Tıp doktoru, gazeteci Birleşmiş Milletler elçisi

Güncelleme Tarihi:

Tıp doktoru, gazeteci Birleşmiş Milletler elçisi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2003 19:01


Kadri Özen tıp eğitimi aldı ve aile hekimi oldu. Uzmanlık eğitimi sırasında part-time iş arayınca medya dünyasıyla tanıştı. TRT, CNN, BBC, Kanal D, Show TV, Radyo Cumhuriyet gibi birçok kanalda ekranın önünde ve arkasında görev yaptı. İki yıl önce sektör değiştirerek Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde çalışmaya başladı. Artık hem BM Basın ve Dış İlişkiler Yöneticisi hem de BM Türkiye Sözcüsü olarak görev yapıyor.

O aslında bir aile hekimi. Ancak hayat onu kendi mesleğinin çok uzağında yerlere de götürmüş. Kadri Özen’in hayatı hastane koridorlarının yanı sıra medya plazalarında geçmiş. TRT'den CNN'e, BBC'den Kanal D'ye birçok önemli medya şirketinde çalışmış. Ekranın hem önünde hem arkasında yer almış. Aynı zamanda doktorluk mesleğini de ihmal etmemiş.

Bir hayata iki ayrı meslek sığdıran Özen iki yıl önce yeniden kulvar değiştirmiş. Doktorluğu ve medyayı bırakmış. İstanbul'dan Ankara'ya taşınmış. Artık Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) basın ve dış ilişkiler bölümünün başında. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in yetkili Türkiye sözcüsü.

1966'da Aydın'da doğmuş. O dönemde babası Remzi Özen, Aydın'ın Kuyucak ilçesinin kaymakamıymış. Dört kardeşler. Dördü de babalarının görevi nedeniyle farklı yerlerde dünyaya gelmiş.

İlkokul hayatı Türkiye'nin dört bir yanında geçmiş. Birinci sınıfa Erzurum'da başlamış. Denizli, Konya ve Çeşme'den sonra ilkokulu Ankara'da bitirmiş.

Ortaokulu Ankara Koleji'nde, liseyi Ankara Fen Lisesi'nde okumuş. Fen lisesine gittiği için herkes ondan ilgili bir bölüme devam etmesini bekliyormuş. O ise babasının da etkisi ile siyaset ve uluslararası ilişkilere ilgi duyuyormuş.

Sonuçta çevre etkisi baskın çıkmış. 1983'te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girmiş. Üniversite dönemi oldukça hareketli geçmiş. Emlakbankası, Ankaragücü ve Çankaya Belediyesi gibi takımlarda altı yıl boyunca profesyonel hentbol oynamış. Son yıl yoğun nöbetler nedeniyle deplasmanlara katılamadığı için futbolu bırakmak zorunda kalmış.

CNN İÇİN ÇALIŞTI

Uzmanlık eğitimi sırasında part-time iş aramış. Böylece televizyon dünyası ile tanışmış. TRT'de çalışan bir tanıdığının önerisi ile akşam saatlerinde çevirmenlik yapmaya başlamış.

AIDS konusunda yazdığı bir haber dış haberler müdürünün beğenisini kazanınca 'terfi etmiş'. Televizyon Dergisi adlı programda asistanlık yapmaya başlamış. Ardından her şey çorap söküğü gibi gelmiş.

CNN Dünya Raporu adlı bir programı TRT için Türkçe'ye çeviriyormuş. Programı hem hazırlayıp hem sunuyormuş. O dönemde Körfez Krizi patlak vermiş. Özen bir anda CNN'in Türkiye muhabiri olmuş. Bir faks makinesi sayesinde evi 1995'e kadar CNN'in Türkiye bürosu gibi işlemiş. Bu dönemde CNN'de kendi adı ile 240 tane haberi yayınlanmış.

Ardından bir yıl kadar 32. Gün Programı'nda çalışmış. Mehmet Ali Birand'ın ekibinde çeşitli ülkelere seyahat etmiş. Bütün bu yoğun tempo içinde doktorluğu da bırakmamış. Nöbetleri daha serbest olduğu için Aile Hekimliği ihtisası yapmış.

1993'te bir dönem doktorluğu askıya alarak CNN'de görev yapmak üzere Atlanta'ya gitmiş. Ardından Türkiye'ye dönerek 1995'te ihtisasını tamamlamış. O günün ertesinde BBC World Service'de radyo prodüktörü ve spiker olarak çalışmak üzere bir sözleşme imzalamış. 1997'ye kadar Londra'da kalmış.

Türkiye'ye geri döndükten sonra iş bulmakta zorluk çekmemiş. Özel televizyonların yeni geliştiği bu dönemde özgeçmişindeki TRT, CNN ve BBC referansları sayesinde çeşitli teklifler almış.

HABER EDİTÖRÜ

Kanal D'de Tuncay Özkan ve Uğur Dündar tarafından yeni kurulan ekibin içinde haber editörü olarak göreve başlamış. Sabah Haberleri, Gece Bülteni ve dış haberlerden sorumlu olmuş.

Medyada daha çok sabah haberlerinde çalışmış. Kısa bir NTV deneyiminden sonra Radyo Cumhuriyet'te sabah programları yapmış. 1998'den 2001'in sonuna kadar Show TV'de yedi buçuk ile dokuz arasında yayınlanan Güne Merhaba adlı programın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenmiş. Zaten yoğun olan temposunu bu dönemde iyice artırmış:

‘‘Aynı zamanda Nişantaşı'ndaki Intermed Tıp Merkezi'nde aile hekimi olarak çalışıyordum. Sabah dört buçukta televizyona gidiyordum. Yedi buçukta programı sunduktan sonra dokuz buçuktan başlayarak hasta kabul ediyordum. Bugün bile o zamandan kalan hastalar beni arayarak bilgi alıyorlar.‘‘

KRİZDE ÜÇ İŞİ VARDI

2001 ekonomik krizinde Türkiye'de en şanslı insanlardan biri o olmuş. Herkes iş ararken onun üç işi birden varmış. Televizyondaki ve klinikteki görevine bir de o tarihlerde kurulan Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri'nin tıbbi hizmetler müdürlüğü eklenmiş.

Krizle beraber iş yükü iyice artmış. Bu dönemde Birleşmiş Milletler'de (BM) özelliklerine uygun birisinin arandığını öğrenmiş. 2001'in Temmuz ayında BM Nüfus Fonu'nda program koordinatörü olarak işe başlamış. Ancak Show TV Genel Yayın Yönetmeni Reha Muhtar istifasını kabul etmeyip, maaşını ödemeye devam edince birkaç ay sonra Show TV'ye dönmüş.

Bir süre sonra BM onu geri çağırmış. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nda (UNDP) Basın ve Kurumsal İlişkiler yöneticisi olarak yeni bir pozisyon teklif edilmiş. Bunun üzerine, 2001'de televizyondaki işini 'kesin' olarak bırakarak Ankara'ya yerleşmiş.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!