Sao Paulo dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Topbaş, İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin (İDO) özelleştirilmesine danışmanlık yapacak firmanın belirlendiğini ve çalışmaların yürütüldüğünü anımsattı.
Topbaş, şehir hatlarını İDO bünyesine şartlı aldıklarını, İDO'nun özelleştirilmesinde şehir hatlarının dışarıda bırakılacağını, şehir hatlarının farklı bir şirkette belediye bünyesinde kalacağını anlattı.
İDO'nun, halka arz veya blok satışla nasıl özelleştirileceğinin danışman firma tarafından belirleneceğini kaydeden Topbaş, hangi yöntemin daha karlı ve getirisi yüksek bir yöntem olduğu konusunda çalışıldığını söyledi.
Kadir Topbaş, “Daha ileride, devir şartlarına halel gelmeyecek şekilde şehir hatlarını kısmen halka açmayı düşünüyorum. İlerleyen zamanlarda, yasal prosedürde bir problem olmayacaksa şehir hatlarının da bir bölümünün halka arzını gerçekleştirebileceğiz” dedi.
Topbaş, İGDAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili de çalışma yapıldığını hatırlatarak, İGDAŞ'ın özelleştirilmesinin daha erken olabileceğini belirtti.
Özelleştirmelerin zamanlamasını çok iyi yapmak istediklerini ifade eden Topbaş, şehrin ve İstanbulluların değeri bu şirketlerin halka satışını veya özelleştirme adımını atarken bir taraftan şehri ve şehre getirisini düşünmek gerektiğini, en iyi sonucu nasıl alabileceklerse o şekilde satmak durumu ve arzusunda olduklarını söyledi.
“Değer olarak geçmişle mukayese ettiğimiz zaman şirketlerimiz gerçekten başarılı bir çalışma içerisindeler” diyen Topbaş, şöyle devam etti:
“Şirketler değer kazandı. İSPARK'ı kurduk. Gelirlerinin nereye gittiği belli olmayan bir kaynak, bu kentin kendi kaynağı haline geldi. Bugün 1.5-2 milyar dolarlardan bahsediliyor, piyasa değeri olarak talep edenler var. Henüz onu gündeme getirmedik ama o da ileride düşüneceğimiz projelerin içine girebilir.”
İDO'nun özelleştirilmesine ilişkin bir fiyat açıklamak istemediklerini, mümkün olan en karlı satışı gerçekleştirmek istediklerini belirten Topbaş, amaçlarının, bu yılın sonuna kadar bu özelleştirmeyi yapmak olduğunu ama beklentilerine cevap vermeyecek bir durumun ortaya çıkması halinde bunu geciktirebileceklerini ifade etti.
“CHP'Lİ BELEDİYELER ŞİRKET BİLANÇOLARINI İNTERNETE KOYSUNLAR DA GÖRELİM”Kadir Topbaş, Büyükşehir Belediyesi'nin bütün şirketlerinin bilançolarının denetime tabi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Biz ilk defa bu belediye şirketlerinin bütün bilançolarını internete koyduk. Şu anda zannediyorum ki başka belediyelerde bu yok. Hele bizi bu konuda itham eden ana muhalefet partisi, hiçbir büyükşehir belediyesinin BİT bilançosunu internete koymadı ve koydurmadı. Samimiyseler, iddialarında doğruysalar, bu konuda gerçekten duyarlıysalar ve bunu bir politika, zihin karıştırma olarak yapmıyorlarsa belediye şirketlerinin bilançolarını da onların koyması lazım.
Sayın Kılıçdaroğlu şu anda CHP'nin Genel Başkanı. Daha önce İstanbul'da aday oldu, adaylığında bunu söyledi. Şu anda yetki kendisinde. Şimdi kalkıp bu iddia ettiği, seçimlerde İstanbul'da söylediklerini hayata geçirmesi lazım. Belediyelerinde bunu görmemiz gerekiyor. Büyükşehir belediyelerinin şirketlerinin bilançolarını internete koydurmaları gerekiyor. Hadi bakalım koysunlar, görmek istiyoruz. Biz de bunun takipçisi olacağız. Kendi belediyelerinin şirketlerinin bilançolarını, bir tanesini, en azından internette yayınlasınlar da görelim. Bunu tamamen demagojik bir
seçim kampanyası olarak yaptılar. Öyle de gitti...”
Özelleştirme denilince, belediye şirketlerinin tamamen satılıp bir başkasının eline geçmesinin anlaşılmaması gerektiğine işaret eden Topbaş, şöyle konuştu:
“Belki bunlardan bazıları belli oranlarda halka açılır veya büyük bir kısmı satılır. Diğer bir kısmı belediyede kalır. Bu dengelere dikkat ediyoruz. Şirketlerin yapıları itibarıyla belediyede kalması gerekenler varsa da ona dikkat ediyoruz. Halkın çok önemli gördüğü hizmet aldığı bazı kurumlar var ki, onları özelleştirmeyiz. Örneğin İSKİ'yi konuşursak, İSKİ İstanbul'un çok ciddi değer etmesine rağmen stratejik bir değeridir diye düşünüp onu özelleştirmeyi düşünmeyiz.”
“BİR YÖNETİCİ OLARAK KENTİN EKONOMİSİNİ DE DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIM”Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin borçlarına ilişkin olarak, bu konuda bir değerlendirme yaparken bu konuya nereden bakıldığının çok önemli olduğunu vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yıllık bütçesine, yıllık yatırım ve harcamalarına bakıldığında, borcun, o bünyede büyük bir oran teşkil etmediğini, uzun yıllara, 2028 yılına kadar yayılan bir borç olduğunu söyleyen Topbaş, “İstanbul'da bu borçların, kentin geleceği için mi, kentin lehine mi kullanıldığı, yoksa har vurup harman savrulup yok mu edildiğinin çok önemli olduğunu, buna bakmak gerektiğini” ifade etti.
Kadir Topbaş, geçmişte bu kaynakların nereye gittiğini, niye bu kadar yatırım olmadığını sorgulamak gerektiğini dile getirdi. Topbaş, borçlanmak suretiyle de olsa bir an önce İstanbul'un sorunlarını çözmek üzere harcama yapılıyorsa, şehirde trafikte kalınan süre bir ekonomik kayıpsa bunu aza indirmek için yapılan her türlü yatırımın, borçla da olsa çok kıymetli bir yatırım olduğunu söyledi.
Atatürk Havalimanı kavşağının 4.5 ayda çevreye sıkıntı vermeden bitirildiğini belirten Topbaş, kendilerinin ilk gün göreve geldiklerinde şehir şantiyeciliğini ön plana çıkardıklarını ve bunu hayata geçirdiklerini anlattı.
Topbaş, önceden İstanbul'da kar yağınca 1-2 gün hayatın felç olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir mantıkla bakarsanız; 'iki gün için şu kadar yatırım, şu kadar araç gereç, milyon dolarlar bu makinelere verilmemeli' dersiniz. '2 gün insanlar evinde kalır, iki gün sıkıntı yaşanır' dersiniz. Bu bir bakış açısı, 'Bu kadar yatırıma gerek yok' dersiniz. Bir başka mantıkla dersiniz ki; 'Türkiye ekonomisinin yüzde 43'ü bu kentte hareketlilik gösteriyorsa bir gün dahi hayat durmamalı.' Bir günün maliyetine ve bedeline, vergi kayıplarına, ekonomik kayıplarına, iş kayıplarına, ihracat kayıplarına bakınca sizin yaptığınız yatırımın birkaç katı. Biz de bunu seçtik. Dedik ki, 'yatırım yapalım, şehir hayatı hiçbir şekilde durmasın.' 2-3 yıldan beri şehirde kar yağışını kimse dert etmiyor. Hayat duracak diye endişe yok. Kent kazanıyor. Bir yönetici olarak kentin ekonomisini de düşünmek zorundayım.”
Levent'teki İETT garajı arazisi ihalesinin iptal olmadığını, ihaleyi alan şirketin üzerinde gözüktüğünü ifade eden Topbaş, ihaleyi alan firmanın ciddi bir kriz yaşadığını, firmanın devam edip etmeyeceği konusunda net bir yanıt gelmediğini söyledi.
Kadir Topbaş, bu konuda firmanın belki başka ortakları da katmak suretiyle yeniden adım atabileceğini bildirdi.
“CİDDİ BİR MAHALLE BASKISINDAN GEÇTİK ORADA VE YATIRIM GERÇEKLEŞMEDİ”Küresel ekonomik krize rağmen İstanbul'da gayrimenkul fiyatlarında düşüş olmadığına değinen Topbaş, “Şu anda yine trendin yükseldiğini, İETT arsasının belediyeye önemli bir kaynak oluşturacağını, bu satıştan gelecek paranın 3 yıl önce kasalarına girmiş olacağını ancak bunun engellemeler yüzünden olmadığını” söyledi.
Topbaş, bu konuda alınan yasal kararlara göre gerekli çalışmaları yaptıklarını bildirerek, şöyle konuştu:
“Beklentim ne? Açık söyleyeyim. Çok değerli, kupon bir yer. Bu araziyi birileri şirkete ortak olmak, bir araya gelmek suretiyle bu inşaatı devam ettirebilirler. Ciddi bir mahalle baskısından geçtik orada. Maalesef bir yabancı sermaye yatırımı gerçekleşmedi. Bu tabii bir noktada yabancı yatırımcı için Türkiye veya İstanbul biraz daha dikkatle izlenmesi gereken bir imaj verildi. Güven noktasında güven sarsıcı bir adımdı. Maalesef bunu hiç görmeyenler var. Anlamakta zorluk çektiğimiz sebeplerle bunu engellemeye çalıştılar.”
Levent'teki trafiğin tamamen yeraltına alınması için çalışma yaptıklarını anlatan Topbaş, Zincirlikuyu mezarlığından köprü girişine kadar trafiğin yeraltına alınmasıyla burasının, Paris'in Şanzelize caddesi gibi kafeleriyle, yürüyüş alanlarıyla çok önemli hale geleceğini anlattı.
Kadir Topbaş, bir başka çalışmayla Çağlayan meydanındaki trafiği de tamamen yeraltına alacaklarını belirterek, bunun da ihalesine kısa sürede çıkacaklarını bildirdi.
İstanbul'a yapılacak üçüncü köprüye ilişkin iznin meclise geleceğini ve haritaya işleneceğini söyleyen Topbaş, köprü geçiş güzergahının tercih nedenlerinden birinin de daha az istimlak olduğunu kaydetti.