Tıp dünyasından kısa haberler

Koladaki kafein tartışma konusu

Büyük meşrubat firmalarının ürünlerinde kafein (mililitrede 0.1 gram) kullanması sert eleştirilere neden oluyor. Coca Cola ve Pepsi gibi firmalar kafeini ürünlerine lezzet katmak için kullandıklarını açıklarken, bilim adamları uyarıcı etkisi olan bu maddeyi meşrubat firmalarının bağımlılık oluşturmak için kullandığını iddia ederek tüketicinin bilgilendirilmesini istiyor. John Hopkins Tıp Kurumu'ndan psikofarmakolog Dr Roland Griffiths'in Archives of Family Medicine'da yayımlanan makalesi tartışmayı daha da alevlendirdi. Griffiths'in araştırmasına katılanlardan yüzde 92'si kafeinli kolayı, kafeinsizden ayrıt edemedi. The Independent gazetesine demeç veren Doktor Griffits, meşrubat firmalarını uzun yıllar nikotinin bağımlılık yaptığını kabul etmeyen ve lezzeti artırmak için ürünlerine nikotin eklediklerini söyleyen sigara firmalarına benzetti. ’’Deneyin sonuçları meşrubat üreticilerinin iddialarını doğrulamıyor’’ dedi.

Vejeteryan diyet beyni küçültüyor

Vejeteryan yemeklerde et yerine kullanılan tofunun orta yaş dönemindeki insanlarda zihinsel sorunlara yol açtığı ve beynin küçülmesine neden olduğu ortaya çıktı. Journal of the American College of Nutrition'da yayımlanan bir araştırmada, Hawaii Centre for Health Research'de yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı. Dört bin kişinin incelenmesi sonucu soyadan yapılan tofuyu haftada iki ve daha fazla yiyenlerin beyin işlevlerinde ciddi problemler ortaya çıktığı, konsantre olma ve hafıza zayıflıklarının yanısıra beyinlerinde küçülme görüldüğü saptandı. Araştırmayı yürüten Dr Lou White bu etkinin tofudaki isoflovone bağlı olduğunu, oestrogen ve öğrenmeyi düzenleyen bir enzimi etkileyerek soruna yol açtığını belirtti.

St. John's Wort kullananlara uyarı

Prozac'a rakip olarak gösterilen ve anti depresan olarak kullanılan popüler bitkisel ilaçlardan St. John's Wort'ün bazı ilaçlarla birlikte kullanıldığında ciddi tehlike yarattığı açıklandı.

İngiliz İlaç Denetim Merkezi (MCA) ülkedeki doktorlara bir acil uyarı mesajı göndererek St. John's Wort ile birlikte kullanıldığında tehlike oluşturan ilaçları bildirdi. Araştırmaya göre St. Johns's Wort'teki aktif madde hypericum, karaciğerde ilaçların özümsenme hızını artırıyor.

İlaç Denetim Merkezi, kan pıhtılaşmasına, saraya, kalp hastalıklarına, bağışıklık sistemi hastalıklarına ve AIDS'e karşı hekim kontrolünde ilaç alanların, St. John's Wort kullanmayı hemen keserek doz kontrolü için hemen doktorlarına başvurmalarını istedi. Migren ilacı ve doğum kontrol tableti alanların da doğal anti depresandan vaz geçmeleri önerildi. Tüm St. John's Wort kullanlardan, reçete yazılırken doktorlarına bu konuyu hatırlatmaları istendi.

Bulantı ilacıyla alkol tedavisi

Kanser hastalarında mide bulantısını önleyen Ondansetron adlı ilacın, alkol bağımlılığı tedavisinde etkili olduğu saptandı. İlacın, yarım asırdan beri alkol bağımlılığının tedavisi için ümit veren üçüncü ilaç olduğu kaydedildi. Aynı işleve sahip bir dizi yeni ilacın halen deneme aşamasında olduğu bildirildi. Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi’nde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Ondansetron alkol bağımlılığının başlangıcında etkili. Bilim adamları, beyinde bulunan ve taşıyıcı görevi yapan iki kimyasal maddenin (seratonin ve dopamine), alkol bağımlılığının başlangıcında şiddetli istek yarattığını tahmin ediyor. Ondansetron, bu iki maddenin birbirlerini etkilemesini tanzim ederek, kişinin alkol isteğini azaltabiliyor.

Kolon kanserine protein freni

Kanada’da bilim adamları, kolon ve rektum kanserinin ilerlemesinde ’’fren’’ vazifesi görebilecek bir protein belirledi.

Toronto Üniversitesi’nden Josef Penninger ve meslektaşlarının Nature dergisinde yayınlanan araştırmalarına göre, ’’p110g’’ adı verilen proteini taşımayan farelerde, bu iki kanser türüne yüksek oranda rastlandı.

Belirli formlardaki p110g proteininin insanlardaki kolon kanser hücrelerine yüklendiği zaman tümör oluşumunu engellediği kaydedildi.

Bilim adamları, hücre çoğalmasını, dönüşmesini, farklılaşmasını ve korunmasını denetleyen haberci protein grubuna dahil olan p110g’nin bazı kolon kanseri hücrelerinde bulunmadığını da saptadı.

Bilim adamları, kolon ve rektum kanserlerinin 70 yaşından sonra insanların yaklaşık yüzde 50’sinde rastlandığını bildirdi.