Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2005 00:00
BİR süredir hükümetin yeni bir ‘Terörle Mücadele Yasası’ hazırladığını biliyorduk. Bunun gereksiz olduğunu söyleyen de yoktu. Çünkü asker de polis de, yasaların kendilerine verdiği yetkinin terörle mücadele için yetmediğini söylüyor, ‘görevimizi tam yapabilmemiz için elimizi güçlendirin’ diyordu. Ne bunlara ne de hükümetin terörle mücadele için yeni önlemler almasına ve yasalar yapmasına karşı çıkmak için sebep var...Kaldı ki biz daha önce de yazdığımız gibi, olaylar kontrol edilemez hale gelmeden devletin etkin önlemler almasını ve bunları hızla yaşama sokmasını gerekli görüyoruz.Hatta bu konuda hükümetin algılamasını yetersiz, temposunu ağır ve inisiyatifini eksik buluyoruz. Çünkü Türkiye’nin orasında burasında görülen özellikle ‘kitlesel’ olayların salgın bir hastalık gibi yurdun başka yerlerine de sıçramadan, devletin sokağa egemen olduğunu göstermesi şart oldu diyoruz.Alınması söz konusu önlemlerin bir kısmının temel haklarımızı ihlal edici nitelikte olacağı, gazetelere yansıyan haberlerden anlaşılıyor.Gerçi Adalet Bakanı Cemil Çiçek, alınacak önlemler konusunda birden fazla proje üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Böylece ‘O öneriye dönük itirazları dikkate alıyor ve öteki projemizi sunuyoruz’ demeye hazırlandığı izlenimini veriyor.Biz temel hak ve özgürlüklerimiz konusunda çok titiz davranmayı temel görev sayarız. Ancak güvenlik ile özgürlük arasında bir tercih yapmaya zorlanırsak, güvenliğe öncelik veririz.Güvenliğe öncelik verme iyi de... Temel insan hakları ve özgürlükleri ile güvenlik gerekçeli önlemler arasındaki dengeyi bozmadan çözüm üretmek ne ölçüde mümkün olacak?Ne var ki, bir süredir dengenin ‘güvenlik’ lehine bozulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü, 11 Eylül 2001 tarihli New York terörü, asıl ağır darbeyi insan hakları savunucularına vurdu. ABD’nin çıkardığı kısa adıyla Patriot Act (Yurtsever Yasası) herkesin ama özellikle ABD vatandaşı olmayan kişilerin temel insan haklarının hemen hepsini yok sayan hükümler koydu. O kadar ki, ABD makamlarının ‘terörist’ olduğundan kuşkulandığı bir kişi -üstelik ABD vatandaşı da değilse- polis onun başına, aklınıza gelebilecek her türlü belayı açabilir. Yabancıları yargılamakla yetkili kılınmış bir askeri komisyon, o kişiyle ilgili belge ve bilgiler hakkında kendisine bilgi vermeden, hatta istediği avukatla kendisini savunma hakkını ona tanımadan o kişiyi ölüm cezası dahil herhangi bir cezaya mahkûm edebilir.Aslında Bill Clinton zamanında da bir yasa çıkarılmıştı ama keyfiliğe bu kadar açık değildi.İngiltere’de aynı amaçla Tony Blair’in çıkardığı yasa ABD’dekinden iyi değil. Orada da İngiliz adaletinin yüzlerce yıl içinde inşa ettiği temel değerler Terörle Mücadele Yasası ile yok sayıldı.Bu konuyu nasıl olsa yeni aşamalarda konuşacağız. Şimdilik bu kadarla yetinelim.
button