Tiyatroda yaş sınırlaması olur mu

Ben şimdi burada tiyatro öldü mü yoksa bütün ihtişamıyla devam mı ediyor tartışmasına girmeyeceğim.
Ama klasik tiyatro anlayışının dışına çıkıldığı, yeni arayışların olduğu, farklı anlayışların ortaya çıktığı bir gerçek.
Klasik tiyatro salonlarını terkedip sokakta, kahvede, barda, apartman dairelerinde seyirciyle buluşan oyunlar var artık. Kısaca hayatın tam içinde yerini almaya devam ediyor.
Sezon bitti bu sıcakta kim tiyatro izler demeyin.
Sözünü edeceğim oyun bu önyargıyı da yıkıyor.
Adı “Stop the Tempo”.
Temmuz ve ağustos ayları boyunca her cumartesi İstiklal Caddesi Bekâr Sokak’taki Mask Live Music Club’da sahnelenecek.
Romanya’nın asi yazarı Gianina Carbunariu’nun en beğenilen oyunu.
Oyunun yönetmenliğini en son “Gizli Aşk Bu” adlı eğlenceli romanı yayımlanan Özen Yula yapıyor. Sanem Öge, Selin Zafertepe ve Sezgi Mengi’nin oynadıkları oyunun müzik seçimi ve DJ’liği Gürhan Öğütücü’ye ait. Kostümler Başak Özdoğan’ın seçimi.
Oyunu Mehmet Can Mincinozlu ve Özen Yula Türkçe’ye kazandırdılar.
Romen Kültür Enstitüsü ve Mask Live Music Club desteğiyle sahnelenen “Stop the Tempo” devrim sonrası Romanya’sında yeni kurallar ve yaşam biçimiyle baş etmeye çalışan gençlerin anarşist hikâyesini, 2009 yazının popüler parçaları eşliğinde anlatıyor.
Bir saat on dakika süren oyunu izlemek için yalnız 18 yaşın üzerinde olmak gerekiyor. Oyun bir barda sahnelendiği için bu biraz da zorunlu bir yaş sınırı ama içeriği nedeniyle de böyle bir karar alınmış. Bir hayli sert bir oyun çünkü.
Tiyatro mekanlarının sınırları kaldırılıp kalıpların dışına çıkıldıkça, daha çok filmlerde karşımıza çıkan yaş sınırlamaları tiyatroda da başladı sanki.
DOT ve Tiyatro Z de daha önce bunun gibi uygulamalar yapmıştı hatırladığım kadarıyla.
Aslında sinemadaki gibi bir yaş sınırlaması zorunluluğu yok tiyatroda.
En son Vajina Monologları oyununda böyle bir tartışma yaşanmıştı. Ama özel tiyatrolar oyunun şiddet ve cinsellik dozuna göre tavsiye niteleğinde böyle bir karar alabiliyor.
Tam da yaza göre bir oyun. Üstelik bilet fiyatına ilk içki de bedava.

2010 istifa mektubunu sızdıran köstebeği arıyor

2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın Sahne ve Gösteri Sanatları yönetmeni Dikmen Gürün geçtiğimiz hafta istifa etti biliyorsunuz.
İstifa gerekçesini de “2010 yılına yönelik yeni projeler üzerine odaklandığımız şu günlerde, bugün, Danışma Kurulu ve Artistik Komite tarafından onaylanmış olan üç projemizin Yürütme Kurulu tarafından reddedilmiş olduğunu öğrenmiş bulunuyorum” diyerek bunun kendisine gösterilen bir güvensizlik olduğunu belirtmiş ve istifa mektubunu sunmuştu.
Gürün’ün istifa mektubu Ajans’ın açıklaması beklenmeden medyaya ulaştırıldı. Hem de Yürütme Kurulu üyelerine hakaret eden bir ön metinle.
Dikmen Gürün, tiyatro dünyasının ilkeli duruşuyla bilinen saygın bir ismi. Kendi istifa mektubunun el altından bu şekilde, hem de diğer kişilere hakaretamiz ifadelerle servis edilmesine çok üzülmüş.
Her ne kadar Ajans’tan ayrılsam da bunu karşılıklı saygı çerçevesinde gerçekleştirdik, böyle bir metni kim niye yazmış bir türlü anlayamadım, diyormuş.
Diğer yandan 2010 Ajansı da istifa mektubunu dışarıya sızdıran köstebeği arıyormuş şimdi.