Güncelleme Tarihi:
Japon sözü
... Saru Mo Ki
Kara ochiru
...MAYMUN DA AĞAÇTAN DÜŞER
JAPON FIKRASI
Japonya’nın en zengin sanayicilerinden Suzuki-san ölür. Suzuki-san'ı öbür dünyanın kapısında ellerinde çiçeklerle karşılayan melekler kendisini kutladıktan sonra bugün ölen yüzüncü kişi olması nedeniyle cennet ve cehennem arasında bir şeçim yapma hakkına sahip olduğunu belirterek, ‘‘Her iki yeri de gör sonra hangisinde kalmak istiyorsan bize söyle’’ derler.
Dünyadaki şansının öldükten sonra da devam ettiğine sevinen Suzuki-san önce cennete gider. Bir süre cennetin kapısından içeriyi seyreder. Cennette bir sürü işsiz güçsüz insan ağaç altlarında yatmış miskin miskin uyukluyor, bir kaç tanesi ellerinde flüt birşeyler çalıyor. Gördüğü manzara karşısında içi kararan ünlü işadamı cennetin kendisine göre olmadığını düşünerek cehenmemin yolunu tutar.
Cehennemde ise durum şöyledir: Genç ve güzel kızlar şen kahkahalar atarak ortalıkta dans ediyor. Erkekler de ellerinde içki şişeleri kızların peşlerinde koşturup duruyor. Suzuki-San hemen meleklere dönerek , ‘‘Tamam kararımı verdim. Ben cehennemde kalmak istiyorum’’ der...
Zevk ve neşe içinde geçireceği günlerin hayali ile cehennemin kapısından içeri dalan Suzuki ilk adımı ile birlikte kendisini kaynar yağların içinde bulunca meleklerin ardından acıyla bağırmaya başlar. ‘‘Ama siz beni kandırdınız, benim biraz önce seyrettiğim cehennem burası değildi’’.
Meleklerden birtanesi umursamaz bir tavırla geri dönerek, ‘‘Biz sana sadece cehennemin reklamını gösterdik, tıpkı sizin dünyadayken yaptığınız gibi’’.
Kediler için iyi haber
Japon kediler kurtuldu ama şimdi de japonların geleneksel sazlarından olan Shamisen yapımcıları zor durumda. Şimdi hemen kedilerle Shamisen yapıcıları arasında ne ilişki var demeyin. Var... Hem de birinci derece...
Geyşaların kullandığı müzik aleti olan Shamisen'lerde yüzlerce senedir kedi derisi kullanılıyor. Fakat yeni jenerasyon japonlar kedilerinin bu tür işler için kullanılmasına müsaade etmedikleri için shamisen yapıcıları işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya...
İşsizlik tehlikesi karşısında toplu hareket edebilmek için örgütlenen Shamisen yapımcıları hükümetin bu konuya bir çözüm bulamaması durumunda 400 yıllık mesleklerinin biteceğini belirtiyorlar. Dernek yetkillileri Geyşaların kullandığı bu sazların mutlaka kedi derisinden yapılması gerektiğini ama son yıllarda insanların, kedilerinin ölülerini vermemeleri nedeniyle saz imal edemediklerini belirtiyorlar. Dernek yöneticileri geçen sene Japonya'da 303 bin kedi ölmesine rağmen, hiç kimsenin kendilerine kedilerinin ölüsünü vermediğini belirterek ‘’Biz aslında kedileri yeniden hayata döndürüyoruz ama kedi sahipleri bu gerçeği görmemezlikten geliyor’’ diyorlar.
Shamisen imalatçıları bir ara Japon kedisi bulamayınca yurt dışından kedi derisi ithal etmeye başlamışlar. Bu amaçla Çin ve Tayland'dan kedi derisi getirtmişler. Fakat Çinli ve Taylandlı kedilerin derileri kalın geldiği için çalgı kıvamında ses vermemiş. Shamisen yapımcılarına göre köpek derisi de kullanılabilirmiş. Ama köpek derisinden yapılan sazlar da iyi ses çıkartmadığından bu teller ancak pratik çalışmalarında kullanılırmış...
Japon Tüm Shamisen Yapımcılarını Koruma ve Kollama Derneği, (J.T.S.Y.K.K.D) mesleklerini devam ettirebilmek için hükümeti göreve davet ettiler. Dernek bu konuda kamuoyu desteğini de kazanabilmek için bir kampanya başlattı. Geleneklerine bağlı Japon toplumunun milliyetçilik duygularını da kullanarak kampanyaya başlayan dernek yöneticileri tüm kampanya boyunca eğer kedi bulamazlarsa Japon kültürünün çok önemli bir parçasının yok olacağından söz ettiler.
Ama dernek yetkilileri kediler hakkındaki eylemlerinde büyük bir zamanlama hatası yapınca kamuoyu yaratmada istedikleri başarıyı elde edemediler. Dernek Japon kültürünü ön plana çıkartarak kedi derisinden yapılan sazın önemini kamuoyuna duyurmaya çalışırken 14 yaşındaki bir çocuğun kedileri öldürüp öldürüp oraya buraya atması insanlardaki acıma duygularını yükseltti ve kedilerden yana bir tavır sergilediler.
Japon kedileri şimdilik kurtuldu ama gelecekte ne olur belli değil. Aç Shamisen yapımcısının ne yapacağı belli olmaz. Yapımcılar kedisizlikten her gördükleri kediyi Shamisen olarak hayal ediyorlar. Çin ve Tayland kedileri tam ses vermemiş olabilir ama bakarsınız Türk kedileri istenen sesi verebilir.
Siz siz olun kedinize sahip olun.
Güneş Taner’i kim öptü?
Son günlerde ilgilendiğim en önemli konu Güneş Taner'i kimin öptüğü.
Şimdi bu da nereden çıktı demeyin. Bizzat kendim şahit oldum. Japon restoranlarda yaşgünlerini kutlayan hazineciler genç japon kızları tarafından öpülüyor. Güneş Taner de Hazineden sorumlu Devlet Bakanı olarak IMF görüşmeleri için Amerika’da bulunduğu sırada yaşgününü bir Japon restoranda kutladığına göre bir Japon kızı da onu öpmüştür diye düşünüyorum. Ama kim? Onu inanın ben de bilmiyorum.
Tokyo Büyükelçiliği Hazine Müşaviri Ali İhsan Gelberi'nin yaşgününü kutlamak için küçük bir grup akşam yemeğine gittik. Yemek sırasında ben garsonlara Ali ihsan'ı göstererek yaşgünü olduğunu söyledim. Biraz sonra ahçılar da dahil olmak üzere tüm restoran çalışanları ellerinde, üzerinde tek mum olan küçük bir parça yaş pasta ile gelip bizim masanın etrafında kümelendiler ve hep bir ağızdan ‘‘Happy Birthday’’ şarkısını söylemeye başladılar. Restoranda bulunan diğer müşteriler de el çırparak şarkıya eşlik ettiler.
Doğum günü şarkısının bitmesinin ardından çalışanlar korosunda yer alan kızlardan biri Ali İhsan'ın yanağına bir öpücük kondurarak mutlu yıllar diledi. Daha Ali İhsan'ın yüzündeki şaşkınlıkla karışık mutluluk ifadesi geçmeden bu sefer yan masadaki kızlar kalkıp, sırayla yanağına birer öpücük kondurup kutlamaya devam ettiler. Kızlar sanki hazine bulmuşcasına bizim hazine müşavirini sırayla öpmeye başladılar. Biz, tam hop neler oluyor, falan derken durum anlaşıldı. Meğer Askeri Ataşe Albay Nedim Anbar'ın 17 yaşındaki yakışıklı oğlu İrfan masanın arkasında durup yoldan geçen kızları çevirerek şöyle söylemiş:
‘‘Bugün benim ağabeyimin yaş günü ama karısı ve çocukları Türkiye'de olduğu için çok mutsuz. Eğer bir kere öpüp yaşgününü kutlarsanız çok memnun olur.’’
Dünyanın bir ucunda ailesinden uzak yaşgünü geçirmek zorunda kalan bir erkeği hiçbir kötülük düşünmeden sadece kutlamak amacı ile öpen Japon kızlarını görünce aklıma Türk kızları geldi. Acaba kaç tanesi ülkesinden binlerce kilometre ötede, ailesinden uzak bir köşede, tek başına yaşgününü kutlayan Japon erkeğine masum bir kutlama öpücüğü verir.