Güncelleme Tarihi:
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Azmi Ofluoğlu Kampüsü’nde Z 10 numaralı derslikte tiyatro öğrencileriyle bir araya gelen ünlü oyuncu Gülriz Sururi, tiyatronun geçmişi, bilgi, deneyim ve önerilerde bulundu. Sururi, öğrencilerin sorularını cevaplayarak yaklaşık bir buçuk saat ders verdi.
Ünlü oyuncu Gülriz Sururi, tiyatronun insanları birebir etkilediğini ve bu etkileşimin hiçbir sanat kolunda bulunmadığını söyledi. Sururi, günümüzde tiyatroya gönül veren gençlerin apolitik şekilde yetiştiklerine de değinerek, teknolojinin gelişimi ile birlikte günümüzde tiyatronun dışlanması için çok fazla etken bulunduğunu, ancak buna rağmen tiyatronun ölümsüz olduğunu anlattı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1960’lı yıllarda tiyatronun altın yıllarını yaşadığını belirten Sururi, bu yıllarda ‘güzel günler gelecek’ mesajı verildiğini, çağdaş ve modern oyunculuk yapıldığını ifade etti.
Sururi, 60’lı yıllarda tiyatro yazarları oyunlarını korkmadan yazdıklarını ve izleyicilerin ise bu oyunları hoşgörü ile izlediklerini söyledi.
Şu anda dünya nüfusunun hızla arttığına da değinen Sururi, kültür erozyonu yaşandığını anlattı. Eskiden çevrenin ve okulun insan gelişiminde büyük etkisi olduğunu belirten Sururi, şimdilerde bu iki etkenin yanı sıra kişinin kendisini daha fazla yetiştirmesi gerektiğinin altın çizdi. İnsanların chat yapar gibi konuştuğunu belirten Sururi, Türkçenin daha iyi öğrenilmesi ve eskiden olduğu gibi şapkaların da kullanılmasının önemini anlattı.
Sururi, “Devlet Tiyatroları çok büyük hizmetler verdi. Evrensel tiyatronun ülkemize gelmesine vesile oldu. Tabii ki her şey gibi onlarda değişti. Tiyatronun devamlılığı ve gelişimi açısından mutlaka usta - çırak ilişkisi olması gerekiyor.”
Öğrencilerden gelen bir soru üzerine Ünlü oyuncu Sururi, televizyonda yapılan skeçlerin tiyatro olmadığını belirterek, Haldun Taner’in yazdığı Keşanlı Ali Destanı oyununun tiyatroda seyredilmesi ile aradaki fark çok daha iyi anlaşılabileceğine dikkat çekti. Sururi, şu anda ekranda seyredilen oyunun sadece Haldun Taner’in yazdığı eserden esinlenildiğini aslının asla bu olmadığını söyledi. Hatta eser sahibi olarak Haldun Taner isminin bile bulunmaması gerektiğini çok keskin bir şekilde belirtti.
Yine bir öğrencinin sorusu üzerine sanatçı Türkan Şoray’ın bir dizide oynamasını tasvip etmediğini, onun böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını söyledi.
Öğrencilerin sinemanın çok daha fazla öne geçtiğini ifade etmeleri üzerine Sururi, tiyatrocuların fedakarlıklara göğüs gererek gönülden çalıştıklarını, bütçeler konusunda hiçbir zaman sinemacılarla boy ölçüşemeyeceğini belirtti.
Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmekte olan Fosforlu Cevriye oyununun yazarı ve yönetmenliğini yapan Gülriz Sururi, kendi iş disiplininden de örnek vererek, Cevriye rolü için 100 genç kız arasından Feray Darıcı’yı seçtiğini ve dört senedir de başarı ile oyunu sergilediğini anlattı.
Ünlü oyuncu Gülriz Sururi’ye, öğrenciler tarafından belirlenen ‘2012 Tiyatronun Meleği Heykelciği, Sahne Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç Dr. Adnan Tönel tarafından takdim edildi.