Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2001 00:00
YANKEE Stadı'nda lig finallerinde dahi görülmeyen bir kalabalık var. Ama daha da farklı olan tarafı, tribünlerdekiler. Beyaz, zenci, Uzak Doğulu, Latin kökenli, Afrikalı, beyzbol topuyla domatesi ayırt edemeyen ana kucağında bebekler, eli bastonlu yaşlılar, kafası türbanlı burma bıyıklı Sih'ler, hıristiyan papazları, sarıklı müslüman hocalar, yarmulkalı hahamlar, kongre üyeleri, işadamları, polis ve itfaiye şefleri yanyana, dizdize. Gözler yaşlı, herkesin elinde 50 yıldızlı bayrak.Bu bir spor etkinliği değil. Amerika'yı Amerika yapan tüm ırk ve din grupları 11 Eylül 2001 tarihinde canlarını kaybedenlere tören için toplanmışlar. Olayın adı ‘‘Amerika İçin Dua’’.New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani insan seline hitap ediyor: ‘‘New York asla eskisi gibi olmayacak diyorlar. Doğru söylüyorlar. Çünkü New York eskisinden çok daha iyi olacak. Teröristlere layık olduğu dersi vereceğiz.’’ Kulak zarını zorlayan alkış tufanı başlıyor. İnsanlar tek vücut, tek ses, çehrelerde kararlılık okunuyor. Amerika harbe hazır. Oysa harp kadar önemli toplumsal bir sorunun da gözardı edilmemesi gerekiyor.Amerikan tarihine karanlık bir sayfa olarak geçen 11 Eylül terör saldırıları ülkenin farklı toplum dokusunda ciddi rahatsızlığa sebep olacağı anlaşılıyor. Başkan Bush'un ‘‘Bizden olanlar ve olmayanları göreceğiz’’ şeklinde dünyaya verdiği mesaj ülke içinde de etkilerini göstermeye başladı. Bir kısım bağnaz, fanatikler ‘‘Kim olduğunu söyle!’’ eğilimine kapılıp beyaz, Anglo-Saxon kökeni dışında kalanlara şiddet eylemlerine başladılar. BM'den tanıdığım Pakistanlı meslekdaşım Zahid Ghani, ‘‘Dallas'da eniştem Waqar Hasan'ı 15 Eylül'de yeni açtığı bakkal dükkanında tek kurşunla vurup öldürdüler. Kendi halinde, yardımsever, alçak gönüllü 4 kız babası mükemmel bir insandı. Katil cebindeki binlerce dolara el sürmemiş. Görünüşü farklı, ismi Araplara benzediği için 11 Eylül terörizminin öcünü ondan aldılar’’ diyor. News International Network'un direktörü Ghani, ‘‘Cenazesine belediye başkanı, polis şefleri, Dallas yetkilileri, motosikletli polisler de katıldı. Reuters, CNN, BBC geniş yer verdi olaya. Kongrede hep Pakistan aleyhinde konuşan milletvekili Frank Pallone dahi taziyet için bizi aramasına rağmen Pakistan Büyükelçiliği sus pus oldu. Pakistan kendi vatandaşına sahip çıkmadı’’ diyor öfkeyle.Arizona'da müslüman olmayan türbanlı bir Sih de gene New York ve Washington'a uçaklı saldırı yüzünden Arap görünümlüleri hedef alan nefret eyleminin kurbanı oldu. Tutuklanan hispanik kökenli katil cinayetini, ‘‘Sapına kadar Amerikalıyım’’ diyerek savundu. Long Island'da arabasına benzin dolduran gence, ‘‘Müslüman mısın?’’ sorusuna 'Evet' yanıtını alan bir saldırgan Türk gencin suratına yumruğunu patlattı. Benzinci Türk elindeki pompayı saldırganın kafasına indirip kan içinde bıraktı. Amerikanın çeşitli kesimlerinde cami, mescitlere saldırı, başörtülü, peçeli kadınlara taciz olayları ‘‘Kim olduğunu söyle!’’ düşüncesinin yeşermeye başladığının kanıtı. Florida'dan tanıdığım bir Türk Amerikan vatandaşı, avukat oğlu Ali'nin ismi nedeniyle kaygılı olduğuna ifade ediyor. Arap kökenli bir anne, oğlu Mohammed'i adını Smith olarak değiştirmeye zorladı. Bazı hocalar müslüman kadınlara başörtüsü yerine şapka, dik yakalı kazak giymelerini tavsiye ediyorlar. Pakistan, Kuzey Afrika, Mısırlı şoförlerin taksilerinde Amerikan bayrağı dalgalanıyor. Ülkede ‘‘Tipin faul ise arkanı kolla’’ havası esmeye başladı.Başkan Bush, eyalet valileri Amerika'nın çok kökenli insan mozayiğinin zarar görmemesi, müslüman-hıristiyan ayrımı yaratılmaması için sürekli beyanatlar veriyorlar. Gene de Afganistan'a yönelik askeri harekat başladığında ülke içinde kılık kıyafeti, ten rengi farklı, Orta Doğulu göçmenlere yönelik neler olacağını bugünden kestirmek kolay değil. Yakın tarihten alınacak önemli dersler var.Birinci Dünya Harbi sırasında Amerika'da sokakta ana lisanlarını konuşan çok sayıda Alman, Amerikan vatandaşlığından çıkarıldı. İkinci Dünya Harbi'nde üçte ikisi ABD vatandaşı Japon kökenli 120 bin kadın-erkek tecrit kamplarına yerleştirildi. Banka hesaplarına el kondu. Filipinli Amerikalılar işyeri, evlerinde Japon Amerikalılara yüzlerce saldırıda bulundular. Umarız Amerikalılar 12 Eylül trajedisinin öcünü Arap ve müslüman kökenli göçmenlerden çıkarma yolunu seçmezler. Münferit olayların, ‘‘Sonsuz Özgürlük Operasyonu’’ başladıktan sonra ülke sathında yayılması Amerika'nın tüm ırk ve dinlere hoşgörü imajını büyük ölçüde zedeler.
button