Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Güncelleme Tarihi:

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2023 08:12

Mevsimlerin en renklisi olan sonbahar geldi. Yapraklar yavaş yavaş ağaçlardan süzülürken, yeşilden sarıya, turuncudan kırmızıya dönen renkler gözlere adeta bayram ettiriyor. Bu renk cümbüşünü fotoğraflayacak en güzel yerlerin başında ise tarihi dokusu ve doğa manzaralarıyla büyük tatil yörelerinden ayrılan köy ve kasabalar geliyor. Bu hafta uzmanlarımıza ‘Sonbaharın en çok yakıştığı köy ve kasabalar hangileri?’ diye sorduk. 10 şehirden 10 öneride bulundular.

Haberin Devamı

Ülkemizde kendine has zenginliklere sahip pek çok köy ve kasaba bulunuyor. Özellikle sonbaharda büyülü manzaralarıyla kendilerine âşık eden bu adresler; renkli sokakları, mimari harikası evleri ve tarihi atmosferleriyle huzurlu bir hafta sonu tatili vadediyor. Üstelik çoğu, geçmişten günümüze taşınan geleneksel lezzetleri de yaşatıyor.

Biz de güz mevsimini iyiden iyiye hissettiğimiz şu günlerde kalabalıklardan kaçmak, huzur bulmak ve bilinmeyeni keşfetmek isteyenler için gezgin ve seyahat yazarları Didem Mutçalıoğlu, Nurgül Büyükkalay, Erdoğan Gümüş ve Özlem Köseoğlu’na ‘Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar hangileri?’ diye sorduk. 10 şehirden birbirinden harika 10 köy ve kasabayı önerdiler.

Keşfedilmeyi bekliyor: YEŞİLÜZÜMLÜ / MUĞLA

Adını bölgede yetişen üzüm bağlarından alan, yemyeşil çam ormanlarıyla çevrili bir Fethiye köyü Yeşilüzümlü… Yöre halkı arasında ‘Üzümlü’ olarak adlandırılan köy, Fethiye'nin merkezine 18 kilometre uzaklıkta yer alıyor. 

“Köyün çam ormanlarının arasından gidilen harika bir yolu var” diyen Nurgül Büyükkalay, “Deniz seviyesinden 500 metre yüksekte olması nedeniyle köyde yayla havası var. Serin ve temiz havası, merkeze yakınlığı, muhteşem doğası ve kültürel faaliyetlerinden dolayı hem Türklerin hem de yabancıların huzurlu bir hayat için yerleştikleri bir köy haline gelmiş” dedi. Nurgül Büyükkalay, şöyle devam etti:

-- Köyde çok sayıda sanat atölyesi var. Hem çocuklar hem de yetişkinler için seramik ve resim gibi ücretsiz atölyeler gerçekleştiriliyor. Yeşilüzümlü mantar türleri bakımından çok zengin bir köy. Köyün ev sahipliği yaptığı kültürel etkinliklerden biri Kuzugöbeği Mantar Festivali. Festivalde çeşitli etkinlikler ve konserlerle beraber mantardan yapılan yemekler sunuluyor. 

-- Yeşilüzümlü dastarı ile de çok meşhur. Bir dokuma türü olan dastar evlerde bulunan özel tezgâhlarda üretiliyor. Yöre kadınlarının başörtüsü olarak kullandığı bu kumaş artık daha geniş bir kullanım alanına sahip. Yüzde 100 pamuk ipliği ile işlenen kumaştan harika kıyafetler yapılıyor. Fethiye’de bu özel dokuma sanatını yerel bir marka haline getirmek için Dastarhane binası hizmete açılmış. Ayrıca Fethiye Kadın Girişimi Üretim İşletme ve Kalkınma Kooperatifi'nin kadınları, dastardan harika kıyafetler yaparak mağazalarında sunuyorlar.

Harika köy kahvaltısı: CUMALIKIZIK / BURSA

Bursa-Ankara karayolunun 12’nci kilometresinde yer alan Cumalıkızık, şehrin en eski yerleşim bölgelerinden biri. Yaklaşık 700 yıllık tarihi geçmişiyle Osmanlı’nın kuruluşundan günümüze kadar gelebilen bu otantik köy, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

“Sonbaharda yolunuzu buraya düşürdüğünüzde kendinizi çok başka diyarda hissedeceksiniz” diyen Özlem Köseoğlu, “Cumalıkızık; sonbaharda yaprakların süslediği daracık sokakları, çeşmeleri ve renkli evleriyle görülmeye değer bir güzellik. Turistlerin gözdesi olduğu için pek çok evin önünde doğal yiyecekler ve el emeği göz nuru hediyelikler bulabilirsiniz” dedi.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Cumakızık

Köyün ailecek güzel bir hafta sonu kahvaltısı için ideal olduğunu söylen Köseoğlu, “Cumalızık’ta çok fazla kahvaltı mekânı bulunuyor. Hepsinde el açması mis gibi yufkalardan yapılmış, odun ateşinde pişmiş çeşit çeşit gözleme bulunuyor. Burada yediğiniz gözlemelerin tadını hiç unutmayacaksınız. Kestane, ahududu ve böğürtlenin meşhur olduğu köyde, bu ürünlerin kullanıldığı lezzetleri de sakın es geçmeyin. Bence en güzeli ahududu reçeli…” ifadelerini kullandı. 

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Cumalıkızık, Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze kadar koruyor

Huzur dolu: ADATEPE / ÇANAKKALE

Cumhuriyet öncesinde zeytin ve hayvancılıkla uğraşan Rum ve Türk ailelerinin yaşadığı bir köymüş Adatepe... Mübadele ile Rumlar ayrılmış, sadece Türkler kalmış. Köy mimari olarak taş yapı geleneğine sahip. O kadar sessiz ki yere iğne atsanız sesini duyabilirsiniz.

Nurgül Büyükkalay, “1980’li yıllarda İstanbul’dan Kaz Dağları’na yolu düşen bir grup arkadaş terk edilen Adatepe'nin evlerini restore ederek köye yeniden hayat vermişler. Osmanlıdan kalma konaklarla Rum taş evlerinin birbirine geçtiği köy sokaklarında yürümek çok keyifli. Bu sokaklarda taş işçiliğinin en güzel örneklerini göreceksiniz. Köyün en güzel yapılarından biri Taş Mektep. Eski okul binası restore edilerek felsefe, edebiyat, sanat ve tarih çalışmaları yapılan bir düşünce merkezine çevrilmiş. Köyün Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında dolaşırken sabun, reçel gibi doğal ürünlerin satıldığı hediyelik eşya dükkanlarına da uğrayın” dedi. 

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Adatepe

“Adatepe’nin hemen girişindeki Zeus Altarı tüm heybetiyle sizi Ege’nin en güzel manzaralarından biriyle kavuşturmak için bekliyor” diyen Büyükkalay, “Mitolojiye göre Zeus, Truva Savaşı’nı buradan izlemiş. Zeus Altarı’nın Edremit Körfezi, Küçükkuyu ve Midilli’yi ayaklarınızın altına alan manzarası büyüleyici. Zeytinle özdeşleşmiş bu bölgede Zeytinyağı Müzesi olması beni hiç şaşırtmamıştı. Adatepe'nin kıyı kesimi olan Küçükkuyu’daki tarihi sabunhane Zeytinyağı Müzesi’ne dönüştürülmüş. Üretim aşamasından filtre edilmesine, zeytinyağının soframıza kadar gelen öyküsünü göreceğiniz müzeden taze köy ekmeğiyle tadım yapmadan çıkmayın” ifadelerini kullandı. 

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Adatepe evleri


Batı Karadeniz’in güzeli: AMASRA / BARTIN

Batı Karadeniz’de Bartın sınırları içinde yer alan Amasra, güzelliğiyle birçok medeniyeti etkileyen bir sahil kasabası. Zamanında Roma’dan Osmanlı’ya kadar birçok imparatorluğun hâkimiyeti altında kalan kasaba, bugün tarihi, doğası ve yemekleriyle yerli turistlerin gözbebeği olmaya devam ediyor.

“Tarih boyunca liman kenti olan kasabayı keşfetmeye dar sokaklarına dalarak başlayın” diyen Erdoğan Gümüş, “Kendinizi bir zaman tünelinde hissedeceksiniz. Amasra’da görülmesi gereken en güzel kültürel eserlerden biri Edhem Ağa Konağı. Günümüzde mesken olarak kullanılan yapı, 2003 tarihli sinema filmi ‘Gönderilmemiş Mektuplar’ın çekimlerine ev sahipliği yapmış. Tescilli bir eser olan konak, özgün yapısıyla tarihe tanıklık ediyor” dedi. 

Gezilecek diğer yerlerle ilgili de bilgiler paylaşan Gümüş, “Amasra Kalesi mutlaka uğramanız gereken bir yer. Bizans döneminde yapılmış, Ceneviz ve Osmanlı döneminde değişiklik ve onarım görmüş. İki ana kütleden oluşuyor. Kalenin bir bölümü Boztepe’de... Buraya 'Sormagir' de deniyor. Diğer bölümüyse yarımadada, yani Amasra’da ve burası da Zindan Kalesi olarak biliniyor. Kale içinde kiliseden dönüştürülen Fatih Camii’nde tarihi bir gelenek hâlâ devam ettiriliyor. O da her cuma ve bayram namazında hutbenin kılıç çekilerek okunması” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Amasra

Balıkçı kasabası: KIYIKÖY / KIRKLARELİ

Haberin Devamı

Karadeniz kıyısında yer alan Kıyıköy, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı turistik bir adres. Tertemiz havası ve birbirinden güzel doğal alanlarıyla, yaz aylarında çok kalabalık olsa da sonbaharda mütevazı balıkçı kasabası havasına geri dönüyor.

“Girişinde tüm ihtişamıyla tarihi Bizans kapısı karşılıyor sizi… Kasabaya hâlâ bu kapıdan giriş yapılıyor” diyen Didem Mutçalıoğlu, “Buraya gelince yapılacak pek çok şey var” dedi ve şu önerileri paylaştı:

-- Deniz kenarında dalgaların kıyıya vurmasıyla çıkan iyot kokusunun ve dalga seslerinin tadını çıkarmak, martı ve balıkçı teknelerinin sesiyle huzura ve hayallere dalmak bunlardan sadece bir tanesi. Kıyıköy’ün içinden geçen ve buradan denize karışan Kazandere ve Papuçdere’nin yamacındaki çay bahçelerinde bir şeyler içmeden ve derelerin üzerinde tekneyle gezinti yapmadan asla geri dönülmemeli…

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Kıyıköy

Haberin Devamı

-- Kıyıköy’de görülmesi gereken bir diğer yer ise 6’ncı yüzyıl Bizans döneminden kalma Aya Nikola Manastırı. Tıpkı Kapadokya’dakiler gibi blok kayaların oyulması ile yapılmış ve mübadeleye kadar da aktif kullanılmış. Ve tabii böyle bir balıkçı kasabasına gelmişken, Karadeniz manzaralı restoranlardan birinde balık yememek olmaz.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Kazandere

Şehrin griliğinden uzak: AĞVA / İSTANBUL

Ağva, İstanbul’un Karadeniz kıyısında Şile’ye bağlı bir sahil kasabası. Bir yanı deniz, diğer yanı derelerle çevrili... Genelde İstanbul ve çevre şehirlerde yaşayanların hafta sonları tercih ettiği bir yer olsa da turistik mekânları da oldukça fazla...

“Ağva’yı özel yapan şeylerden biri içinden akıp giden Göksu ve Yeşilçay dereleri” diyen Didem Mutçalıoğlu, “Bu iki dere sonbaharda muhteşem manzaralar sunarak akıyor. Sonunda yine Ağva’nın Karadeniz sahilinden denize karışıyor. Sararmış yapraklar arasında akan derelerin sesi eşliğinde orman yürüyüş yapmak çok keyifli” dedi.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Ağva

Konaklama için de çok fazla seçenek olduğunun altını çizen Mutçalıoğlu, “Her bütçeye uygun otel ve pansiyon mevcut. Otellerde akşamları sonbahar serinliğine eşlik eden şömine sesi eşliğinde keyif yapabilir, gündüz de dere üzerinde teknelerle güz yapraklarının ve sararan sazlıkların arasında gezinebilirsiniz” ifadelerini kullandı. 

Adı gibi şirin: ŞİRİNCE / İZMİR

İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı olan Şirince, 2012’ye kadar adı pek duyulmamış bir yerdi. 2012’de ortaya atılan kıyamet kehaneti sonrası bir anda sadece ülkemizin değil dünyanın gündemi haline geldi. Şimdilerde ise “Kıyametin teğet geçtiği köy” olarak anılıyor.

“Aslında köyün adının ilginç hikâyeleri bulunuyor” diyen Özlem Köseoğlu, “Mesela böylesi şirin bir yere önceden ‘Çirkince’ deniyormuş” dedi. Köseoğlu, şöyle devam etti:

“Çirkinliğe ilişkin hikâyelerin en bilineni, Aydınoğulları dönemine uzanıyor. Anlatılanlara göre o yıllarda azat edilen bir grup Rum'a köye yerleşmelerini söylüyorlar. Rumlara “Yerleşeceğiniz yer güzel mi?” diye sorulduğunda “Çirkince” olduğunu söylüyorlar. Ondan sonra da köyün adı Çirkince olarak kalıyor. Ta ki 1920’lerde İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa Çirkince’ye gelene kadar. Kazım Dirik Paşa'yı köyün öğretmeni Muallim Suat Bey, yazıp bestelediği köy marşı ile karşılayınca, Kazım Dirik Paşa çok duygulanıyor. Köyün adının bundan böyle ‘Şirince’ olarak değiştirilmesini istiyor. Bence çok da doğru bir karar vermiş. Çünkü burası gerçekten çok şirin bir yer…” 

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Şirince

Köseoğlu, “Şirince’de öncelikle leziz gözlemeleri, bazlamaları, ev yapımı reçelleri tatmalısınız. Benim burada en çok dikkatimi çeken ise zeytinyağı kokusu oldu. Şirince’ye adım attığınızda bazı evlerin yanından geçerken zeytinyağı kokusu alıyorsunuz. Bunun nedeni Şirince’de zeytinyağı üretiminin yapılıyor olması. Mutlaka zeytinyağı almanızı öneririm” ifadelerini kullandı. 

Köseoğlu konaklama için ise tepelerde bulunan ve harika sonbahar fotoğrafları sunan manzaralı pansiyonları ya da konakları tercih edebileceğinizi söyledi.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Şirince'nin şirin sokakları

Zamanın durduğu yer: SAFRANBOLU / KARABÜK


Karabük merkeze 8 kilometre uzaklıkta bulunan Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tam bir sonbahar köyü… Kültürel değerleri, tarihi yapısı, ünü dünyaya yayılmış muhteşem lezzetleriyle bu listede yer alması hiç şaşırtıcı değil. Ayrıca tarihi yapısının sağlam bir şekilde korunmasından dolayı ‘En iyi korunan 20 kent’ arasında yer alıyor.

Özlem Köseoğlu, “Safranbolu, Osmanlı kültürünü ve tarihini, zengin şekilde sunan bir yerleşim. ‘Zamanın durduğu yer’ sloganıyla tanıtımı yapılan bölgede, ilk olarak Hıdırlık Tepesi’nde şehri kuş bakışı izlemelisiniz. Ormanların içerisindeki Safranbolu evlerinin güzelliği, gözlerinizi kamaştıracak. Bölgedeki bütün evlerin kendine has manzarası var. Hiçbir şekilde bir ev diğerinin manzarasını kapatmıyor” dedi.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Safranbolu

Gezilecek yerlerden bir diğerinin de 80 metre derinlikteki İncekaya Kanyonu üzerine inşa edilmiş olan cam seyir terası olduğunu söyleyen Köseoğlu, “Bu özel alan, Türkiye’nin ilk cam seyir terası olma özelliğini taşıyor. Safranbolu’ya kadar gelmişken, içerisinde şelale ve göletlerin bulunduğu üst solunum yollarına iyi geldiği söylenen Bulak Mencilis Mağarası, çikolata şelalesiyle dikkat çeken Çikolata Müzesi ve tarihin izlerini taşıyan Safranbolu Tarihi Saat Kulesi gibi noktaları sakın es geçmeyin” ifadelerini kullandı.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Safranbolu evleri

Ülkemizin 15’inci 'sakin şehri' unvanına sahip: MUDURNU / BOLU

Hisar ve Kulaklı tepelerinin arasında kırmızı kiremitli çatıları ve bozulmamış siluetiyle insanın yüreğini ısıtıyor Mudurnu… Sakin bir ilçeye giriş yaptığınızın ilk işaretleri aslında bütün bunlar. İşte bu nedenle 2018 yılında Uluslararası Cittaslow Birliği’ne kabul edilen Mudurnu, ülkemizin 15’inci sakin şehri unvanına sahip.

“Mudurnu’nun en önemli özelliklerinden biri Osmanlı sivil mimari örnekleri ve bozulmamış kent dokusu” diyen Erdoğan Gümüş, “Bu sivil mimari yapılar; Safranbolu, Beypazarı, Göynük, Taraklı, Cumalıkızık’takilerle benzerlik göstermekle beraber, ayırt edici özelliklere de sahip. Yapılarda ağırlıklı olarak ahşap malzeme kullanılmış, sakin bir pencere ritmi, çıkıntılı üst kat pencereleri, sokaklara ve topografyaya göre ayarlanmış açılı bindirmeler, kırma çatılar, üçgen alınlıklar ve bina cephelerindeki oyma süslemeler usta ellerin maharetini gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Mudurnu

Mudurnu’nun sonbaharın en güzel adreslerinden Abant’a ve Sünnet Gölü’ne yakınlığının altını çizen Gümüş, “Yine günübirlik gidilebilir mesafedeki Çubuk Gölü, buraya kadar gelenler için mutlaka görmeden dönülmeyecek güzellikte bir yer. Gölün kıyısında birkaç haneden oluşan köyün evleri ve cami minaresi bana hep Uzungöl’ü hatırlatır” dedi.

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Çubuk Gölü

Seçenek çok: KALKAN / ANTALYA

Doğası, tarihi, bozulmamış kent dokusu, yamaçlara kurulmuş evleri ve muhteşem koylarıyla Akdeniz’de harika bir tatil kasabası Kalkan… Akdeniz maviliğine karşı kurulmuş kasaba sokaklarında tarihi dokusunu koruyan begonvillerin kapladığı evlerin, dükkanların ve kafelerin arasında dolaşmak çok keyifli. 


Nurgül Büyükkalay, “Dünyaca ünlü antik kentlere, muhteşem koylara ve kumsallara ev sahipliği yapıyor Kalkan. Çevresinde gezebileceğiniz birçok yer ve yapabileceğiniz çok sayıda aktivite var” dedi. Büyükkalay, gezilecek ve yapılacak aktivitelerle ilgili şu önerilerde bulundu:

Tertemiz bir hava, göz alıcı güzellikler ve huzur... Sonbaharın çok yakıştığı köy ve kasabalar | 10 ŞEHİR 10 ADRES

Kalkan

-- Dünyanın en uzun doğal plajlarından birine sahip Patara ve Patara Antik Kenti mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Patara kum tepelerinde kendinizi çöldeymiş gibi hissedeceksiniz. Xanthos Vadisi’nde denize açılan tek yer olmasından dolayı tarih boyunca çok önemli bir yere sahip olan Patara, Likya uygarlığına başkentlik yapmış özel bir yer.

-- Kalkan-Kaş yolu arasında kalan, ülkemizin en meşhur ve en güzel plajlarından Kaputaş’ta mutlaka yüzme molası vermenizi öneririm. Sonbaharda olsak da hâlâ deniz sıcak… Bezirgan köyü ise 300 yıllık tarihiyle Yörük ve Türkmen kültürünün izlerini göreceğiniz muhteşem bir adres. Köyün tarihî taş evleri arasında gezinebilir, yemyeşil doğasında yürüyüş yapabilirsiniz. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!