçbir şey yapmadık ve ailemiz yıllardan beri bu kentte hak etmediğini hiçbir zaman edinmedi. Bununla da gurur duyuyorum” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng'in ziyaretinin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Topbaş, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na hakkında yaptığı suç duyurusuna ilişkin bir soru üzerine, İstanbul'un, devlet niteliğinde bir şehir olduğunu ve 23 tane belediye şirketi bulunduğunu belirtti.
Topbaş, şöyle devam etti:
“Doğru bir şey yapıyorlar. Ellerinde bilgi ve belge olanlar mutlaka bunları yerlerine ulaştırmalıdır. İlgili makamlara vermeliler. Savcılar bunların gereğini yapar. Bu şirketler kendi kendilerini zaten denetliyor. Burada bizim gizli kapaklı yaptığımız hiçbir şey yok. Hizmete yönelik çalışmalarımız var. Zaten şunu da biliyoruz ki bir konu medyaya düştüğü zaman savcılık bunu ihbar kabul ediyor. Ancak Sayın Soysal şov yapmayı seviyor, böyle bir şey de gerçekleştirebilir. Çünkü onun daha önceki şovunu, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin kapısındaki şovunu gördük. Bu Ekim sonu yapacağımız açılışta da bu şovlarını oradaki ekranlara taşıyacağız. Bizden sonra gelip özür dileyecektir. Özür diler veya dilemez.”
Suç duyurusunda, Sarıyer'de genişletildiği öne sürülen bina ve belediye şirketlerinde görev yapan kişilerin aynı zamanda belediyede iç denetçi olduğu iddiasının da bulunduğunun anımsatılması üzerine Topbaş, şunları kaydetti:
“Eğer burada bir problem varsa yargı süreci başlar ve gereken yapılır. Sarıyer'deki mülkiyeti ailemize ait olan ve 3'te 2 hissedarı bulunduğumuz yerle ilgili maalesef yanlış fotoğraflar ki orada yıllardan beri yaşayan insanlar, oraya gelip gidenler çok iyi bilirler. Maalesef fotoğraf hilesiyle ve kendilerinin de bunu bizi karalamak adına gündeme getirdiklerini görüyoruz. Kaldı ki İstanbul Belediye Başkanı bu kadar titiz davrandığı, 13 bin civarında yıkım yaptığı, hiç müsamaha etmediği bir tarzı var. Yok 45 metre kare 150 metre kare oldu gibi yanıltıcı, kamuoyunu aldatıcı, bizi adeta halkın gözünden düşürmek adına adımlar atıldığını görmekteyiz. Bunlar üzücü şeyler, güzel şeyler değil. İşin doğrusu neyse insana düşen odur. Onu göstermesi, onu söylemesi gerekir. Ruhsatı gösterilmiş, hiçbir kat ilavesi olmayan ve bizim orada ortağımızın oğlu tarafından başlatılan bir çalışma ve yasal, hiçbir problem olmayacak. Kaldı ki böyle bir problem olacak bir konu olsaydı, biz zaten buna müsaade etmezdik. Ne yakınımız olsun, ne oğlum olsun. Bugüne kadar da hamd olsun İstanbul'da yüzümüzü kızartacak hiçbir şey yapmadık ve ailemiz yıllardan beri bu kentte hak etmediğini hiçbir zaman edinmedi. Bununla da gurur duyuyorum.”
SİYASİ TARZ VE TAVIRLARÇetin Soysal'ın “kendilerini gündemde tutmak için bu yollara başvurduğunu” iddia eden Topbaş, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 5 yıl içinde İstanbul'a neler kattı, hangi noktadan aldı nerelere getirdi, ne kadar mesafeler kazandırdı, bunu halkımız biliyor” dedi.
Türkiye'de geçmişten kalıntılı zihniyetlerin siyasi tarzları ve tavırları olduğunu belirten Topbaş, “Yani siyaset yapma anlayışları böyle. Karalamak, kötülemek. Tabii ki maalesef kendilerine çanak tutan, destek veren birtakım mecralar var. Bunları biliyoruz, görüyoruz, takip de ediyoruz. Ne kadar destek alındığını da görüyoruz. Halk kendi duygularını ve düşüncelerini yansıtacaktır
seçim sandığına” diye konuştu.
Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz şunu da gördük: Sayın Başbakanımızın adaylığı sırasında 'Vay Tayyip Ağa vay' diye manşet atanlar, o manşetlerinde başarılı olmadı. İstanbullular değerlendirmesini o manşetlere göre yapmadı. Biz basının özellikle hele seçim sathında tamamen tarafsız olmasını isteriz, doğru bilgilendirme yapmasını isteriz ama maalesef taraf olanlar da var, taraf olmaya devam edeceklerdir. Bu senaryoyu hep gördük. Biz ilk defa seçime girmiyoruz. Şahsen ben kaç seçim gördüm. Şundan memnunum, bula bula bunları bulmaya çalışıyorlar. Demek ki bizim geçmişimizde ne ailemizden, ne yakınlarımızdan İstanbul'a yanlışımız yok ki tek bulabildikleri bu nokta. Burası göz önünde olan bir yerde 45 metre karenin 150 metre kareye çıkarıldığı yalanını İstanbullulara inandırmaya çalışıyorlar. Böyle yanlış bir ahlakta olsak, böyle bir düşüncemiz olsa, elimizdeki gücümüzü aile efradımıza ve çocuklarımıza haksız kullandırırdık. Yalılar, villalar bilmem neler yapardık. Hamd olsun böyle bir tarzımız olmadı. Kalkıp orada 2 katlı bir baraka nitelikli bir yapı ve bir gazino niteliğinde yapılmış bir yapının tadilatı ve düzenlemesi ruhsatlı olarak yapılıyor. Topbaş ailesi bununla mı zenginlikler elde etmiş? Yanlış. Bizim bu şehirdeki geçmişimiz 140 yıla dayanmakta. Onurla taşıdığımız bir aile yapımız ve iş sektöründe başarımız var. Bunları kimsenin karalamaya gücü yetmez. Bunlar olacaktır. Maalesef Türkiye henüz bu mantıktaki siyaseti aşamadı.”
YAPILAN İCRAATLAR“Vatandaşlar bunlara prim vermedikçe, bunlar ortalarda kaldıkça, bunlar da inşallah gelecek dönemlerde artık bu tarzlar yerine İstanbul adına projeler ortaya koyarlar” diyen Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul'da yerel yönetimi almak isteyenler, artık 'Sayın Başkan 169 tane kavşak bitirmiş, biz daha fazla yapacağız', 'Sayın Başkan bütün sahilleri işgallerden kurtardı, 17 milyon metre kare aktif yeşil alan yaptı, biz 30 milyon daha ilave edeceğiz', 'İstanbulluları susuz bırakmadı Başkan, biz daha farklı davranacağız' diyebilir ama maalesef projeleri, fikirleri olmayan, yapacakları bir şey bulunmayanlar birtakım böyle yanlış saplantıları gündeme getirmeye çalışıyorlar. Biz İstanbul'da 28 kilometre raylı sistem bitirmişiz, 54,5 kilometre inşaat devam ediyor. Bu yıl sonunda büyük ölçekte tamamlanacak. 82 kilometre de ihale aşamasına getirmişiz. Biz projelerden bahsediyoruz. Bu şehrin dünya ile yarıştığını ve geldiği noktayı, gelen misafirlerimiz anlatıyor ve takip ediyor ancak maalesef kendi kulvarlarının çıkmaz sokaklarında olanlar, o çıkmaz sokaklardaki duvarlara bakarak konuşuyorlar. Biz bu tarzı, siyasetçi olarak da bir yönetici olarak da benimsemiyoruz.”
Topbaş, rol aldığı tanıtım filmiyle ilgili bir soru üzerine de “Yusuf Sezgin'in senaryosunu yazdığı bir filmdi. Tesadüfen bu filmi hazırlayan firma kendilerinin böyle bir ihtiyacı olduğunu ve çok kısa süreli bir baba rolü yapmamı istediler. Çok başarılı olsaydık belki devam ederdik. Bilmiyorum, çok da başarılı değil herhalde” diye konuştu.
Topbaş, bu tür olayların seçim zamanı gündeme getirildiğini belirterek, “Halk nezdinde bize olan sevgiyi, ilgiyi düşürmeye çalışıyorlar. Proje üretemeyenlerin ortaya attığı şeyler bunlar. Hamd olsun yüzümüzü kızartmayacak, yanlış yapmadığımıza inandığımız bir geçmişimiz var” dedi.