Güncelleme Tarihi:
Teşrik Tekbiri arefe günü ile beraber vatandaşların yoğunlaştığı konulardan oldu. Teşrik tekbirleri İslam dininde vacip olarak kabul edilir. Teşrik tekbiri getirmek için illa kurban kesmek gerekmiyor. Kurban kesmeyenler de tekbir getirmekle yükümlü. İşte Diyanet bilgisine göre teşrik tekbiriyle ilgili ayrıntılar
Teşrik tekbirleri ne zaman başlar sorusu pek çok Müslümanın gündeminde yer alıyor. Mübarek Kurban Bayramı 20 Temmuz Salı günü idrak edilecek. Kurban ibadetlerinin idrak edildiği bayramda, teşrik tekbirinin nasıl yapıldığı bilgilerini tazelemek isteyen Müslümanlar tarafından merak ediliyor. Arefe günü ile birlikte başlayan teşrik tekbirleri, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da açıkladığı tarihe kadar getirilebiliyor.
TEŞRİK TEKBİRLERİ NASIL VE NE ZAMAN GETİRİLİR?
Teşrik tekbirlerinin ne zaman getirileceğine dair detaylar, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından şu şekilde açıklanmıştır;
Fakihler, arefe gününden önce ve bayramın dördüncü gününden sonra tekbir alınmayacağı ve cemaatle kılınan farz namazların arkasından tekbir alınması gerektiği hususunda ittifak etmiştir.
Teşrîk tekbirlerinin başlangıç ve bitiş vakitleri hususunda Hanefî mezhebinde tercih edilen ve günümüze kadar uygulanan Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed’in görüşlerine göre arefe günü sabah namazı ile bayramın dördüncü günü ikindi namazı arasında yirmi üç vakit farz namazdan sonra, Ebû Hanîfe’ye göre ise sadece arefe günü sabah namazı ile bayramın birinci günü ikindi namazı arasında sekiz vakit farz namazın ardından tekbir alınır.
Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).
Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).
TEŞRİK TEKBİRİ NASIL GETİRİLİR?
Teşrik tekbirleri, Kurban bayramının son üç gününü kapsayan zaman dilimine ve zilhicce ayının belli günlerinde farz namazların ardından söylenen tekbire verilen isimdir. Zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla getirilen teşrik tekbirleri, arefe günü başlayıp, Kurban Bayramının üçüncü günü sona ermektedir.
Hanefî, Hanbelî, Zâhirî ve Zeydî mezheplerine göre teşrîk tekbirleri “Allāhüekber Allāhüekber lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber Allāhüekber ve lillâhi’l-hamd” şeklindedir.
Bazı kaynaklarda bu lafızlar Hz. İbrâhim’e nisbet edilmiştir (İbn Âbidîn, II, 178-180; ayrıca bk. es-Sâffât 37/100-110). Mâlik ve Şâfiî teşrîk tekbirlerinin üç defa “Allāhüekber” denilerek yerine getirileceğini söylerken sonraki dönem Şâfiî ve Mâlikî fakihleri diğer mezheplerce belirlenen tekbir ibaresinin okunmasını da uygun görmüştür.
Şâfiîler ayrıca buna, “Lâ ilâhe illallāhü vallahü ekber Allāhüekber ve lillâhi’l-hamd; Allāhüekber kebîren ve’l-hamdü lillâhi kesîren ve sübhânellāhi bükraten ve asîlâ” lafızlarının eklenmesinin uygun olacağını, ardından, “Lâ ilâhe illallāhü ve lâ na‘büdü illâ iyyâhü muhlisîne lehü’d-dîne ve lev kerihe’l-kâfirûn; Lâ ilâhe illallāhü vahdeh sadaka va‘deh ve nasara abdeh ve hezeme’l-ahzâbe vahdeh; Lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber” ibarelerinin katılmasının müstehap olduğunu söylemişlerdir (Şirbînî, I, 315).