Güncelleme Tarihi:
Açıklamada “Basın ve ifade özgürlüğü cezalandırılamaz" denildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın ortak açıklamasında şu görüşler yer aldı: “Demokrasinin temel kurumu olan basın ve ifade özgürlüğü, yaşanan son olaylarla, eskisinden daha ağır bir baskı dönemine girmiştir. Gerçek sebebini bilemeden ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek bugüne kadar 200'e yakın gazeteci terör örgütü üyeliği iddiasıyla cezaevinde tutulmuştur. Şimdi de medya organlarını da tutuklayan bir dönem yaşanmaktadır. Yeniden gazeteciler gözaltına alınmaktadır. Bu gelişmeler basının özgür olmadığı ülkeler sınıfında yer alan Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün cezalandırılması anlamına gelmektedir. Demokratik ülkelerde basın ve ifade özgürlüğü cezalandırılamaz. Basın emekçilerin görevlerini can güvenliği, tutuklanma, işsiz kalma korkusu olmadan yapabilmeleri, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına hizmet edebilmeleri için iktidarı ve muhalefeti göreve çağırıyoruz.Türkiye'de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ve gelişmiş demokrasilerin kabul ettiği ölçütlere uygun basın ve ifade özgürlüğüne ulaşıncaya kadar tüm gazetecilerin dayanışma içinde olmasının önemini bir kez daha hatırlatıyoruz."
BASIN ENSTİTÜSÜ DERNEĞİ: DERİN BİR ENDİŞEYLE İZLİYORUZ
Öte yandan Basın Enstitüsü Derneği de 14 Aralık Operasyonu’nu kınayarak, "Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonuna baskınlarla başlayan ve çok sayıda meslektaşımızın gözaltına alınmasıyla süren 14 Aralık operasyonunu, Türkiye demokrasisi ve basın özgürlüğü adına derin bir endişeyle izliyoruz" açıklaması yaptı. Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Bu operasyon, Türkiye’de siyasi sorunların çözümünde basın özgürlüğüne darbe indirmenin bir gelenek haline geldiğini bir kez daha gösteriyor. Muhalif gazetecilerin dün "darbeci" veya "terörist" oldukları iddiasıyla hapsedilmeleri gibi, bugün de "paralelci" diye bir başka siyasi yafta vurularak özgürlüklerinden mahrum bırakıldıklarına şahit oluyoruz.
Hukuk devletinin temel ilkeleri ve basın özgürlüğünün, her kesim için gerekliliği bu süreçte bir kez daha anlaşılıyor. Türkiye’de demokrasinin hala ne kadar sorunlu olduğunu gözler önüne seren bu süreç, basın özgürlüğü ihlalleri sürdüğü müddetçe demokratikleşmenin mümkün olmadığını da kanıtlıyor.
Basın Enstitüsü Derneği olarak siyasi sorunların çözümü bahanesiyle ilk olarak basın özgürlüğünü ihlal eden anlayışı şiddetle kınıyor, meslektaşlarımızın en kısa sürede özgürlüklerine kavuşması ve basın özgürlüğünü garanti altına alacak adımların ivedilikle atılması çağrısında bulunuyoruz."