Güncelleme Tarihi:
Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Metalürji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük, 1997 yılında Danıştay'ın Bergama'daki altın işletmesiyle ilgili olarak yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verdiğini hatırlattı.
Küçük, ''daha sonra Başbakanlık tarafından TÜBİTAK'a ısmarlama bir rapor hazırlatıldığını'' ve bu rapora dayanılarak Bergama'da altın işletmeciliği girişimlerine yeniden izin verildiğini kaydetti.
Bu izinlere karşılık aralarında Sağlık ve Orman bakanlıklarının da bulunduğu kuruluşlarca açılan davalarda da yürütmeyi durdurma kararlarının çıktığını ifade eden Küçük, bu kararlara rağmen bunların hiçbirinin uygulanmadığını söyledi.
Daha sonra, TÜBİTAK raporunu bilimsel ve mühendislik açısından eleştiren ortak açıklama, Çelebi tarafından okundu. Açıklamada, TÜBİTAK Uzmanlar Kurulu'nun hazırladığı raporda, altın işletmeciliği yapan Normandy (Eurogold) A.Ş.'ye ait işletmenin çağdaş teknolojinin gereklerini yerine getirdiği, çevre ve insan sağlığı tarafından kayda değer bir risk taşımadığının belirtildiği hatırlatıldı.
Hazırlanan ''ana rapor''da, uzmanlarca hazırlanan 11 ek raporda yer alan ciddi uyarıların dikkate alınmadığı savunulan açıklamada, ''Rapor, kullandığı kaynaklardan, ifadelerine, işlevini aşan isteklere ve içindeki tekrarlara kadar hep işletmeci şirketin çıkarlarını koruma çabasında. TÜBİTAK Uzmanlar Kurulu raporu gerçeği yansıtmıyor'' denildi. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Gerçekte önde gelen risk, deprem riski. Tesis önemli bir deprem riski altında. Bu risk yalnızca atık barajı için tartışılırken, tesisin öteki birimleri için gözardı edilmiş. 1 Ağustos depremi sırasında Tüpraş ya da Yalova Aksa fabrikasında olduğu gibi burada da hasar görecek herhangi bir yapıdan, başta siyanür olmak üzere zehirli kimyasalların saçılması riski bulunuyor.
Atık barajı tesisin en riskli yapısı. Bu yapıda depolanacak atığın yalnızca sıvı fazı arıtılmış ve katı fazında tonlarca ağır metal ve siyanür bileşikleri bulunacak. Barajda bekletildiği sürece ortaya çıkacak tepkimeler, bu çamurun bir şekilde çevreye yayılması durumunda çok zararlı kimyasalların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Tesiste yalnızca atık su arıtılmaktadır. Bu suyla birlikte barajda depolanacak olan katı atıklar ağır metalleri, siyanür bileşikleri ile orada sürekli kalacaktır.''
Açıklamada, zehirli atıkların bertarafı için hiçbir şey yapılmadığı öne sürülerek, ''Baraj bir nedenle göçer ya da kaçırırsa çevreye denetimsiz bir kirlilik yayılacaktır'' denildi.