Güncelleme Tarihi:
“SURİYE’deki rejim 1 milyona yakın insanın ölümüne yol açmış olması sebebiyle bizim gözümüzde zaten kapkara bir sicile sahiptir. İnşallah Duma’da kimyasal saldırıyla katledilen masum çocuklar için harekete geçeceğini umduğumuz mahşeri vicdan, bu krizi sona erdirecektir. Suriye topraklarında yürüttüğümüz operasyonların amacı, rejimin baskısına ve katliamlarına maruz kalmış milyonlarca insana kendi evlerinde güvenli bir gelecek sağlamaktır. Suriye herkes için güvenli hale gelene kadar varlığımızı sürdüreceğiz.
PYD’YLE YAN YANA DURMAYIN
Bakıyorsunuz birçok Batılı dostların bayrakları bunların tanklarının üzerinde görünüyor. PYD’li teröristleri kurtarabileceklerini sanıyorlarsa çok yanılıyorlar. PYD’li teröristleri öyle veya böyle imha edeceğiz. Elbette müttefiklerimizin askerlerine silah doğrultmak gibi bir düşüncemiz asla olamaz. Bu ülkelerin askerlerinin PYD’li teröristlerle çok da yan yana durmamalarını bir dost olarak tavsiye ediyoruz. Sınırlarımız boyunca ne DEAŞ’lı ne PYD’li ne de bir başka ismi altında tek bir teröristin bile varlığını kendimize yönelik tehdit olarak görüyor, gereğini yapmayı da bekamızın bir şartı olarak kabul ediyoruz. Biz artık Suriye’de ve Irak’ta oynanan bu tiyatronun bir kenara bırakılmasını, yüzlerde maskelerin indirilmesini, herkesin gerçek niyeti ve çehresiyle sahada kendisini göstermesini istiyoruz. Bu tiyatro yüzünden dünya yakın tarihinin en büyük tehdidiyle karşı karşıyadır. Kimsenin Akdeniz’i ve Suriye topraklarını siyasi ve askeri güç mücadelelerinin ateşinde yakmaya hakkı yoktur.
DESTEKLEYENLER YANLIŞ YAPIYOR
Kimyasal ve konvansiyonel silahlarla kendi vatandaşlarına saldıran rejimi korumak ne kadar yanlışsa aynı şekilde terör örgütleri üzerinden Suriye’yi bölmeye çalışmak da o kadar yanlıştır. Ne Amerika ile olan müttefikliğimizden ne de Rusya ile enerjiden güvenliğe kadar geniş bir alanda kurduğumuz stratejik ilişkilerimizden ne de İran ile bölge sorunlarının çözümünde birlikte çalışmaktan vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur. Rusya, İran ve Çin gibi ülkelerle kurduğumuz ilişkiler Batı’yla ilişkilerimizin alternatifi değil tamamlayıcısıdır. Ama bu durum her iki tarafın da yanlışlarını ifade etmemize engel değildir. Katil Esed rejimini destekleyenler yanlış yapıyorlar, PYD terör örgütünü destekleyenler de yanlış yapıyorlar. Biz her iki yanlışla da sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizim dışımızda Suriye sahasında etkili olan güçlerin bulunduğu her yerde zulüm, huzursuzluk, yıkım vardır. Suriye’ye hem gönüller yapmaya hem şehirleri imar etmeye gittik. Bunu başarana kadar da orada kalacağız.”
BİLEK GÜREŞİ SAHASINA ÇEVİRDİLER
Suriye’deki gelişmeler ülkemiz ve bölgemizle birlikte tüm dünya çapında bir güvenlik krizine yol açmıştır. Askeri güçlerine güvenen kimi ülkelerin Suriye’yi adeta bir bilek güreşi sahasına çevirmelerinden fevkalade rahatsızlık duyuyoruz.
SURİYELİLERİN YUVALARINA KAVUŞMALARINI SAĞLAYACAĞIZ
Bin yıldır insanlığın kadim tarihi boyunca hep cazibe merkezi olmuş bir coğrafyada yaşıyoruz. Ama bu topraklarda yaşamanın bir bedeli var. Türk milleti olarak bin yıldır bu bedeli hep ödedik, bugün de ödüyoruz. Terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadele aslında bir bedel ödemedir fakat güney komşularımız Suriye ve Irak’ta yaşanan hadiseler sebebiyle üstlendiğimiz yükler, aldığımız riskler bir bedel ödemedir. İşte Fırat Kalkanı harekâtını yaşadık, kısa sürede orayı hallettik. İnşallah İdlib, Tel Rıfat, Münbiç (Menbiç), Ayn El Arab (Kobani), Tel Abyad, Resulayn, Kamışlı taraflarını da güvenli hale getirecek ve tüm Suriyelilerin evlerine, yuvalarına kavuşmalarını sağlayacağız. Hatırlayın bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş. Bu kardeşlerimizin gerekli şartlar oluştuğunda vatanlarına döneceklerinden şüphem yoktur. Kendilerine ülkemizde bir gelecek kurmak isteyenlere de elbette bu imkânı tanıyacağız.