Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2003 00:00
Fransa Dışişleri Bakanı Talleyrand'ın kötü günlerinde ABD'de kurduğu ticari dostluklar, Amerika'nın Louisiana'yı satın alarak iki misli büyümesinde başrolü oynamış.Irak'ın yeniden yapılanmasında Halliburton, Bechtel, Washington ve Flour şirketleri
aslan payını kaptılar. Basında ‘‘Bunlar Bush, Cheney, Rumsfeld, Shultz, Weinberger gibi yeni-eski devlet adamlarının iş ilişkisi olan kurumlar. Nüfuz suiistimali yapılıyor. Harbin kökeninde kazanç hırsı yatıyor’’ eleştirileri hálá devam ediyor.Oysa olup-bitenler yeni bir şey değil. Amerika'nın yapılanma yıllarında kongre üyeleri, vali, Anayasa Mahkemesi hakiminin nüfuz kullanarak servet sahibi oldukları ve iki eyalet arasında harbe sebep olan ‘‘Yazoo Arazi Skandalı’’ ve benzeri olayları tarih kitaplarında bulmak mümkün.‘‘Louisiana Purchase’’in 203'üncü yıldönümü nedeniyle yayınlanan belgesel ve kitaplar ‘Harp-Para’ ikileminin bağlantısını ortaya koyuyor. ABD Başkanı Thomas Jefferson ile Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart'ın başrollerini üslendiği ilginç olay 1785'te başlıyor.New York'lu diplomat ve işadamı Gouverneur Morris tütün ticareti için Paris'e gittiğinde tanıştığı sosyete dilberi Adele de Flahaut'la ilişkiye giriyor. Autun Piskoposu Charles-Maurice de Talleyrand-Perigord, metresi Adele ve yeni sevgilisi Gouverneur'den oluşan üçlü, yıllarca birlikte yaşıyorlar. On yıl sonra Fransa'da Jakoben Terörü başlayınca Talleyrand Amerika'ya sığınıyor ve Governeur'dan yardım istiyor. Amerikalı diplomat, Talleyrand'a ortak ticaret yaptığı Robert Morris'in emlak şirketinde iş buluyor. Morris ve Talleyrand ‘Yazoo Skandalı’na karışıyorlar.Fransa'da Napolyon iktidara gelince Paris'e çağırdığı Talleyrand'ı dışişleri bakanı yapıyor. 1803'te Avrupa'nın tümüne sahip olma idealini gerçekleştirmek isteyen Napolyon baş düşmanı İngiltere'ye karşı harbe hazırlanıyor. Napolyon'un paraya ihtiyacı var. Amerika'da Fransa kontrolündeki Louisiana bölgesini Başkan Jefferson'a satmak istiyor. Yeni başkanın gözü ise ticaretin kan damarı Mississippi nehrinin Meksika Körfezi'ne açılan limanında. Liman şehri New Orleans'ı Fransızlardan satın alıp ticareti geliştirmeyi tasarlıyor. Başkan, New York'ta uçsuz bucaksız arazi sahibi Paris Büyükelçisi Robert Livingston'u Fransız Dışişleri Bakanı Talleyrand ile görüşmeye yolluyor.Livingston ‘‘New Orleans'ı satın almak istiyoruz’’ dediğinde Talleyrand'ın ‘‘Louisiana'nın tümünü niye almıyorsunuz?’’ teklifiyle karşılaşıyor. Louisiana ülke boyunda bir bölge. İki milyon kilometrekarelik arazisi Türkiye'nin nerdeyse üç misli. Şaşkınlık geçiren ABD elçisi ‘‘Düşüneyim’’ diye ayrılıyor. Ertesi gün 3.75 milyon dolarlık bir teklifle geri geliyor. Talleyrand fiyatı düşük bulunca pazarlık başlıyor. Sonradan ABD başkanı seçilen James Monroe Paris'e Olağanüstü Elçi sıfatıyla giderek Talleyrand ve Fransız Hazine Bakanı François Barbe-Marbois'le pazarlığa oturuyor. Sonunda Louisiana bölgesi hektarı üç cent'ten 15 milyon dolara Amerika'ya satılıyor.Monroe ve Livingstone ABD Kongresi'nin Louisiana için sadece 13 milyon dolar tahsis etmesine rağmen, devletin halka hektarı 2 dolardan arazi sattığını hesaba katarak, Paris'te 30 Nisan 2003'te yapılan anlaşmaya gözü kapalı imza atıyorlar. Talleyrand'ın kötü günlerinde Amerikalılarla kurduğu dostluk, Parisli dilber Adele'i paylaştığı Morris aracılığıyla Maine eyaletinde büyük çapta arazi alımı ile geçimini sağlaması, Amerika'nın üç haftada iki mislini aşkın büyümesinde başrolü oynuyor.Louisiana alışverişi halkta ‘‘Devlet bu kadar büyük araziyi yönetemez. Etrafta çok başıbozuk insan var. Huzurumuz bozulur’’ şeklinde korkuya sebep oluyor. Oysa yeni Başkan John Adams ‘‘Kudret ve kuvvet daima emlakı takip eder’’ diyor. Yönetim Louisiana dahil bir milyon hektarı aşkın araziyi göçmen, vurguncu dahil herkese satarak insanlara mülklerini koruması çağrısında bulunuyor. Tüccar kökenli resmi yöneticiler de servetlerine servet katıyorlar. Arazi çatışmaları son buluyor. ABD hazinesi de zenginleşiyor. Bilim adamlarına göre Louisiana'nın satın alınması ABD tarihindeki en önemli olay.Irak'ın yapılanmasında ABD'nin devlet erbabının kayırılması yeni değil, iki asırlık geçmişi var.
button