Tescilli Ali Kemaller

Güncelleme Tarihi:

Tescilli Ali Kemaller
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2017 22:06

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, teröre karşı verilen mücadelenin altını çizerek, “Biz milletimizle birlikte yürüttüğümüz istiklal ve istikbal mücadelemizi bu tescilli Ali Kemallere rağmen zafere ulaştıracağız” dedi. Reina’daki saldırının ardından başlayan ‘hayat tarzı’ tartışmalarına tepki gösteren Erdoğan, Saray’daki muhtarlar toplantısında özetle şöyle konuştu:

Haberin Devamı

AMAÇ FAY HATTINI KIRMAK

“Bu saldırıların asıl amacı duygularımızı aklımızın önüne geçirmektir, bizi birbirimize düşürmektir. Toplumumuz içinde var olan o fay hatlarını derinleştirme ve kırma amacı güdenler her fırsatı değerlendirmekte, her yöntemi kullanmakta çekinmemektedir. İşte bu oyuna gelmeyeceğiz. Gerekirse, ‘kan kusup kızılcık şerbeti içtik’ deme pahasına dik duracağız, soğukkanlılığımızı her daim muhafaza edeceğiz. Bulundukları makamın gerektirdiği mesuliyetten uzak tavır ve ifadeler içinde olanların hezeyanları milletimizle birlikte elbette bizi de üzüyor.

TERÖRİSTLE AYNI SAFTA

‘Türkiye teröre teslim oldu demek’, teröristle, terör örgütleriyle aynı safta yer almaktır. Çünkü terör örgütlerinin tüm amacı birilerine işte bu sözü söyletmektir. Bu sözü ifade eden kişi siyaset yapmıyor. Sadece, kendi ülkesinin karşısında oluşturulan şer ittifakının değirmenine de su taşımış oluyor. DEAŞ’a karşı en etkili mücadeleyi veren bir ülkeyi, hâlâ ‘Bu alçak örgüte destek sağlıyor’ imasıyla suçlamak, tam da terör örgütleri üzerinden Türkiye’ye saldıranların istedikleri türden bir söylemdir. Bölücü örgüte, dinimizi istismar eden FETÖ gibi DEAŞ gibi örgütlere fiili, yazılı, sözlü destek verenlere ne yapılıyorsa, mezhep ayrımcılığı veya hayat tarzı üzerinden milletimizin bir kesimini istiskal etmeye çalışanlara da aynı muamele yapılacaktır, bu böyle bilinmeli.

Haberin Devamı

GAZİANTEP’TE SUSTUNUZ

DEAŞ’ın Gaziantep’te bir kına töreninde yaptığı canlı bomba saldırısı ile her yönüyle profesyonel bir eylem olduğu görülen Ortaköy saldırısı arasında Allah aşkına ne fark var? Şu anda Ortaköy’le ilgili bu kadar feveran edenler, bu kadar farklı şekilde yazanlar acaba Gaziantep’teki o 56 kişiyle ilgili ne yazdılar, ne söylediler, ne konuştular, soruyorum. O da büyük bir vahşet, büyük bir katliam değil miydi? Orada niye sustunuz? Mesela Gaziantep saldırısına gösterilmeyen bu türden tepkiler ve yapılmayan değerlendirmeler Ortaköy saldırısına yapılınca oraya soru işaretini koymamız gerekiyor. Hemen bunu yaşam biçimleri vesaire buraya kaydırmanın hiçbir anlamı yok. Saldırgan o gece orada değil de ertesi gün mesela bir pazar yerinde aynı eylemi yapsa, aynı sayıda insanı katletse yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba?

Haberin Devamı

Buradaki amacın Ortaköy’de ölenlerin hakkını korumak, onların yasını tutmak değil olaya atfedilen değerler üzerinden bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırmak olduğu çok açıktır. Bu gerçeği görmek için aynı çevrelerin her iki olayla ilgili ifadelerini yan yana koyup bakmak kafidir. En iğrenç istismar, Ortaköy saldırısında olduğu gibi ölü bedenler üzerinden yapılmaya çalışılan istismardır. Türkiye’de kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir. Aksini iddia eden varsa somut örnekleriyle bunu ortaya koymak mecburiyetindedir. Ağzımdan çıkan her sözün kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği bu uzun sorumluluk dönemimde hayat tarzı baskısı altında kalan acaba tek bir kişi var mıdır? Yani kim acaba bu ülkede ‘ben şu şekilde yaşamak istiyordum da yaşayamadım veya şöyle giyinmek istiyordum da giyinemedim’ diyen var mı?

Haberin Devamı

MÜDAHALE ETMEDİM

Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz, birileri hâlâ utanmadan sıkılmadan bunları yazabiliyorlar. Bu yalanı bu iftirayı, bu istismarı yapanların kendileri en başta olmak üzere kimin yediğine, içtiğine, giydiğine, gezdiğine, aldığına, sattığına karışılmış mıdır soruyorum. Herkes gibi ben de tasvip etmediğim görüntüleri, ifadeleri eleştirmişimdir. Ama asla temsil ettiğim kamu gücünü kullanarak, kimsenin hayat tarzına müdahale sayılabilecek bir yola başvurmadım. Kurucusu olduğum siyasi partinin de bu yönde girişimi, adımı hiçbir zaman bu noktada olmamıştır. Bugün de Cumhurbaşkanı olarak böyle bir yola başvurduğuma dair en küçük bir örnek dahi gösterilemez. Biliyorum ki dünyadaki ve ülkemizdeki herkesin aynı hayat biçimine sahip olma mecburiyeti yoktur.

Haberin Devamı

TÜRKİYE HUKUK DEVLETİDİR

Bu ülke ve devlet hem ekmeğini yiyip hem kendisine ihanet edenleri sırtında taşımak mecburiyetinde bırakılamaz. Biz milletimizle birlikte yürüttüğümüz istiklal ve istikbal mücadelemizi bu tescilli Ali Kemallere rağmen zafere ulaştıracağız, hiç merak etmeyin. Türkiye bir hukuk devletidir. Ülkemizde hesap sormayı yaptırıma dönüştürebilecek tek merci de hukuktur. Kimsenin sokağa çıkıp da bu işi kendi başına yapma hakkı ve salahiyeti yoktur. Tüm kesimleri bu konuda dikkatli olmaya hukuka riayet etmeye davet ediyorum.”

OH OLSUNLA BARIŞ HUZUR TESİS EDİLMEZ

Hayat biçimlerine saygı anlayışı tek yönlü değildir, karşılıklıdır. Ezan okunmasına tahammül edemeyenlerin müezzinin üzerine yürümesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayana karşı zor kullanılması da aynı derecede yanlıştır. Tüm bu hassasiyetleri hep birlikte ve herkes için göstermeliyiz. Her birimiz kendi mahallemizi savunurken diğer tarafta olanlara ‘Oh olsun’ mantığıyla yaklaşırsak arzu ettiğimiz toplumsal huzur ve barışı tesis edemeyiz. Milletimizin varlığına ve birliğine yönelik saldırıların hesabını sormak da bizim en başta gelen görevimizdir. Hiç bir sıfat ve konum bu hesabın sorulmasına mani değildir.

Haberin Devamı

KARADENİZLİ-KASIMPAŞALIYIM YASA DIŞINDA YOLA BAŞVURMADIM

Türkiye’nin hayat biçimi yüzünden en çok saldırıya maruz kalmış siyasetçisi herhalde bu kardeşinizdir. Hakkımda demediklerini bırakmadılar. Yetinmediler, eşime çocuklarıma saldırdılar. Benim gibi Karadeniz kökenli Kasımpaşa’da yetişme, her türlü mücadelede aktif rol almış birisi bile bu durum karşısında yasal haklarımı kullanmanın dışında bir yola başvurmadım. Bazı şeyleri elle düzeltmek mümkün değilse dilimizle, eğer bu da mümkün değilse kalbimizle buz ederek mücadelemizi yürüteceğiz. Dikkat ederseniz burada meşru olmayan yöntemleri kullanmak, hele hele şiddete başvurmak kesinlikle yoktur.

Tescilli Ali Kemaller

ALİ KEMAL KİMDİR?

1867-1922 yılları arasında yaşayan Ali Kemal, İttihat ve Terakki karşıtı görüşleriyle tanındı. Damat Ferit Paşa hükümetlerinde kısa bir süre Milli Eğitim (Maarif) ve İçişleri (Dahiliye) bakanlığı yaptı. Ermeni yanlısı olarak görülen bazı yazılarından dolayı ‘Artin Kemal’ diye de adlandırıldı.
Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal ve Milli Mücadele’ye karşı tutumu, ağır hakaretleri nedeniyle birçok kişi tarafından ‘hain’ diye nitelendirildi. Kurtuluş Savaşı zaferinden sonra İzmit’te linç edildi.
Kaynak: wikipedia

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!