Güncelleme Tarihi:
PKK’nın Kandil Dağı, Zap, Çemço, Zagros, Gare, Haftanin, Kaşura, Hınere ve Hakurk kamplarında askeri ve siyasi eğitim alan ve 4 ay önce örgütten kaçarak Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim olan 5 PKK’lının yargılanmasına 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya ‘Rubar’ kod adlı C.U., ‘Rezan’ kod adlı A.Y., ‘Dara’ kod adlı F.B., ‘Karker’ kod adlı M.K. ve ‘Rüstem’ kod adlı U.P. katıldı.
PKK’lı C.U., Ankara Etimesgut Tank Birliği’nde askerliğini yaptıktan sonra çalışmak için gittiği İstanbul’da örgüte katıldığını belirtti. C.U. şunları anlattı:
“Küçükçekmece DTP Gençlik Kollarında faaliyet yürütürken örgüte katılmaya karar verdim. Zagros Dağı’ndaki Çemço Kampı’nda kaldım. Zap ve Çemço bölgesinde bir hastane ile muhabere tepeleri var. Bu tepeler Doçka uçaksavarlarla korunuyor. Ayrıca BKC makinalı tüfek, Kannas keskin nişancı silahı ile roketler var. Türk ordusunun sınır ötesi operasyonu ve hava saldırılarına karşı savunma amaçlı mevziler kazdık. Her kampın ortalama mevcudu 400 civarındadır. Duhok şehrine bağlı Ori Köyü’nde top atışlarından etkilenmemek için örgüt burada iki sığınak oluşturdu. Hava harekatı olduğunda, uçaklar çekilip etraf sakinleşinceye kadar hareket edilmiyor. Burada ayrıca sivil köylüler de kalıyor. Bu bölge daha iç kesimlerde olduğu için, operasyon gündeme gelince bu bölgeye yerleşildi. Örgütte moral ve motivasyon normal düzeydedir, ancak operasyon ihtimali sürekli tedirginlik yaratıyordu. Örgütten kaçanların yüzde 5’i Türkiye’ye dönmek istiyor, geri kalanlar KDP’ye paralı peşmerge oluyor. Ben pişman olup kaçtım. Türk adaletine sığınıyorum.”
PKK’NIN BAHÇIVANI
PKK’lı A.Y., ÖSS sınavını kazanamadığı için ailesi tarafından kendisine baskı yapıldığını ve “11 yıl okudun, adam olamadın. Bize bu kadar masraf ettirdin” şeklindeki sözleri üzerine örgüte katıldığını anlattı. A,Y. şu itiraflarda bulundu:
“Örgüte katıldıktan sonra Zagros Dağı'ndaki Gerdiya taburuna verildim. Burada tarımcı olarak bağlı bulunduğum taburun domates, biber, patlıcan, karpuz, meyve ve sezbesini yetiştirdim. Zagros Dağı'nda örgütün 5 taburu var. Gerdiya sabit olmayıp hareketli taburdur. Tabur 3 bölükten, her bölük ise 2 takımdan oluşmaktadır. Benim asıl amacım örgüte daha önceden katılan ağabeyim Yıldırım'ı görmekti. Ancak örgüt beni ağabeyimle görüştermeyip örgüte savaşçı olmaya zorlayınca bulduğum ilk fırsatta kaçtım. Eski katılımlar askerle çatışmalara girdikleri için teslim olmaya korkuyor, ancak yeni katılımlar kaçmak için fırsat arıyor. ABD askerleri Hınere Kampı'na birçok kez gelerek üst düzey yöneticilerle görüştü. Ben Barzani karakolundaki peşmergelere teslim oldum, beni 6 gün zindana kapattılar. PKK hakkında sorgulandım. Sonra Mesif’e götürüldüm. Burada da 1 ay örgütten kaçanların tutulduğu kampta kaldıktan sonra KDP’lilerce Türk askerine teslim edildim.”
HAVA HAREKATINA KARŞI ÖZEL SIĞINAK
PKK’lı U.P. DE, Zap kampında kaldığını, burada betonarme bina bulunmadığını, taş, ağaç dalı ve naylonlarla desteklenmiş 5’er kişilik sığınaklar bulunduğunu söyledi. U.P. şöyle konuştu:
“Tepelere büyük önem verilir. Metina ve Kaniguze kampında sabah erkenden tepeye savaşçılar çıkar, şüpheli bir durum yoksa bir tim kalır, gerisi iner. Hava haraketalarına karşı genellikle doğal sığınaklar tercih ediliyor. Kamplarda araziyi gözetleyen tepeciler, sınır boyundaki güvenlik güçlerinin hareketlerini izliyor. Üst düzey yöneticiler ise kendi istihbarat elemanlarıyla faaliyetleri takip ediyor. Örgüte katılım en çok İran’dan oluyor. Kampa gelen aileler çocuklarıyla görüştürülmüyor. Çünkü ya aileler çocuklarını ikna edip geri götürüyor, ya da örgüt mensubu duygusallaşıp örgütten kaçıyor. Kampa muhabir olduğunu söyleyen İngiliz bir şahıs gelmişti. Bu kişi üst düzeylerle bir takım görüşmeler yaptı. Daha önce yapılan hava harekatlarına karşı özel yapılmış sığınaklara girilirdi. Bombalama bitene kadar helikopter ve uçaklara görünmemek için bu sığınaklardan çıkılmazdı. Örgüt, Abdullah Öcalan’ın cezaevinden çıkması için eylemleri tırmandıracak.”
BULMAK İSTEDİĞİ AĞABEYİ İNFAZ EDİLMİŞ
PKK’lı M.K. ise, DTP’nin Adana’nın Seyhan İlçe teşkilatındaki bir kişinin, “Seni Avrupa’ya gönderelim, orada kendine iş kur” dediğini, ancak bunun gerçekleşmeyip iradesi dışında örgüte götürüldüğünü belirtti. M.K. şunları söyledi:
“Hınere ve Keşan kamplarında kaldım. 1992 yılında örgüte katılan ve kendisinden haber alamadığımız ağabeyim B.K.’nin akibetini araştırdım. Ağabeyimin örgüt tarafından infaz edildiğini öğrendiğimde ayrılmak istediğimi söyledim. Beni sürekli teşhir edip aşağıladılar. Kaçmak için hasta olduğumu ve Duhok şehrinde hastaneye gitmek istediğimi söyledim. İzin vermedikleri için üzerimde taşıdığım kalaşnikof silahla gizlice kendimi kolumdan vurdum. Buna rağmen hastaneye götürülmeyip kamptaki sağlıkçılar tarafından tedavi edildim. Örgüt 10 gün beni tutukladı ve sonra yargılama yaparak 3 ay silahsız hücre cezası aldım. Ardından ağır işlerde çalıştırıldım. Gare, Haftanin ve Keşan kamplarında hava saldırılarına karşı genelde doğal mağara ve kaya altlarına yeraltı sığınakları kazılıyor. Ayrıca Irak köylerine yakın bölgeler ile ormanlık yamaçlara üslenilmektedir. Ben kamptan fırsat bulup kaçarak, Batufa şehrinde peşmergelere teslim oldum.”
ASKERE GİDECEĞİ GÜN, PKK’YA KATILMIŞ
PKK’lı F.B. ise, askere gideceği gün PKK’ya katıldığını belirterek şu bilgileri verdi:
“Hakkari’deki Berçelan Yaylası'nda köydeki hayvanlarımıza ot topladığım esnada yanıma 2 PKK’lı geldi. Bir süre konuştuk, sohbet esnasında vatani görevimi yapmak üzere askere gideceğimi söyledim. Onlar da ‘Askere gitme, sana 1 gün süre iyi düşün taşın. Gel bize katıl. Burada istediğin gibi dolaşıp, arzu ettiğin yere gidebilirsin’ dediler. Ben de askere gitmekten vazgeçip örgüte katıldım. Beytüşşebap kırsalındaki Katomarinos dağını takiben Ortaköy ve Andaç köyleri arasından geçerek Kaşura kampına geldik. Buradan Haftanin’e ardından Zap kampına gittim, askeri ve siyasi eğitim aldım. Ancak örgüte olan inancımı kaybedince, tepe nöbeti tuttuğum sırada silahımla birlikte kaçarak yol kontrolü yapan peşmergelere teslim oldum. Beni sırasıyla Amediye, Erbil, Selahattin ve
Duhok şehirlerine götürüp sorguya çektiler. 15 gün ellerinde kaldıktan sonra Habur Sınır Kapısı’na getirip güvenlik güçlerine teslim ettiler.”
Mahkeme, her ne kadar sanıklar hakkında örgüt üyesi olmak suçundan 10’ar yıl hapis istemiyle dava açılmış ise de, sanıkların kendiliğinden örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olmaları nedeniyle TCK’nın 221/2 maddesi uyarınca haklarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verip, 5’inin de serbest bırakılmasını oy birliğiyle kararlaştırdı.