TMSF'den Aksoy'a sert yanıt

Güncelleme Tarihi:

TMSFden Aksoya sert yanıt
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2004 00:00

TMSF Başkanı, % 500 faiz uygulanarak borcunun 1.6 milyar dolara çıkarıldığını öne süren eski İktisat Bankası’nın sahibi Aksoy’a, "sen hesapsız risk aldıysan bunun bedelini niye toplum ödesin" dedi.Geçmişte, sınırsız devlet güvencesinin sağladığı imkanı da kullanarak astronomik faizlerle mevduat toplayanların bunun bedelini topluma ödettiğini söyleyen TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, "Bugün aynı kişiler yüzde 500 faizle bizi yakıyorsunuz diyorlar. Halbuki biz bunu yapmadık" dedi. Bu tür açıklamaları, bankacılıkta yaşanan trajediye "komedi" unsurunun eklenmesi şeklinde değerlendiren Ertürk, ortada ödenmek istenmeyen bir borç olduğunu, 5020 sayılı yasa sayesinde bu tür tahsil yollarına başvurma imkanı elde ettiklerini, bu borçları tahsil etmemeleri durumunda toplumun kendilerinden hesap soracağını ifade etti. Ahmet Ertürk, MÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmada, şirketlerine el konulan Aksoy’a yönelik operasyon ve TMSF’nin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bankacılık sektörünün son on yılın gündeminin birinci sırasında trajik taraflarıyla yer aldığını söyleyen Ertürk, bu dönemde sektörün sadece finansal aracılık değil aynı zamanda politik ve manipülatif aracılık işlevi de üstlendiğini anlattı. Ad vermeden Erol Aksoy’un iddialarına değinen Ertürk, "Türkiye’de yaşayan normal vatandaşın anlamadığı, hiçbir finansal hesabın çözemediği işler oldu geçmişti. Biz 1.6 milyar dolar diyoruz, başkaları 240 milyon dolar diyor. Bunu da hiçbir finansal mühendis çözemez" dedi. Geçmişte yüzde 300-500 faiz oranlarının yaşandığını belirten Ertürk, ancak kendilerinin banka batıranlardan alacakları talep ederken, bu düzeyde faiz istemediklerini söyledi. Ertürk, "Biz alacaklarımızı tahsile çalışırken, geçmişin o çılgınca faizini elimine ediyoruz. Hiçbir zaman o çılgın faizleri yükleyerek alacak talebinde bulunmuyoruz. Bu çok realist de olmaz. Tahsil edemeyeceğimiz çılgınca rahamlar hesaplayarak borçlunun önüne koymanın bir anlamı yok" dedi."ÇILGIN FAİZİ SİZ UYGULADINIZ" Geçmişte bankaların çok yüksek, hatta tezgah altından, ilan edilenden de daha yüksek faizle para topladığını hatırlatan Ertürk, bu durumun, mevduatta yüzde 100 devlet güvencesinin yol açtığı "Nasıl olsa ben bu borcu ödemeyeceğim, o zaman borçlanmakta mahsur yok" anlayışından kaynaklandığını anlattı.Ahmet Ertürk, bankacılık sektörünün toptan çöküş yaşadığı 1994 krizinde doğru bir politika olarak getirilen mevduata sınırsız güvence uygulamasının, kriz atlatılmasına rağmen sürmesinin 2000-2001 krizlerinin yaşanmasının en önemli nedenlerinden birisi olduğunu vurguladı. Ertürk, "Bir banka ödeyemeyeceği faizlerle neden mevduat toplar ve nasıl toplar? Nasıl olsa toplum öder, ben ödemeyeceğim; o zaman borçlanır. Peki bunu nasıl becerir bir bankacı? İşte bunu becerme yolu Türkiye’de krizleri oluşturan bir faktöre getiriyor bizi" diye konuştu.Ertürk, sınırsız mevduat garantisinin yarattığı ahlaki zaafın sistemi çöküntüye uğrattığını vurgulayarak, "Nasıl olsa garantiyi devlet veriyor diye hem tasarruf sahipi mevduatını götürdü kim en yüksek faizi veriyorsa o bankaya yatırdı, hem de banka sahibi bu mevduatları toplayabildi. Normalde toplayamayacağı mevduat büyüklüklerine ulaştı" dedi. Geçmişte yüksek faizlerle bankasını karlı göstermek isteyenlerin, bu yolla ilave sermaye koyma yükümlülüğünden kendini kurtardığını, aynı zamanda daha fazla mevduat toplama imkanını da garanti ettiğini anlatan Ertürk, "Şimdi bu yüzde 500’ün sırrı burda. Daha fazla mevduat toplayarak toplumun sırtına yük bindirmenin bir mekanizması. Bugün aynı kişiler yüzde 500 faizle bizi yıkıyorsunuz diyorlar. Halbuki biz yapmadık bunu" diye konuştu."DURUM TRAJİKOMİK" Ahmet Ertürk, Aksoy’un iddialarını değerlendirirken, bankacılık alanında yaşanan trajik gelişmelere, şimdi bir de komedi unsurunun eklendiği ifade ederek şöyle konuştu: "Dün bir sahnesini yaşadık. Birileri çıkıp diyor ki ’açık pozisyon dolayısıyla ben zarar ettim’. Peki senin açık pozisyonun dolayısıyla, yani bir kişisel, kurumsal tercih yaparak risk alarak uğradığın zararı niye toplum ödesin? Elbette sen ödeyeceksin bunu. Riski sen aldın çünkü. Eğer sen hesapsız risk aldıysan, bankanı batıracak kadar risk aldıysan bunun bedelini niye toplum ödesin." BANKACILIK KRİZİNİN MALİYETİ2001’deki bankacılık operasyonunun devlete maliyeti hakkında 25 milyarlardan 80 milyar dolara kadar yapılan hesapların hepsinin doğru olduğunu söyleyen Ertürk, "Birisi doğrudan Hazine’nin TMSF bankalarına aktardığı kaynak maliyeti. Diğeri bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasının topluma maliyeti" dedi. Ertürk, TMSF’nin sorumluluğunda olan borç tutarının, yaklaşık 46 milyar dolar olduğunu, bunun 36 milyar dolarını doğrudan Hazine’ye olan borç, geri kalanı ise TMSF’nin kendi kaynaklarından aktardığı paralar ve onların elde edilememiş olan faizlerinin oluşturduğunu anlattı. Ertürk, "Alacak tarafında ise bunun çok az kısmı var. 5-5.5 milyar dolar diye söylediğim bir rakam var. Bu bizim 10-15 yıllda tahsil etmeyi hedeflediğimiz paranın bugünkü değeri. Bizim bütün çabamız elbette bu rakamı daha yükseğe çıkarmak" dedi. "ARTIK DAHA GÜÇLÜYÜZ"TMSF’yi daha güçlü kılan koşulların sağlandığını söyleyen Ertürk, kamuoyunda "hortum yasası" olarak bilinen 5020 sayılı yasa sayesinde daha etkin müdahale gerçeleştirebildiklerini anlattı. Ertürk, "Biz bunları yapmazsak toplumun bizden hesap sorması gerekir. Elimize yasal imkanlar verilmiş, ortada ödenmeyen bir borç var. Elde imkan var. Bu ikisi bir arada durmaz duramaz. O zaman bu imkanı kullanmak gerekir" diye konuştu. "GEREKİRSE DON KİŞOT ROLÜ DE ÜSTLENİRİZ"Ertürk, sağlanan olanaklara rağmen hala kişisel ve kurum olarak borçlulardan ya da hukuk mekanizmalarından gelen, hatta bazıları "tehdit" boyutuna varan sıkıntılarla karşı karşıya olduklarını ifade ederek, "Tazminat davaları, ceza davaları açılacaktır aleyhimize. Bunları hazırız. Ama toplumun, iş dünyasının bizi desteklemesini bekliyoruz. Bir kamu görevi yapıyoruz. Ama Don Kişot görevi üstlenmek gerekirse o rolü de üstleniriz" dedi. Ertürk, geçmişte olmayan siyasal ve bürokratik iradenin artık fazlasıyla var olduğunu vurguladı.BORCUNU ÖDEYENE KOLAYLIKTMSF bünyesine alınan bankalara bireysel kredi ya da kredi kartı borcunu defaten ödemek isteyen borçluya, birikmiş faizin yüzde 60’ını silme imkanı getirdiklerini hatırlatan Ertürk, yeni uygulamayla bireysel kredi dışındaki krediler için de ödeme kolaylığı getirdiklerini açıkladı.Ertürk’ün verdiği bilgiye göre peşin ödeme durumunda, borcun yüzde 50’si silinebilecek. Taksitlendirmede ise asgari yüzde 20 peşinat alınacak, kalan tutar yüzde 30 faiz uygulanarak 24 takside bölünecek.TABLOLAR MÜZAYEDE İLE SATILACAKErtürk, Aksoy'a ait el konulan değerli tabloların emniyetli bir yerde muhafaza edildiğini ve müzayede ile satışa çıkarılacağını bildirdi.KIRMIZI NOKTALI FİLMAhmet Ertürk, “Dünkü operasyonla Cine5 TMSF'ye geçti. Bundan sonra Cine5'in kırmızılı noktalı filmlerini devlet mi gösterecek?” şeklindeki bir soru üzerine bu operasyonların mecburiyetten yapıldığını TMSF'nin hiçbir şekilde medya sahibi olmak istemediğini ifade etti.En kısa zamanda medya şirketlerinden kurtulmak gibi arzuları bulunduğunu belirten Ertürk, şöyle konuştu: “Çünkü medya sahibi olmak gibi görünmenin riskleri var. Kırmızı nokta yayıncısı durumuna düşmekte öyle. Bir de RTÜK ile anlaşma yaparak kendi sorununu TMSF üzerinden çözmeye çalışanlar var. Buna izin vermeyiz. "6 AY İÇİNDE UZAN GRUBU'NU SATACAĞIZ"İmar Bankası'nın hakim ortakları dolayısıyla bize geçen medya grubu ile ilgili danışman firmayı seçtik. TSKB çalışmalara başladı. Ve biz bir aylık süre verdik. Bu bir ay içinde satış prosedürünü tamamlama kararlılığındayız. Şu anda karşılaştığımız, aldığımız teklifler, gördüğümüz ilgi bir ayda işi bitirebileceğimiz konusunda bize cesaret veriyor. İlk etapta, medya şirketlerini elden çıkarmak istiyoruz. Telsim ve diğer çimento grubuyla ilgili danışman firma çalışmaları bitiriliyor. Bu yıl sonu, 6 ay içinde bütün o grupları hem hukuki, hem finansal olarak bize en iyi getiriyi sağlayacak, alacağımızı en yüksek meblağda tahsil etmemizi sağlayacak şekilde satmaya kararlıyız. Planımız, programımız o şekilde. Son operasyonla yönetimimize geçen medya gurubu için de aynı düşüncelerimiz geçerli. Hatta bir aydan önce satma imkanı bulabiliriz. O konuda bazı gelişmeler var, bazı bilgiler geliyor.”TMSF Başkanı Ertürk, Star ve Cine5 televizyon kanallarıyla ilgili olarak başka bir soruyu ise şöyle yanıtladı: “(Devlet parasıyla güzellik yarışması, porno, erotizm yapılıyor) deniliyor. TMSF'nin kendi kaynaklarından bu şirketlere fon aktarması mümkün değil. Böyle bir şey vuku bulmamıştır. Bu şirketler kendilerini döndürebiliyorsa döndürüyor, döndüremiyorsa döndürecek şirketlere satmayı düşünüyoruz. Ancak televizyonları iyi yönetmek, canlı tutmak gibi gayretimiz var. Çünkü iyi çalışır durumda tutmak değerini yükseltecektir.”"ÇUKUROVA GRUBU'NDA BDDK'YI BEKLİYORUZ"Çukurova Grubu'ndaki gelişmelere ilişkin bir soruyu ise Ertürk, ”Çukurova Grubu'nda şu anda muhatap biz değiliz. BDDK o görüşmeleri yürütüyor. BDDK'nın o konudaki kararından sonra biz devreye gireceğiz, daha sonra biz görüşmeleri yapacağız” diye yanıtladı. Ertürk, “İş çözüme doğru gidiyor mu? sorusuna da, “Bilmiyorum, bir bilgim yok” karşılığını verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!