Güncelleme Tarihi:
Pervari’nin Doğanca Köyü kırsalındaki Herekol Dağı’nda 29 Ağustos günü teslim olduktan sonra verdiği bilgiler doğrultusunda, güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda 7 PKK’lının öldürülmesi, 3’ünün de sağ yakalanmasını sağlayan İran’ın Salmas kenti nüfusuna kayıtlı M.C.İ., Farsça dilinde okur-yazar olduğu için tercüman aracılığıyla ifade verdi. M.C.İ., örgüte katıldıktan sonra İran rejimine karşı savaşan PKK’nın İran kolu PJAK’ın kamplarına götürüldüğünü belirterek şunları anlattı:
“İran- Irak sınırındaki Hınere kampına gönderildim. Bu kamp PJAK karargahının bulunduğu yerdir. Buradan Kandil’deki Balakate, Kortek, Şehit Rojhat ve Haftanin kampına gönderildim. Kaçmak istediğimde yakalanıp 2 ay hapis cezası diye sığınağa kapatıldım. Sonra bana Türkiye’ye gönderileceğimi söylediler. Örgüt halen bağımsız Kürdistan’ı savunmaktadır. Ayrıca DTP, örgüt adına Türkiye’de siyasi kazanımlar elde etmek, meydana gelen gelişmeleri değerlendirmeye tabi tutarak bunu dünya siyasetinde konuşulur hale getirmek, Türkiye’yi diğer ülkeler içinde demokratik bir yaşamın olmadığı bir ülkeymiş gibi göstererek davalarında haklı olduklarını inandırmak gibi faaliyetler yürütmektedir. Son olarak yapılan 22 Temmuz 2007 seçimlerin ardından PKK, DTP’nin çıkardığı bağımsız adaylar ile Meclis’e girip, sözünü ettiğim hakları kolay elde edebilecekleri yönünde bir görüşe hakim oldu.”
KAÇAKÇILARDAN GÜMRÜK VERGİSİ
Örgütün basında yer alan kara harekatıyla ilgili haberlere alıştığını ve tertiplenmesini buna göre yaptığını belirten M.C.İ. itiraflarına şöyle devam etti:
“Örgüt, gümrük vergisi adı altında silah, sigara, mazot ve malzeme kaçakçılığı yapanlardan her katır yükü için 5 bin tümen, hayvan kaçaklığı yapanlardan ise hayvan sayısına göre 60 bin tümen para alıyor. Ben örgütün gönderdiği büyük telsizi almak üzere belirlenen noktaya gitme bahanesiyle silah ve techizatımla kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldum ve grupta yer alanların kaldıkları bölgeyi söyledim. Örgütün ideolojisini gerçekleştirme imkanı olmadığını gördüm, ayrıca bana verilen sözlerin tutulmadığını anladım. Kaçmak istediğimde ise beni yakalayıp hücreye kapattılar. Bulduğum ilk fırsatta kaçtım. Türkiye kanunlarındaki lehime olan tüm haklardan yararlanmak istiyorum.”
‘ZAP’TA 2 BİN PKK’LI VAR’
M.C.İ’nin verdiği bilgiler doğrultusunda yürütülen ve 7 PKK’lının öldüğü çatışmada sağ ele geçen Irak’ın Duhok kenti nüfusuna kayıtlı ‘Zana’ kod adlı R.Ş. ise, örgüte güvenlik güçlerinin Zap bölgesine operasyon yaptığı Şamke Köyü'nden katıldığını belirterek şunları söyledi:
“Şamke köyüne ceviz toplamaya gittiğimde yanımıza gelen PKK’lılar bize, ‘Arkadaşlar biz PKK’liyiz. Siz de bize katılın beraber top oynarız, içimizde çok güzel kızlar var’ dediler. Sonra elindeki silahı bana verip ‘Bu silah senin. İlerleyen zamanda sen de komutan olacaksın’ dediler. Sonra Zagros bölgesine götürüldüm. Orada örgütün şu anda Mahmur Mülteci kampında kaymakamlığını yapan Metin kod bana askeri ve siyasi eğitim verdi. Hakurk, Hınere ve Kandil dağında kaldım. Zap kampı füze ve Doçka uçaksavar mevzileri korunmaktadır. Burada eski katılım 2 bin civarında silahlı PKK’lı vardır.”
SİLAHLAR ERMENİSTAN’DAN İRAN’A GELİYOR
PKK’nın İran’daki askeri gücünün PJAK adıyla faaliyet yürüttüğünü, 2 bin yılına kadar örgütün silah ve mühimmatının Ermenistan tarafından İran üzerinden kamplara gönderildiğini, ancak PKK’nın İran ile çatışmaya başlamasından sonra silahların Mesud Barzani liderliğindeki KDP peşmergeleri tarafından kamplara ulaştırıldığını belirten R.Ş. ifadesini şöyle tamamladı:
“Örgütün eski Gabar dağı sorumlusu ‘Hakkı’ kod adlı İskan Akyüz 12 kişilik bir grupla ‘Garzan Eyaleti’ adı verilen Bitlis kırsalındaki Sehi Ormanları ve Şeyh Cuma bölgesine gönderildi. Sağ yakalandığım çatışmada ölen 7 kişi Tunceli bölgesine geçecekti. Çatışma çıktığında ben gruptan ayrıldım ve geceyi kayalıkların arasında geçirdikten sonra gün ağarınca güvenlik güçlerine teslim oldum, Türkiye’de lehime olan kanunlardan yararlanmak istiyorum.”