THKP-C’linin mallarındaki haciz 36 yıl sonra kalktı

MAHİR Çayan’la yargılandığı davada TCK 146/1’den 30 yıl hapis cezasına çarptırılan, 15 yıl hapis yattıktan sonra 1986’da tahliye olan, ama 3 yıl fazla hapis yattığı ortaya çıkan Ziya Yılmaz, bugün 70 yaşında. Avukatları, 36 yıl önce firar sonrası yakalanmasıyla birlikte resen kaldırılması gereken haciz kararının, hüküm infazına rağmen bu kadar geç kalkmasına gerekçe olarak, THKP-C ana dava dosyasının kayıp olmasının gerekçe gösterildiğini, gerekçeli karara ulaşılmasıyla birlikte kararın çıktığını söylediler. Çayan’ın mallarına konan haczin ölümüyle birlikte kaldırıldığı bildirildi.

DOSYA BULUNAMADI

Ziya Yılmaz’ın avukatları Murat Hazinedar ve Sadık Durak, 1 Ekim 2004 tarihinde Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, müvekkillerinin tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi’nden 29/30 Kasım 1971 tarihinde firar ettiğini, "gaip duruma geçmesi" nedeniyle tedbir amaçlı, Türkiye’deki mallarının haczine karar verildiğini, ancak daha sonra tutuklanıp hüküm giyen Ziya Yılmaz’ın hükmünün infazına rağmen talep olmaksızın resen kaldırılması gereken haczin kaldırılmadığını anlattılar.

Tüm yazışmalara rağmen Ziya Yılmaz adına mevcut dosya kaydı bulunamadığı belirtilen başvuruda adli sicil kaydı istenerek haczin kaldırılması istendi. Başvurunun ardından Yılmaz hakkındaki İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nin 1971/3083-26 esas sayılı dosyası bulunamadığı gerekçesiyle mahkeme, 14 Nisan 2006 tarihinde "dosya bulunduğunda ve yeniden talep halinde dilekçe içeriğine göre ilgili mahkemece değerlendirme yapılmak şartıyla şimdilik dilekçenin reddine" karar verdi.

Yılmaz’ın avukatları bu kez Adalet Bakanlığı’na başvurarak kararın "kamu yararına bozulması"nı istediler. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Yılmaz’ın malvarlığına haciz kararına dayanak gösterilen 353 sayılı yasanın yürürlükten kaldırıldığı gerekçesiyle dosyayı mahkemeye iade etti, yeniden değerlendirilmesini istedi. Yılmaz’ın vekilleri, 14 Kasım 2007’de mahkemeye başvuruyu yenilediler. Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 36 yıl sonra Yılmaz’ın malvarlığı üzerindeki haczi kaldıran kararında şöyle denildi:

"Hükümlünün İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 No’lu Askeri Mahkemesi’nin 1971/3083-26 esas sayılı dosyasının 19.01.1972 günlü oturumunda, ele geçirilemeyen Ziya Yılmaz ile ilgili olarak 353 sayılı yasanın 192. maddesi uyarınca TC Hudutları dahilindeki mallarının haczedilmesine karar verildiği, her ne kadar mahkememizce söz konusu dosya aslına tüm aramalara rağmen ulaşılamadığı gibi hükmün infaz edilip edilmediği dahi bu hali ile sabit olmadığı halde, öncelikle hükümlünün mallarına haciz konulmasına konu yasa maddesinin yasa ile yürürlükten kaldırılmış olduğu anlaşıldığından, bu hali ile söz konusu hacizlerin dayanaksız kalmış olacağı gerekçesi ile hükümlü vekilinin talebinin kabulüne, dayanaksız ve konusuz kalan söz konusu hacizlerin kaldırılmasına..."

DERSHANE YAPTILAR

Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararından sonra, Fatsa Tapu Sicil Müdürlüğü’ne, Sakarya Caddesi üzerinde, Ziya Yılmaz’ın babası Yusuf Yılmaz’a ait ev üzerindeki haczin kaldırılması için yazı yazıldı. Sakarya Mahallesi, Sakarya Caddesi üzerindeki 174 metrekarelik, avlulu evin altında dükkan bulunuyordu. Dava konusu binanın yakın zamanda yıkılarak yerine dersane binası yapıldığı bildirildi.

3 YIL FAZLA HAPİS YATTI

19 Şubat 1972 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen bir operasyonda Ulaş Bardakçı öldü, Ziya Yılmaz yaralı ele geçirildi. Sıkıyönetim Mahkemesi’nin Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmaktan 30 yıl hapis cezası verdiği Yılmaz, 21 Mart 1986 tarihinde, Malatya E Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. Yılmaz’ın infaz kanuna göre hesaplanan cezasının 13 Ağustos 1983’te dolduğu, yaklaşık 3 yıl fazladan yattığı da tahliye kararına bilgi olarak geçti.

Çayan, Bardakçı ve Yılmaz için çıkarılan haciz kararı

İstanbul 3 No’lu Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 19 Ocak 1972 tarihli kararında, şöyle denildi:

"..sanık Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Ziya Yılmaz’ın, yargılamalara tutuklu devam olunduğu sırada 29/30 Kasım 1971 günü tutuklu bulundukları Askeri cezaevinden firar etmiş oldukları ve bugüne kadar ele geçirilemeyen sanıkların belirli bir konutları mevcut bulunmadığından gaip durumuna geçmiş oldukları nazara alınarak, TC dahilindeki mallarının haczedilmesine ve keyfiyetin resmi gazete ile ilan edilmesine..."

Bardakçı ve Çayan öldüğü için haciz kararları o dönem kaldırıldı.