Güncelleme Tarihi:
Paris’te evinde geçirdiği kalp krizi sonucu 88 yaşında ölen ‘Şeytan’ın Avukatı’ lakaplı Jacques Verges’le Fransa’da tutukluyken Alaattin Çakıcı’ya avukatlık yaptığı dönemde tanışmıştım.
Entrika ve maceralarla dolu avukatlık serüveni nedeniyle Verges’in yaşamı 2007 de Cannes Film Festivali ve daha sonra İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ‘Terörün Avukatı’ belgeseli ile sinemaya aktarıldı. Film sıra dışı bir avukat olan Verges’in yaşamında, Pol Pot (Eli kanlı Kızıl Kmerler Örgütü’nün kurucusu ve 1976-79 yılları Kamboçya Başbakanı), Çin lideri Mao ve Irak lideri Saddam Hüseyin gibi İkinci Dünya Savaşı sonrası birçok diktatör ve teröristle ilişkisi ile arkadaşlığına da yer veriyordu.
Gerçekten de Verges, hiçbir avukatın almağa yanaşmak bile istemediği zor davaları üstlenmişti. Davasını üstlendiği tanınmış isimler arasında ‘Lyon kasabı’ olarak anılan Nazi Canavarı Alman Gestapo Subayı Klaus Barbie, Cezayir halk kahramanı, direnişçi Djamila Bouhired, Eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç, Çad Devlet Başkanı İdris Deby, Saddam’ın Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz, Yahudi soykırımının gerçek olmadığını savunan Fransız düşünür Roger Garaudy ve dünyaca ünlü terörist ‘Çakal Carlos’ lakaplı İlich Ramirez Sanchez ile bir dönem evli olduğu 1970’li yıllarda Almanya’da eylemleriyle korku salan terör örgütü Baader-Meinhof Grubu üyesi Magdalena Kopp vardı.
MUAMMER ELVEREN JACQUES VERGES'LE / FOTO GALERİ
Jacques Verges 15 Temmuz 1983’te THY’nin Paris Orly Havalimanı bürosuna Ermeni Terör Örgütü ASALA’nın yaptığı bombalı saldırıdan sonra tutuklanan terörist Varujan Garbidiyan, Ohanes Semerci ve Soner Nayır’ın da avukatlığını da üstlenmişti. Çok medyatik bir avukat olan Verges şöhretini, bazen kazandığı bazen de az cezalarla sonuçlandırdığı davaların ilginç yönlerini medyayla paylaşmakla elde etmişti.
Çakıcı’nın mahkemelerinin görüldüğü Aix-en-Provence ve Paris’teki ofisinde birkaç kez görüştüğüm Verges, Çakal Carlos’un Ocak 2006'da Fransa'daki cezaevinde insan haklarına aykırı muamele gördüğü gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmasından sonra ofisinde yaptığım görüşmede bir sorumu yanıtlarken, Carlos’un Paris yakınlarındaki Fleury Merogis Cezaevi’nden kendisine yazdığı tarihi belge niteliğindeki bir mektubu göstermişti. Carlos, 24 Mart 2005 tarihinde el yazısıyla yazılmış olan bu mektubun ‘İlich RAMİREZ SANCHEZ’ antetli ‘Jacques’ diye başladığı birinci sayfasında 1991 yılında Suriye’nin başkenti Şam’daki ofisinde Verges’le buluşmasını anlatırken ilginç belgeleri teslim ettiğini yazıyordu.
Mektubu okuduktan sonra kendisine “Bu mektupta çok önemli bilgiler var, fotokopisini alıp içindeki bazı bilgileri gerektiğinde haberlerde kullanabilir miyim” diye sorunca Verges, her zaman yaptığı gibi düşünürken iki elini birleştirip ağzının ortasına koyup biraz durduktan sonra “Belki sadece birinci sayfasını” dedi. Aslında birinci sayfada da tarihi belge niteliğinde bilgiler vardı ama diğer sayfalarda Carlos’un terörist eylemleriyle ilgili daha ilginç notlar vardı. Ne kadar ısrar ettiysem kabul etmedi ve sekreterini çağırarak mektubun birinci sayfasının fotokopisini yaptırıp bana uzattı.
Bu sayfada Carlos’un Verges’e “Jacques, Paris La Sante Cezaevi’ne konmadan önce seninle en son Temmuz-Ağustos 1991’de Suriye’nin başkenti Şam’daki ofisimde görüşmüştük. Büromda sana doğruluğu yetkili mercilerce onaylanmış bazı önemli belge ve sertifikalar verdim” diyerek bu belgeleri şöyle sıralamıştı:
- Lübnan’daki Venezuela Büyükelçiliği’nden verilen kızım Elba-Rosa Ramirez Kopp’a ait doğum sertifikası
-Magdelana Caecilia Kopp ile Lübnan’ın Trablus kentinde evlendiğimi belgeleyen sertifika. Bu belge ile birlikte Lübnan Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları ile Beyrut’taki Venezuela Büyükelçiliği’nden onaylanıp verilen Arapça ve Castillan (İspanyolca lehçesi) dillerinde yazılmış diğer sertifika.
“Bu sertifikaları sana vermemin nedeni, bir problem çıkarsa seni çok iyi tanıyan kızımın Caracas’a seyahat ederken ve gerektiğinde annesinin ona refakat edebilmesi için anında müdahale edebilmen içindi.
Her zaman olduğu gibi beni her ziyaretinde sana on binlerce Amerikan doları verdim, zaten 9 yıl boyunca hak ettiğinden fazla vekâlet ücreti aldığın gibi bir de şehit Mustafa Butto gibi güvenilir dostlarla sana para gönderdim."(Carlos’un ‘şehit’ diye tanımladığı Benazir Butto’nun kardeşi olan Mustafa Butto Şam’da siyasi mülteci olarak kaldıktan sonra Pakistan’a döndüğünde 20 Eylül 1996’da bombalı bir saldırı sonunda yaşamını yitirmişti)
Birinci sayfa böyle bitiyordu ama hızla göz gezdirirken elimden alıp bana kopyasını vermediği diğer sayfalarda bu paralar karşılığında Verges’ten neler yapmasını istediğini sıralıyordu. Bana verdiği sayfadaki bilgiler bile uluslararası alanda kırmızı bültenle aranan ünlü bir terörist olduğu halde Çakal Carlos’un elini kolunu sallaya sallaya Hafız Esad’ın Suriye’sinin başkenti Şam’da yaşaması, hatta bir ofisinin bile bulunması, bir başka Arap ülkesi olan Lübnan’ın, kendisi gibi azılı bir terörist olan Magdelana Koop ile Trablus’ta evlenmesine göz yumması, nikah belgesi vermesi, onu arayan ülkelere bildirmesi gereken Dışişleri Bakanlığı’nın, yakalatması gereken Adalet Bakanlığı’nın kendisi ve karısına iki dilde belge vermesi, seyahat edebilmesi için kızına doğum belgesi çıkartabilmesi, bütün bunlar terörün neden bitirilemediğinin, teröristlerin nasıl himaye edildiğinin birer ibret vesikası gibiydi.
Şeytanın Avukatı Verges, ölürken daha kim bilir ne bilgileri beraberinde mezara götürmüştür.
Melveren@hurriyet.com.tr