Güncelleme Tarihi:
PROF. DR. TANKUT ÖKTEM KİMDİR? Prof. Dr. Tankut Öktem, 1940 yılında Konya’da doğdu. Öktem, 1965 yılında bitirdiği İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu (İDTGSYO) Seramik Bölümü'nde, 1966 yılında asistan olarak görev yapmaya başladı.
1970 yılında ise öğretim görevlisi olan Öktem, 1974- 1975 yılları arasında Seramik Bölüm Başkanlığı, 1980-1982 yılları arasında İDTGSYO Müdürlüğü yaptı. Prof. Öktem, 1983-1985 yılları arasında Tatbiki Güzel Sanatlar’ın Marmara Üniversitesi oluşundan sonra Heykel Bölümünü kurdu ve ilk başkanı oldu.
1986’dan bu yana profesör olarak öğretim üyeliğini sürdüren Tankut Öktem, 1993-1996 yılları arasında Marmara Üniversitesi Seramik-Cam Bölümü Başkanlığını, 1999’a kadar Fakülte Senatörlüğünü ve YÖK Sanat Milli Komitesi Marmara Üniversitesi Temsilciliği'ni yaptı. Çok sayıda eseri ve ödülü bulunan Prof. Öktem, 1999 yılında ‘Devlet Sanatçısı’ seçildi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Milli Mücadele yıllarını konu edinen Prof. Öktem’in eserleri arasında, dünyanın en yüksek üçüncü anıtı olan Kuvayi Milliye ve Atatürk Anıtı, Atatürk ve Harbiyeli Anıtı, Çanakkale Şehitliği’ndeki Yaralı Asker Anıtı, Amasya Tamimi Anıtı, Zonguldak Maden İşçileri Anıtı, Kastamonu Türk Kadınları Anıtı, Balkan Savaşı Anıtı, Magosa Büyük Özgürlük Anıtı, Atatürk-İnönü-Fevzi Çakmak Anıtı, Nazım Hikmet Heykeli, Uğur Mumcu Anıtı, Deniz Kızı Heykeli, Piyade Atatürk Anıtı ve Seul’de bulunan Sevgi Anıtı bulunmaktadır.
Prof. Dr. Tankut Öktem ve ailesi, kızı Pınar Doğan’ın müdürlüğünü yaptığı İstanbul Moda Akademisi’nin açılışına katılmak için Nişantaşı’na gitti. Davetten sonra Tankut Öktem ve ailesi Suadiye’deki evlerine gitmek için yola çıktı. Aracı profesörün eski asistanı Kadir Özyalçın’ın kullanıyordu.
Dün saat 23.00 sıralarında Boğaz Köprüsü Otasan yol ayrımına gelindiği sırada kaza meydana geldi. Kadıköy yönüne giden ve sürücüsü henüz öğrenilemeyen 34 THV 06 plakalı otomobil, girmesi gereken sapağı kaçırınca aniden duran Seydi Aydoğmuş yönetimindeki 27 KY 011 plakalı kamyona çarpmamak için fren yaptı. Bu sırada sürücüsü öğrenilemeyen 34 TG 986 plakalı ticari taksi, 34 THV 06 plakalı otomobile çarptı. Kazaya karışan araçlara çarpmamak için direksiyon kıran Kadir Özyalçın yönetimindeki 34 UL 7497 plakalı otomobil ise önce kamyona, ardından da bariyerlere çarptı. Kazada, Özyalçın'ın kullandığı otomobilde bulunan ünlü heykeltraş Prof. Dr. Tankut Öktem yaşamını yitirdi, eşi Semra ve kızları Pınar Doğan ise yaralandı.
Yaralılar, olay yerine gelen ambulanslarla Haydarpaşa Numune Hastenesi Acil Servisi’ne kaldırıldı. Anne- kız, burada yapılan ilk tedavilerinin ardından Kozyatağı Özel Acıbadem Hastanesi'ne sevk edildi. Yaralılardan Semra Öktem’in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi.
Kaza sonrası Prof. Dr. Tankut Öktem’in cesedi Haydarpaşa Numune Hastanesi morguna kaldırıldı.
BARIŞ AKARSU’NUN HEYKELİNİ YAPIYORDU
Trafik kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Tankut Öktem'in en son üzerinde çalıştığı eserleri arasında, Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçirdiği trafik kazasında ölen şarkıcı Barış Akarsu'nun heykeli bulunuyor. Heykelin, Bartın'ın Amasra ilçesinde düzenlenecek törenle Kültürparkı'na yerleştirilmesi planlanıyordu.
İstanbul Üsküdar'da geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden ünlü heykeltıraş Öktem'in Bursa'nın Gemlik ilçesine bağlı Küçükkumla beldesinde bulunan atölyesindeki en son çalışmaları arasında Akarsu'nun yaklaşık 2.5 metre genişliğinde ve 3 metre uzunluğundaki heykeli yer alıyordu.
Akarsu'nun elinde gitar ve konserde giymeyi sevdiği bir kıyafetle tasvir edildiği, büyük ölçüde tamamlandığı bildirilen heykelin, 2008'in yaz mevsiminde Bartın'ın Amasra ilçesinde düzenlenecek törenle Kültürparkı'na yerleştirilmesi planlanıyordu.
Akarsu'nun heykeli ile ilgili düşüncelerini “Sanatçılar zamanla unutulabiliyor. Ancak, kalıcı eserlerle onların yüzyıllar boyu yaşamasına katkı sağlanıyor” diye ifade eden Öktem'in, Türkiye'nin birçok kentinde sayısız eseri yer alıyor.
“AKARSU'NUN HEYKELİNE ÇOK ÖNEM VERİYORDU”
Amasra Belediye Başkanı Ali Yıldırım, hiçbir karşılık beklemeden Akarsu'nun heykelini yapmak istemesi dolayısıyla tanıştığı Öktem'in trafik kazasında yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi.
Ünlü heykeltıraşla en son 20 gün önce görüştüğünü ve Akarsu'nun heykelinin büyük oranda tamamlandığını öğrendiğini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Öktem, Akarsu'nun heykeline çok önem veriyordu. Özel çalışmalarından biri olarak görüyordu. Yaz mevsiminde heykelin, Öktem'in de katılacağı törenle ilçemize dikilmesini planlıyorduk. Ancak çok acı bir tesadüf sonucu Öktem de trafik kazasında yaşamını yitirdi. Böyle değerli bir sanatçı ve örnek insanı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Büyük ölçüde tamamlandığını öğrendiğim Akarsu heykeli, aynı zamanda Öktem'in anısını taşıyacağından bizim için daha da anlam kazandı. Cenaze törenine katılarak yakınlarının acısını paylaşacağız.”
“ÖLÜM ŞEKLİNDEN ETKİLENMİŞTİ”
Öktem, daha önce yaptığı açıklamalarda Akarsu'nun ani ölümünden ve ölüm şeklinden çok etkilendiğini dile getirerek, “Tamamen duygusal reaksiyonla bu çalışmaya yöneldim. Bu heykeli yapmaya karar verirken dürüst, doğru ve iyi şeyler hisseden sanatçıların ödüllendirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması düşüncesi etkili oldu. Dürüstlük ve sevginin heykelini yapıyorum” demişti.
Barış Akarsu'nun içinde olduğu otomobil, 29 Haziranda Bodrum Torba Kavşağı'nda, Halil İbrahim Çetin yönetimindeki kamyonla çarpışmış, kazada otomobildeki Zeynep Koçak ve Nalan Kahraman hayatını kaybetmişti.
Yaralanan ve özel bir hastanede tedavi altına alınan Barış Akarsu, bir süre sonra yaşam savaşını kaybetmiş, Bartın'ın Amasra ilçesinde defnedilmişti.
Öktem de içinde bulunduğu otomobilin İstanbul'da E-5 kara yolu Harem bağlantısında kontrolden çıkarak kamyona çarpması sonucu yaşamını yitirmiş, eşi ve kızı yaralanmıştı.
UÇAK KAZASINDA ÖLENLER İÇİN ANIT YAPMAK İSTEMİŞTİ
İstanbul'da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden, ünlü heykeltıraş Tankut Öktem, son röportajını Isparta’ta düşen uçakta hayatını kaybedenler için anıt yapmak istediğini söylemişti.
AA muhabiri Şengül Önder'in görüşüne başvurduğu Öktem, o anda anıt mezar için kafasında oluşan düşüncelerini anlatmıştı.
Öktem, anıt mezar kararını çok doğru bulduğunu, bu tür eserlerin olayların insanların hafızalarına kazınması ve ders çıkarılması açısından çok önemli olduğunu, bu yüzden anıtla doğru mesajın verilmesi gerektiğini söylemişti.
Anıt mezarın 200-300 kilometre uzaklıktan ve geceleri görülebilecek kadar büyük ve ışıklı olması gerektiğini kaydeden Öktem, şunları söylemişti:
“Ben olsam o tepeye çok uzaklardan görülebilecek şekilde bir uçak kanadı diker, ucuna ışık koyar, üzerine de kazada hayatını kaybeden insanlarımızın yüzlerini resmederim. Anıtın üzerine ayrıca kazayı unutturmayacak bir de yazı yazarım. Işık, anıt mezarın hem geceleri çok uzaklardan hem de o bölgeden geçen uçaklar tarafından görülmesini sağlar. Böylece pilotlar da anıtı görünce hem meslektaşlarını anar hem de bir daha oradan geçmemeyi akıl ederler. İnsanların seyredebileceği mesafeye yapacağım, kazada ölen insanların güzelliğini ve masumiyetini işleyeceğim resimlerle de o insanların unutulmamasını sağlarım.
İl Genel Meclisinin yerinde olsam bölgeye sadece anıt yaptırmakla kalmam, kaza yerine ulaşımı kolaylaştıran bir yol yaparak insanların anıta ulaşmalarını sağlarım. Böylece Türbetepe, hem Isparta hem de Türk havacılık tarihi açısından simge haline gelir.”
Öktem, anıt mezarı kendisinin yapmasının istenmesi halinde “emeğini bağışlayacağını”, masraflar dışında hiçbir ücret talep etmeyeceğini bildirmişti.
Öktem, röportajda “Daha sonra yazılması kaydıyla” anıt mezarın yapımının, kazada hayatını kaybeden öğretim üyelerinin bağlı olduğu Boğaziçi ve Doğuş üniversitelerinin sanatla ilgili bölümlerine teklif edilmesinin daha doğru olacağını belirtmişti.
Bu arada, röportaj sırasında “Devlet büyüklerinin ilgisizliğinden” yakınan Öktem, “Anıt mezar önerisinin güme gitmemesi için” bu açıklamalarının daha sonra yazılmasını istemişti.
Öktem, Bursa'nın Gemlik ilçesine bağlı Küçükkumla beldesindeki atölyesinin 6 Mart 2006 tarihinde yandığını anımsatmış, “Atölyem yandıktan sonra devletin çeşitli kademelerinden bir geçmiş olsun dileği bekledim. Bu, Bursa Valiliği dahil bir tek kişinin bile aklına gelmedi. Türkiye'de 100 şehitliğin 90'ını ben yapmışım, böyle bir kişiye bir
jestte bulunmak 'geçmiş olsun hoca' demek, 30 torba çimento gönderip
jest yapmak bu kadar zor bir şey mi” demişti.